15 Ekim 2011 11:54

Vatandaşlık meselesi (3)

Vatandaşlık meselesi (3)

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,
Yıllardan beri bol soslu reklamlar eşliğinde "Demokratik hukuk devleti" olduğumuzdan dem vururken, diğer yandan şu anda yürürlükte olan seçim sistemimizin hiç de "adil" olmadığını, halkımızın "irade"sine en azından bu "yüzde onluk baraj" ölçeğinde bile olsa bir bakıma peşinen "ipotek" konulduğunu, üstelik çoğulcu, katılımcı "demokrasi"den yana nasibini bolca almış ülkelerin neredeyse hiçbirinde bu denli yüksek bir "engel"in, "barikat"ın olmadığını, ama illa da bu bapta bir "baraj-maraj" konulacaksa, bunu da, işte mesela bir, iki, hadi bilemedin üç, ya da taş çatlasa en fazla yüzde beşlik bir seviyeye çekmenin çok daha "makul" olacağını; sadece gariban, entipüften "vatandaş" kimliğimizle değil, tam aksine "akil adam" kisvesiyle ünlü, diplomalı zatı muhteremler olarak da, gerek meydanlarda, gerekse televizyon ekranlarından her seçim arifesinde bozuk plak misali aynı nakaratla dillendirip duruyoruz!
Sonra?
Sonra, bu tür ahlamalarla vahlamalarla yetinmeyip, dahası da önce Allah'ın izniyle, sonra da "asil" milletimizin teveccühüyle, onların birer mütevazi "vekil"i, "hizmetkar"ı seçilip, ardından da Ankara'nın yolunu tutar tutmaz, daha ilk fırsatta yüce Meclisin "mübarek" çatısı altında bu konuda gereken "önerge"leri tez elden vereceğimizi, duruma göre tek başımıza veya koalisyonlarla bu işi kökünden çözeceğimize dair söz veriyoruz…
Daha sonra?
Daha sonra bu "inanç", bu "iman" doğrultusunda yemin billah eden gelmiş geçmiş bilumum iktidar ve muhalefet "kurmay"ları gibi, "Dön baba dönelim, hacılara gidelim" kulvarlarında gezinip, bu yolun kaşarlanmış "bezirgan"ları olarak, bu "vaat"lerimizi, tıpkı buzun üzerine yazılmış yazı misali çabucak, şıpınişi unutuyoruz…
Hal ve gidişat üç aşağı beş yukarı senelerce bu minvalde sürüp giderken, beri yandan deveye hendek atlatmaktan farksız bu uygulama nedeniyle "Kedi ne ki budu ne olsun" babında horlanıp, dolaylı yollarla dışlanan kimi partilere oy veren "vatandaş"ların kullandıkları bu reyler, daha da doğrusu hesapça "vatandaş" olarak sandıklarda sergiledikleri "irade"leri doğrudan doğruya çöp sepetini boyluyor!
Çöp tenekesini boyluyor, çünkü yıllardan beri söylenenlere bakılırsa, denen o ki, yüce milletimizin "dünyaya bedel" olan her bir ferdinin gönül rahatlığıyla ve de kendi "özgür iradeleri"yle kullanacakları oyların, kırk pineli yamalı bir bohçayı andıran "koalisyon"larla parça pinçik dağılıp bir bakıma "heba" olmaması, daha da doğrusu güçlü bir "iktidar"ın yanı sıra, keza onu at sineği misali ha babam rahatsız edip, dürtükleyip, dolayısıyla diri tutacak bir "ana muhalefet" partisinin oluşmasına yönelik bu seçim sistemi, ülke genelinde istikrarın sağlanması için hem elzem, hem de tercih sebebidir; nitekim!..
Kirvem, özüme kalırsa bu saatten sonra kendi kendimizi kandırıp "üç maymun"ları oynamaya hiç gerek yok; gerçek olan şu ki, "netekim" mahreçli bu anayasamızla ve onun gölgesinde yeşerip "neşvünema" bulan bu "alengirli" seçim sistemimizle milyonlarca seçmenin oyu çöp sepetini boylarken, "istikrar" adına çevrilen bu "dalga dubara"ların asıl amacı, kimi vatandaşlarımızın, daha da açıkçası "özellikle" ve de "evvelemirde" daha düne kadar varlıkları, dilleri inkar edilen "kart-kurt" kökenli yurttaşlarımızın Meclise kapağı atmalarını mümkün mertebede önlemek için sinsice tezgahlanan bir "oyun"un ta kendisidir!
Öyle ya da böyle, kabul edelim ya da etmeyelim, memleket sathındaki "manzara"lara, hele hele şu sıralar dağda, bayırda esen rüzgarlara bakılırsa, yine ayan beyan görünen o ki, bu "oyun" ve bu "senaryo" dönüp dolaşıp eninde sonunda hani mil pardon kıçının üstüne oturup, tümüyle  iflasın eşiğine gelirken, bunun faturası bu ülkenin tüm "vatandaş"larına ne yazık ki pahalıya patladı, patlıyor Kirvem!
Devamı haftaya…

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa