Irak yetmez Suriye’ye de girin!
Çukurca saldırısının arkasında Suriye varmış! Başbakan Erdoğan’ın medya patronları ve yöneticileriyle yaptığı toplantıda gündeme gelen ve Türk medyası tarafından sıkça dillendirilen bu iddia, yine başka bir temelsiz iddiaya dayandırılıyor: Saldırı emrini PKK/HPG’nin Suriye uyruklu komutanlarından Fehman Hüseyin (Bahoz Erdal) vermiş. Bu iddia üzerinden Aristo’ya rahmet okutan bir çıkarımla “emri veren Suriyeli ise, saldırının arkasında da Suriye vardır” sonucuna ulaşılmış! Aynı başbakan ve hınk deyicisi medya, Suriye ile dostluk üzerine nutuklar atarken; Erdoğan ve Esad’ın arasından su sızmazken aynı Fehman Hüseyin PKK içinde şimdikinden daha etkin bir konumda değil miydi? Peki, o zaman PKK eylemlerinde Suriye parmağı olduğunu Erdoğan ve Türk medyası niye söylemiyorlardı? Şimdi mi akılları başlarına gelmiş! Yoksa ortada ikiyüzlü bir yalan ve gerici hesaplar mı var?
Hakkâri’de 24 askerin öldüğü saldırının hemen ardından İngiliz gazetelerinde PKK’yi İran ve Suriye’nin yönlendirmiş olabileceği yorumları yer aldı. Yine daha önce ABD’nin Irak’tan çekilme sürecine dair raporlar hazırlayan Henri Baker, “Ankara’nın Suriye’de muhalefet yanlısı tavrı yüzünden Suriye’nin bu saldırı için PKK’yı cesaretlendirmiş olabileceğini” söylüyor. Öyle bir hava yaratılıyor ki, yarın Türk ordusu, Çukurca saldırısının hesabını sormak için Hakkâri ile sınırı dahi olmayan Suriye’ye girse kimsenin gıkı çıkmayacak. Gelişmeler ve ortaya konan tutum göstermektedir ki, Hakkâri saldırısı aslında AKP’nin ABD ile işbirliği içinde son süreçte içine girdiği ‘içeride ve dışarıda savaş’ politikasının gerekçesi yapılmak istenmektedir. Mesele ne PKK’nin saldırıları, ne de Suriye’nin desteğidir. Söz konusu olan AKP ve devletin Bölge’deki gelişmelerde çatışma ve müdahaleyi de dışlamayan “aktif rol” alma hesabı ve Kürt sorununun da bu hesaba bağlı olarak Kürt hareketinin askeri ve siyasi gücünün ezilmesi/tasfiyesi temelinde çözümü yönündeki arayıştır. Türk ordusunun 10 bin askerle sürdürdüğü ve büyük bölümü ülke sınırları içinde olmasına rağmen medya tarafından sınır ötesi yönü öne çıkarılan operasyon da, askeri yönünden çok öncelikle halkın bu politikaya kazanılmasını amaçlayan siyasi bir operasyon olarak anlam kazanmaktadır. Yoksa 25 kez denenmiş ve defalarca şimdikinin 3-5 katı askerle yapılmış sınır ötesi operasyonların sonucu ortadayken ve son operasyondan (2008 kışı) sonra dönemin Genelkurmay Başkanı bile (Büyükanıt) “Ordunun tümü Kandil’e gitse PKK’yi temizleyemez” demişken bu operasyondan askeri bir “zafer” çıkmayacağı açık değil midir?
Bu söylenenler üzerinden AKP ve devletin ABD ile işbirliği içinde girdiği yönelim ve yapılan hesaplara gelirsek: Öncelikle bugün yaşanan çatışmalar ve süren operasyonların arkasında AKP’nin sorunu muhataplarıyla çözme tutumunu en azından bu dönem için askıya almış olması yatmaktadır. Öcalan’la bir ‘Barış Konseyi’ kurulması konusunda mutabakata varıldıktan sonra bu konuda gerekli adımın atılmaması ve Öcalan’a yönelik tecrit uygulaması bu vazgeçişin somut göstergeleridir. Bu vazgeçişin arkasındaki hesap da, ülke egemenlerinin Bölgesel gelişmeler karşısında Libya ile başlayan askeri müdahaleyi dışlamayan bir rol üstlenmiş olmalarıdır. Malatya-Kürecik’e kurulması planlanan NATO radar üssü de bu rolün bir parçasıdır. Özetle Türkiye egemenleri Bölge’de başta Suriye ve İran’a karşı üstlendikleri role ilişkili olarak ABD-NATO desteğiyle Kürt hareketini de ezebileceği koşulları yaratabileceği hesabını yapmaktadır. Başbakan Erdoğan’ın Obama’dan “üçlü mekanizma”nın (Türkiye-ABD-Irak) yeniden harekete geçirilmesini istemesi, bu arayış içinde bir anlam taşımaktadır.
İkinci olarak, Kürt sorununda PKK’yi destekledikleri vb. gerekçeler kullanılarak Suriye’ye (ve İran’a) müdahalenin psikolojik zemini yaratılmaya çalışılmaktadır. PKK’nin yaptığı eylemlerde Fehman Hüseyin adının öne çıkartılmasının nedeni de budur. Yoksa PKK’yi az çok tanıyan herkes bu eylem kararlarının tek bir kişi tarafından verilmesini gibi bir durum olmadığını da bilirler. İş o noktaya vardırıldı ki, Maliye Bakanı Şimşek Ferman Hüseyin’in Kürt değil Nusayri olduğunu söylemektedir. Burada AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu Suriye konusunda eleştirirken “mezhep dayanışması” vurgusu yaptığını hatırlatmak da gerekiyor. Yani hem PKK ve Suriye rejimi arasında ortak noktalar keşfedilmekte(!) hem de Nusayrilik vurgusu üzerinden mezhepsel ayrımlar kışkırtılarak Suriye rejimine müdahaleye kılıf yaratılmaya çalışılmaktadır.
Açıktır ki, bugün ülkedeki egemenliğini pekiştirmek ve Bölgesel rolünü oynamak için milliyet-mezhep ayrımından emperyalizmin taşeronluğuna kadar her yolu denemekte sakınca görmeyen AKP, ülkeyi Bölge’de gericiliğin merkez üssü haline getirmiş bulunmaktadır. Ve bugün ‘içeride ve dışarıda savaş’ politikasına karşı Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümünü istemek ile emperyalizmin Bölge planlarına karşı çıkmak mücadelesi hiç olmadığı kadar iç içe girmiş durumdadır.
GÜNÜNYAZILARI
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Küçükçekmece'de 'Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş' kampanyası](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284764.jpg)
Küçükçekmece'de 'Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş' kampanyası
![Tire köylüleri JES’lere karşı ortak mücadeleyi örüyorlar](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284751.jpg)
Tire köylüleri JES’lere karşı ortak mücadeleyi örüyorlar
![Yol genişletme çalışmasının vatan savunması ile ne ilgisi var?](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284740.jpg)
Yol genişletme çalışmasının vatan savunması ile ne ilgisi var?
![Efeler Belediyesi işçileri iş bıraktı: "Ödemeler yapılmadan çalışmayacağız"](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284721.jpg)
Evrensel'i Takip Et