Bütün bilisizler cesurdur

Bundan yarım yüzyıl önce bir tasarım işini yarışma sonucu kazandık.
Konu Ankara’da bir kamu kurumunun Genel Müdürlüğü idi.
Yüksek yapılarda, (gökdelen değil, yedi sekiz katlı bir yapı) özellikle dış yüzeyleri sıvamanın, yapının uzun yaşamı göz önüne alınınca tutumsal olmadığını biliyorduk. Traverten (daha mermerleşmemiş taş) ile kaplamanın doğru olacağına inandık. Kurumun yöneticilerine de inandırdık... Bildiğim Batı ülkelerinin yönetmelikleri uyarınca, her kaplama taşının, en az 6 mm kalınlıkta, galvanize tel ile, kaplanacağı duvar üzerine saptanmış çelik kafese ayrı üç noktadan bağlanması gerekliydi…
Öyle yaptık!
Bu güne dek (yarım yüz yıldır) bir tek taş kopup düşmedi yapının yüzeyinden.
Ankara’nın özeğindeki çalışma yerimizin bulunduğu sokağın üzerinde, neredeyse tam karşımızdaki bir iş yeri gene o günlerde yapay taş plaklarla kaplandı. Hem de yalnızca harçla yapıştırılarak…
“Bu taşlar bir gün düşebilir!” uyarılarımıza kimse aldırmadı.
Sanıyorum size duyumsatabildim neden  bundan söz ettiğimi… Son dokuz- on gün içinde iki kişi öldü sokakta... Önünden geçtikleri yapıdan kopan beton parçaları yüzünden…
İşte bütün “bilisizler (cahiller) cesurdur deyimini bunun için kullandım.
“Canım bir şey olmaz !” dedirten bilisizlik insan öldürüyor.
Temelde bir kıya (cinayet) olan bu durum soruşturulacak mı?
Neden olanlar bir biçimde bu suçun karşılığını ödeyecekler mi?
Bütün okuyucularımın bu soruya kesin bir yanıt veremeyeceklerini biliyorum.
Verdiğim örneğin benzerlerini çoğaltabilirim… Hem de yüzlerce, binlerce kez…
Banyolarda, mutfaklarda taban kaplaması olarak kaygan gereç (fayans gibi) kullanılamaz örneğin. Kayar düşersiniz çünkü… Bakın banyonuza, mutfağınıza… Öyle değil mi?
Balkon korkuluklarında, merdiven tırabzanlarında tırmanılabilecek biçimde yatay çubuklar kullanılmaz. Benim yaşam süremde anımsadığımca onlarca çocuk öldü bu yüzden… Bakın bakalım merdivenlerinize, balkonlarınıza…
Gene soracağım: Neden yazdım bunları?
Neden olacak, elbette Van depremi yüzünden… Küçücük gibi görünen sorumsuzluklar yüzünden ne canlar gidiyor… Bir de Van’daki yapıları düşünün şimdi…
Bir kişi çıkıyor,
 “Bir kez oldu, bir daha deprem olmaz burada, girin evlerinize!” diyebiliyor.
Bu söz üzerine öyle bir kişi, iki kişi değil kırk kişi daha ölüyor.
Böyle söyleyen kişi de olayla doğrudan ilgili kamusal görevinde kalabiliyor…