17 Ekim 2011 09:37

Yargılı infaz

Yargılı infaz

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İki tür infaz vardır. Yargılı infaz ve yargısız infaz…
Eskiden Türkiye yargısız infazlar ülkesiydi.
Solun 2. Dünya Savaşı sonrası yükselişe geçtiği ‘40’lı yıllarda, Sebahattin Ali’nin yargısız infaza kurban gittiği, Taylan’ın vurulduğu 1968 günlerinden bu yana, yargılı ve yargısız infaz paralel gitti.
Şimdi büyük ilerleme oldu diyorlar.
Yargısız infaz azaldı hiç olmazsa diyorlar.
Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi bir şey…
Yargısız infaza gerek yok, yargılı infaz o kadar iyi işliyor ki…
Delile, somut gerekçeye ne gerek.
Madem ki solcusun, Kürt’sün potansiyel suçlusun.
Yat o zaman da akıllan! diyorlar gençlere.
En basit gösteri hakkını kullandıkları için sadece.
Gerekirse tarihe karışmış Cephe ve Dev Yol gibi örgütleri de canlandırırız diyorlar.
Nasıl olsa TMY gibi her yanı kesen harika bir alet var elimizde.
Ve Suzan Zengin yargılı infaza kurban gitti.
Yazdığı sayısız dilekçe ve talepler karşısında HUKUK’un kulakları sağır ve gözleri kördü.
Bildiği tek sözcük ise: Hayır!
Suzan bir an önce tercümelerine dönmek istiyordu. Olmadı. Ona yaşama fırsatı tanınmadı. Potansiyel  ömrünün yarısı çalındı ondan.
Lanet olsun bu hakkı kendilerinde görenlere.
CEZAEVLERİNDEKİ SAGLIK CİNAYETLERİNE, DOLAYLI İNFAZLARA SON! Diyorum.
Sizlerle ondan bana gelen son iletiyi paylaşmak istiyorum:
“Merhaba hocam
Dünkü duruşmada yaptığım savunmayı istemiştiniz
Savunmayı sözlü olarak yapmıştım. Yani elimde hazır metin yoktur. Savunmamı mahkeme tutanağından ve elimdeki notlardan aktarıyorum.
‘Öncelikle durumuma ilişkin kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Çünkü daha önce ayrıntılı savunma yapmıştım ve bunun için tekrara girmek istemiyorum.
Ben gazeteci ve çevirmenim. Yasal bir gazetede gazetecilik ve çevirmenlik yaptığım günlerde evimden gözaltına alınarak tutuklandım. Yasa dışı örgüt üyesi olduğum iddia ediliyor. Daha önceki duruşmalarda verdiğim savunmamda, sunduğum somut delillerle ve dinlettiğim tanıklarla durumumu izah ettim. Benimle ilgili sonradan eklenen başka bir delil olmadığı için, bu konuda ek olarak söyleyeceğim bir şey yoktur.
Ancak ben burada bir başka  önemli noktaya dikkat çekmek istiyorum.  Görüldüğü gibi ben burada  eylem vb. iddiaların olduğu bir dosyada, bu iddiaların yöneltildiği sanıklarla birlikte yargılanıyorum. Ne bu sanıklar beni tanıyor ne de ben onları. Bunun tersini gösteren herhangi bir bulgu iddia vb. durum da yoktur. Ne dosyada ne de iddianamede, bu sanıklara yöneltilen eylem vb. iddialarla benim aramda bir bağlantı olduğuna dair en küçük bir bulgu yoktur. Dolayısıyla ben bu dosyada neden yargılandığımı hâlâ anlayabilmiş değilim. Bu dava söz konusu eylem vb. iddialar üzerinden yürümektedir. Ancak bu iddialar bağlamında benimle ilgili herhangi bir bulgu ve iddia olmadığı için ben bu dosyada neden yargılandığımı anlayabilmiş değilim bu konuda bir savunmada yapamıyorum.
Bunun içindir ki, benim savcılık makamından talebim, benim hangi bulgudan, tespitten hareketle bu dosyaya dahil edildiğime bir açıklık getirmesidir. Mesela ben bu eylemde nasıl bir rol oynamışım? Eylemi mi örgütlemişim? Eyleme mi katılmışım?. Örgüt üyesi olduğum iddia ediliyorsa, ben bu örgüt  adına ne yapmışım? Görevim neymiş? Hangi pozisyondaymışım? Bu sanıklarla aramda nasıl bir örgütsel bağ varmış? Bunlara açıklık getirilmelidir. Buna açıklık getirilirse, bende en azından kendimi burada savunabilirim. Aksi takdirde ben burada sadece bu davanın izleyicisi pozisyonunda kalmaktayım.
Bu talebimin yanı sıra, ben yaklaşık iki yıldır tutukluyum. Bu süre içinde hem ben hem de ailem mağdur edildik. Okula giden çocuğum var, onun dersleri olumsuz etkilendi.
Çok sayıda kronik sağlık sorunum var. Örneğin yüksek tansiyon, ülser, kemik erimesi vb. bunlara yeni sağlık sorunları eklendi. Bu durum da ayrı bir mağduriyet yarattı.
Ben 14 yılı aşkın süredir aynı evde ikamet ediyorum. Ayrıca emekliyim. Yani bir yere kaçmak gibi bir durum söz konusu olamaz. Herkes bana istediği zaman ulaşabilir.
Delil karartma diye bir şey de mümkün değil, çünkü benimle ilgili sonradan eklenmiş olan bir delil vb. durum yoktur ve bu nedenle delil karatmam diye bir şey de söz konusu olamaz. Tüm bu durumlar dikkate alınarak, tahliye edilmemi talep ediyorum. Ayrıca kararın yüzüme karşı okunmasını istiyorum.”

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa