10 Kasım 2011

Sayın Başbakan, bayram seyran demeden herkesi “terörist” olmakla suçlamaya devam ediyor. Kanunlar da zaten onu haklı çıkarmak için yazılmıştı.
“Hükümeti eleştirmenin, hükümetin değiştirilmesini istemenin” terörist faaliyet sayıldığı bir ülke haline dönüştürüldük. Kendisini devletle özdeşleştiren 10 yıllık hükümet,  her eleştiriden nem kapar hale geldi.
Devleti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek iddiasıyla “vatan haini” sayılan nice gazeteciyi, yazarı, bilim insanını, insan hakları savunucusunu cezaevlerinde ve sürgünlerde çürüttükten ve yapılan haksızlıkları mürur-u zamana uğrattıktan sonra kendi meşrebinde “aklayan” yeni tek parti iktidarı, şimdi, hükümranlığını idame ettirebilmek için içerde ve dışarıda “yeni düşmanlar” yaratma arayışında…
***
Sayın Başbakan, Atatürk’ü anma töreninde yaptığı konuşmada, “Mustafa Kemal’in altını çizdiği istikametten ilham alarak” şöyle demiş:
“Bu ülkenin her bir ferdi birinci sınıf vatandaştır… 74 milyonun fertleri arasında herhangi bir ayrımcılığı, eşitsizliği ve adaletsizliği asla kabul etmeyiz, buna müsamaha da göstermeyiz. Devletin tüm imkanları ve tüm kurumları karşısında herkesin eşit mesafede durmasını sağlamak, adalet anlayışımızın sarsılmaz bir gereğidir.”
Ne büyük laflar değil mi?
Bu hükümete oy vermeyen yüzde 50’lik nüfusu topyekün “terör cephesine” yerleştiren, sanki Kuzey Afrika şeridindeki ülkelerin diktatörleriydi!
***
Dostça akıl verdiği, iç işlerine müdahale ettiği Arap ülkelerindeki dış destekli “halk hareketlerinden” sonra, yakın dostu İtalyan Başbakanına yönelik “sıra sende” mitingleri bir telaş mı yarattı acaba?
Konjonktür ve dış ilişkilerin ne kadar belirleyici olduğunu, bütün bu örneklerin yanı sıra, Yunanistan’daki yeni hükümet kurdurma çabalarında da açıkça hissediyoruz.
Dış güçlerin, bu topraklardaki iktidara tanıdığı miat doldu mu acaba?
***
“Güzel günler göreceğiz çocuklar / güneşli günler” diyorlar…
Komünist Şair Nâzım Hikmet’ten alıntı yapmakta “özgürüz” artık…
Ama Laz Şair Serkan Engin’in “kapitalizm karşıtı” dizeleri, galiba, İslami kapitalistlerin ekonomik ve sosyal politikalarını tehdit ediyor hâlâ!
Bakalım, daha ne kadar “güzel günler” göreceğiz?
***
Türkmax’ta yayımlanan HEBERLER programını izleyeniniz var mı? Cezaevlerindeki meslektaşlarımızın izleyemediği kesin…
Heberler’in, “Günün Yorumu, Levent’ten bayram tebriği” bölümünde, program ekibi, adeta cezaevlerindeki gazetecilere kartpostal kampanyasını desteklercesine, güzel bir mesaj gönderdiler ekranlarından…
Cezaevlerindeki meslektaşlarımızın da okuyabilmesi amacıyla “güzel günler” dileğiyle, burada kayıt altına almak istiyorum:
“Herkes mutlu mutlu, ailesiyle, sevdikleriyle bayramını geçirirken; eh, aynı şanslara sahip olamayan ve buradan selam yollamak istediğim bir grup insan var… Ne demişler, bayram, küskünleri barıştırır. Bu bayram, ben de buradan tüm tutuklu gazetecilere, yazarlara, akademisyenlere, içerideki tüm tutuklu düşünce suçlularına seslenmek istiyorum:
Değer miydi?
Peki, siz orada neden bulunduğunuzu biliyor musunuz? Biz de bilmiyoruz… Ve çok basit, bunu anlamak için tutuyoruz sizi orada… Sloganımız da şu: Her ihtimale karşı adalet! Ve gururla söyleyebilirim ki, bu ülkenin adalete getirdiği bu yeni vizyon tüm dünyaya örnek olacak. Masum olduğu kanıtlanana kadar herkes suçludur. Velev ki hepimiz suçluyuz. İyi bayramlar arkadaşlar. Allah kurtarsın!”

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et