29 Ekim 2011 08:39

Vatandaşlık meselesi (5)

Vatandaşlık meselesi (5)

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,
Ülkemizde her Allah’ın günü birbirinden ilginç, her bakımdan önemli, üstelik de hepimize neredeyse parmak ısırtıp hayretler içinde bırakan “gündem”ler başını almış giderken, ben özüm tıpkı dolap beygirleri misali  bir müddetten beri “vatan” ile, onun gölgesinde nemalanan “vatandaşlık” konusunda uzun uzadıya dönüp dolanıp lafladığımın farkındayım, ama şu bizim taşına toprağına kurban olduğumuz memleketimizde hangi taşı kaldırsan altından o kadar çok ve değişik “kategori”lerde “vatandaş” kimliği çıkıyor ki, buna şaşırıp parmak basmamak elde değil ki!
Evet Kirvem aklım sıra hem parmak basıyorum, hem de öteden beri bu meseleyi nedense öncelikle dert edinip, illa da parmağıma dolayıp, bu bapta dilimin döndüğünce iki satır karalamaktan da kendimi alamıyorum!
 Bu konuyla ilgili düşüncelerimi elimden geldiğince, dilimin döndüğünce yazıp duruyorum, çünkü hasbelkader şu ya da bu gazetenin bir köşesinde, çöreklenip oturduğunuz koltuğunuzda her şeye maydanoz havalarında “ahkam” kesip, kendi kavlinizce “fetva” verip, dolayısıyla ülkenin sorunlarına hesapça parmak basmak gibi fevkalade “kötü” bir “huy”unuz varsa; hatta boyunuzun ölçüsüne, kalıbınıza kıyafetinize bakmadan bu kötülüklerden, bu “bela”lardan kurtulmanın “çare”lerini aklınız sıra arayıp duruyorsanız, dahası da ülkenin yanı sıra, keza vatandaş kimliğinizle aynı “kader”i paylaştığınız insanların “dert”lerini dert edinip, bunu paylaşmak gibi garip, bir o kadar da “andavallıca” duyarlılık sergiliyorsanız, ehh o zaman işiniz gerçekten iş, rahatınız, huzurunuz hepten mafiş!
Nitekim özellikle şu son çeyrek  yüzyıl içinde ülkenin gündeminde kimilerine göre şu, berikilerine göre bu konularda öne çıkan, daha sonra saman alevi misali parlayıp hemen sönen maddi-manevi sürüyle konular, olaylar, bu memleketin vatandaşları, yurttaşları olarak zaman zaman uykumuza kan doğrayıp, ardından da gündemimizden şu ya da bu şekilde kısmen silinip, hatta tümüyle maziye karışırken, beri yandan gündemimizden düşmek bir yana, tam aksine hani klasik deyimiyle kartopu misali yuvarlanıp, çığ gibi büyüyüp, giderek dal budak sararken aynı zamanda da ister istemez ön sıralarda yerini koruyan, üstelik daha düne kadar adını, soyadını koymakta zorlandığımız için başımızı ağrıtan, üstelik bugün bu saat aynı minvalde ağrıtmaya devam eden Kürt, Alevi, hatta “Ne mutlu Türküm” diyenlerin de başlıca sorunlarının temelinde, derununda yatan asıl önemli nokta özüme kalırsa “vatandaşlık” meselesidir!
Çünkü, Anadolu denen bu coğrafyada “kader”in cilvesiyle, eksiğiyle gediğiyle, sevabıyla günahıyla, Osmanlının “miras”ını devralıp, ardı sıra kurduğumuz cumhuriyet, bugün-yarın neredeyse bir asrı geride bırakırken, bu topraklarda filizlenen dünkü çınarların bugünlere yansıyan koyu  gölgelerinde anayasal çizgide her bakımdan “eşit” yurttaşlar olarak aynı gölgeleri, aynı “kategori” içinde bir türlü paylaşamadık, daha da doğrusu İttihat Terakki zihniyetinin mihenk taşına göre kimilerimiz  “sözde”, kimlerimiz “özde”, kimilerimiz de yukarı tarlanın buğdayı misali her bakımdan “gözde” vatandaşlar olarak yüce devletimizin “resmi” mührüyle damgalanırken, aslında “birlik-beraberlik” martavalıyla farkında olmadan galiba ipin ucunu kaçırdık!
Şimdi?..
Şimdi gelip dayandığımız bu karmaşa içinde pirincin taşını ayıklamakla zaman öldürüyoruz Kirvem!

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa