Hıyardan ayıya ülkemin canlıları
Yukarıdaki başlığa bakıp, sakın benim birilerine ya da bir yerlere taş falan attığımı sanmayın. “hıyar”, bizim bildiğimiz gerçek “hıyar”. Bilirsiniz Kibar Beyaz Türkler ona “salatalık” derler. “ayı” da, “ayı” işte, ne diyeyim!..
Önce “hıyar” dan başlayayım. Gazetem Evrensel, bir zam haberine “Kibarlık biz de kalsın” düşüncesiyle başlık atmış: “Ağustos ayının zam şampiyonu salatalık” (3.9.2011)… İTO verilerine göre, ağustos 2011’de hıyar kardeşimiz, tam bir ay içinde yüzde 11.88 fiyatını arttırmış. Ben bir yerde işçiyim. Bu yılın başında ben ve arkadaşlarımın aylığına da zam yapıldı. Ama hıyarın bir ay içinde aldığı zamma ulaşamadık, ki bizimki öyle her ay yapılan bir zam değildi. Ne diyeyim, kader utansın, bir hıyar kadar olamadık… Neyse…
“Zam Şampiyonlar Ligi”nde ikinci sırada kabak varmış. Yüzde 8.87 zam görmüş. Bırakın hıyarı, bir kabak kadar bile olamamıştım.
Evrensel’de bunu okuyunca, zaman makineme binip, 12 Mart Komedyası’nın yaşandığı günlere gittim.
Övünmek gibi olmasın ama, o günlerde “Kitap yayınlamak”tan dolayı sık sık içeri alınırdım. Bugünkü gibi yazılmamış, düşünce aşamasında olan kitaplardan değil, adam gibi, basılmış, kitapçılara verilmiş kitaplardı bunlar…
İşte yine bir gün, İstanbul’un en çok penceresi olan binasına, Selimiye Kışlası’na attılar beni. Gözaltı bölümü… Gülünür mü, ağlanır mı, bilmiyorum ama, en komik günlerimi, Türkiye’nin birinci ordusunun kalesinde geçirdim. Düşünün, kapısız bir tuvalete giriyorsunuz (Her gün bir kere sıçma hakkı tanınmıştı), kapıda bir asker yüzü size dönük. Daha ilk seferinde, “asker,” dedim, “Ben biri def-i hacetimi seyrederken, yapamam. Arkanı dön.” Asker arkasını döndü. Sonra tutukevi bölümüne attılar.
Girişte bir omzu yarı kalabalıkla, ondan daha az kalabalığı olan bir görevli vardı. Cebimde bulunan, gözaltında alınmayan bir takım notları buldular. O notlardan birinde şöyle bir satır vardı: “Mil. 300 kel”. Omuzu az kalabalık olan ülkemin görevlisi, yardımcısına, “Bu 300 kelle eylem yapacakmış,” diye o belgeyi(!) bir zarfa koyup, araştırmak üzere MİT’e gönderdi. Oysa bana sorsalardı, yanıtlardım: “Milliyet gazetesine 300 kelimelik yayın ilanı borcum var, onun notu,” diye. İnanır mısınız 40 yıl geçti aradan, o muhteşem belge hâlâ MİT’te, alamadım.
Neyse, hıyardan kabağa geçtim. Şimdi de ayıya yöneleyim…
Bir gazeteci arkadaşımız, ışıklı/nurani bir eski omuzu kalabalığın söylediğinin tersine, yani hiç de anasını satmadan, düşünmesini bilenler için, bir birinci sayfa düzenlemiş gazetesinde (Milliyet, 2.9.2011). Sürmanşet: “Meral de öldü… Sevgilisinin 1.5 ay önce işkence edip, bir durağa bıraktığı Meral Tahta, şiddetin son kurbanı oldu.” Hemen altında gazetenin adı. Ve onun da altında: “Katil ayıya vur emri” haberi. Açlık yüzünden “Katli vaciptir,” emri çıkmış, ayı için. Somali geldi, gözlerimin önüne. Sertab’lar, Ajda’lar, Seda Sayan’ın eski kocası falan. Acaba Erzurum’un Yeşilyurt köyüne gitselerdi, diye düşünmedim değil…
MUHTEŞEM TÜRK BÜYÜKLERİ
Ülkemizde, elinizi sallasanız asil, necip ve muhteşem bir Türk Büyüğü’ne isabet ettiriyorsunuz. İşte onlardan küçük bir demet:
MELİH GÖKÇEK: AKP’lilerin Başbakanı Recep T.Erdoğan’ın gözdelerinden olan Melih Gökçek, Ankara Belediyesinin tüm borçlarını belediye bütçesinden ödediği için yeni şovlara girişmiş. Çok ilginçtir, bu şovu bir tek bizim Evrensel gazetesinde gördüm. Bay Melih, Gençlik Parkı’nda bir “Fıskiye Şov” düzenlemiş. Televizyonda gördüm, o şov da Necmettin Erbakan’ın kadim dostu Abdullah Gül, Deniz Feneri’yle anılan Recep T.Erdoğan ve gözde Melih Bey kardeşimizin fotoğrafları vardı. Sanırım Ankaralılar mutludur verdikleri paraların nereye harcandığını gördükçe…
İSTANBUL 14. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: Kürtçe şiir kitabı basan yayınevi sahibine terör örgütü propagandasından 10 ay hapis cezası verildi. Karara yeniden tercüme yapılması için yapılan itiraz, çeviri, adaleti sürüncemede bırakacağı için reddedilmiş.
Geçen gün sabahleyin, gazete ve ekmek almak için, Evka-2’deki Çağın Market’e, Mete’ye giderken yerde bir gazete gördüm. Kocaman puntolarla bir başlık vardı: “Adalet yerlerde” diye. Yalan olduğunu söyleyenler yanıma gelsin…
Evrensel'i Takip Et