10 Ekim 2011

Yeni bir paylaşım savaşına doğru

DİĞER YAZILARI

2008 sonrasında kapitalist ülkelerde yaşananlar, her ne kadar iç içe geçmiş ilişkiler ve bulanık bir görünüm sunsa da bir yandan da daha önce görünmez olan birçok şeyin daha net biçimde görünür olmasına olanak veriyor.
Daha üç beş yıl öncesine kadar serbest piyasa mitinin azılı savunucusu olan erken kapitalist ülke devletleri şimdi hızla sermaye birikimini koruyacak önlemlere imza atıyor. Kapitalist devletlerin bu yeni görünümü proaktif devlet olarak tanımlanıyor. Yani, geçmişte piyasa oyununda bir aksama olduğunda düzenleyici önlemlerle “aksaklığı” gidermeye çalışan devlet yerine, doğrudan oyuna giren devlet biçimleri ortaya çıkıyor.  
Geç kapitalist (azgelişmiş)  ülkelere devletin ekonomik hayattan çekilmesini salık veren erken kapitalist ülkelerin kendilerinin ekonominin içine bu kadar aktif biçimde girmeleri, devletin piyasaya “güven” verme dışında, ekonomik ilişkiler içindeki gücünü sınırlandırmayı hedefleyen arz yönlü yaklaşımların da (Monetarizm, Anayasal İktisat Yaklaşımı gibi) kuramsal olarak çöktüğünü gösteriyor.
Son olarak Almanya Başbakanı  ve Fransa Cumhurbaşkanı’nın Avro bölgesindeki borç krizine karşı bankaların sermaye güvencesini sağlayacak önlemleri ve parasal desteği sağlayacaklarını açıklamaları; Fransa ve Belçika menşeli Dexia Bank’ın yeniden yapılandırılması sürecinin bizzat ilgili devletlerce üstlenileceği ve zararın toplumsallaştırılacağının beyanı gösteriyor ki, artık piyasa oyununun bütün kuralları değişiyor.
***
Peki, tüm bu değişen ilişki biçimleri işçiler, emekçiler ve yoksul halk kesimleri için yeni bir durum ifade ediyor mu?
Bu soruya maalesef olumlu bir yanıt vermek mümkün değil. Değişim üretim araçları sahipleri ile kapitalist devletler arasındaki ilişkide ortaya çıkıyor. Üretim ilişkileri bütünü içerisinde değerlendirdiğimizde işçi ve emekçilerinin maruz kaldığı neoliberal saldırılar ve üretim sürecinde karşı karşıya kaldıkları artı değer sömürüsü şiddeti artarak devam ediyor.  
“Sermayeyi sosyal bir olgu olarak ele aldığımızda, her geçen gün daha fazla alanı ele geçirerek büyümeye devam ediyor. Bu büyüme süreci üretim alanında; üretimin parçalandığı ve dolayısıyla güvenceli istihdamın ve göreli “iyi” ücretlerin hızla ortadan kalktığı; yeni tip (atipik) istihdam biçimlerinin yaygınlaştığı ve kayıt dışılığın kayıt içi bir unsura dönüştüğü taşeron tipi üretimin yaygınlaşmasına neden oluyor. Sermayenin kontrolsüz genişlemesi sadece üretim ilişkileri içerisinde değil, hayatın geri kalan tüm alanlarında hızlı ve yıkıcı tahribata neden oluyor. Doğal kaynaklar, doğal olma özelliğini (Herkesin istediği kadar kullanım hakkına sahip olduğu) yitirip ticarileşirken, temiz su ve gıda maddesine erişim dünya genelinde zorlaşıyor. Dünya Bankasının son raporu, 2011 yılında dünya genelinde 50 milyon insanın -mevcutlara ek olarak- açlık sınırına düşeceğini gösteriyor.
***
Kapitalist üretim ilişkilerinin ortaya çıktığı ilk dönemlerde müdahaleci devlet sermayedarlar tarafından “ehlileştirilmiş” ve devlet müdahalesi minimize edilmiştir; 1929 buhranı ve 2 paylaşım savaşı sonrasında ise Keynesyen (toplam harcamaları artırıcı) devlet müdahaleleri hemen tüm kapitalist ülkelerde uygulanmış; ‘60’ların sonuyla birlikte ise azalan kâr oranlarına paralel olarak Keynesyen politikalardan vazgeçilmiş ve arz yönlü yaklaşımlarla devletin ekonomi üzerindeki etkisi “güven veren” bir sınıra hapsedilmiştir.
Bugün yaşadığımız kapitalist dünyada devletlerin kapitalizmin hiçbir döneminde olmadığı bir biçimiyle müdahaleci yanı ve sermayenin uluslararasılaşması göz önüne alındığında yeni bir paylaşım savaşının kapıda olduğunu söylemek falcılık olmaz. Bu yeni paylaşım savaşında kapitalizmin altın bölgeleri olan Amerika ve Avrupa’nın Çin karşısındaki gerilemesi ve Avrupa’nın borç krizi ötesinde durgunluk çağına girmesi de etkili olacaktır.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sivil kanıyla harita çiziyorlar

Sivil kanıyla harita çiziyorlar

Suriye’de aralık ayında yönetimi ele geçiren Batı destekli cihatçıların, ülkedeki farklı etnik ve dini gruplara yönelik katliamları artarken, emperyalist güçler bu kanlı ortamı bölge haritasını yeniden şekillendirmek için bir fırsat olarak görüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İktidar yoksullaştırdığı halkın imdadına yetişen kent lokantalarından rahatsız. Kent lokantasını öven Vedat Milor’a soruşturma açıldı.

Evrensel'i Takip Et