23 Kasım 2011 09:22

Bu krize hükümet dayanmaz

Bu krize hükümet dayanmaz

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pazar günü yapılan erken genel seçimlerde iktidardaki İspanya Sosyalist İşçi Partisi’nin (PSOE) ağır bir yenilgi almasıyla birlikte, borç krizi içindeki “PIIGS ülkeleri”nde* böylece hükümetlerin tümü devrilmiş oldu.
Hepsinde de devrilme krizle bağlantılı oldu. Portekiz, İrlanda ve İspanya’da krizin baskısına ve protestolara daha fazla dayanamayan başbakanlar, erken seçim kararı almak durumunda kaldı ve açı reçeteleri onayladıkları için ağır yenilgiler tattılar. Krizin en çok etkilediği Yunanistan ve İtalya’da ise erken seçim gibi “rutin bir değişiklikle” kurulacak yeni hükümetin da halka dayatılan ağır tasarruf paketlerin üstesinden gelmeyeceğinden hareket eden egemen güçler, bu yüzden seçim kaygısı olmayan “teknokrat hükümetleri” işbaşında getirdiler.
Böylece; Avrupa kıtasında krizle bağlantılı olarak siyasi haritada bir biçimsel değişiklik meydana gelmiş bulunuyor.
Muhafazakarların hükümette olduğu ülkelerde sosyal demokratlar, sosyal demokratların hükümette olduğu ülkelerde muhafazakarlar işbaşına geldi.
Bunun en son hali İspanya’da yaşandı. Seçim sonuçları, 7 yıldır hükümette olan adı “sosyalist” kendisi sosyal demokrat PSOE’nin ağır bir darbe vurdu. Yüzde 15’lik oy kaybıyla hem parlamentoda hem de senatoda önemli kayıplar verildi. Buna karşın, borç krizin yükünü emekçilerin sırtına yıkacağını şimdiden açıkça ilan eden Halk Partisi (PP) ve onun lideri Marijano Rojay tek başına hükümet koltuğuna oturdu.
Gerçi Rojay daha seçim gecesi yaptığı “zafer konuşması”nda kendisinden mucize beklememesi çağrısında bulunarak, bir çözümünün olmadığını söyledi. Dahası, başta TİS sözleşmeleri olmak üzere, emekçilerin pek çok kazanımını “krize çare” adı yok edeceğinin mesajını da verdi.
Avrupa basını doğal olarak Halk Partisi’nin salt çoğunluğu elde etmesini “İspanya sağa kaydı” şeklinde duyurdu. İşin bu yönü elbette var. Ancak, seçimlerde önemli bir başarı elde eden sol güçlerin durumu pek dikkat çekmedi.
Krizin faturasının halkın sırtına bindirilmesine karşı çıkan güçlerin çatısı altında toplandığı Sol Birlik (UI) bir önceki seçimlere göre oylarını iki katına çıkardı (yüzde 6.9) ve mecliste 11 sandalye kazandı. Belirtmek gerekiyor ki, karmaşık ve engellerle dolu seçim sisteminde 1.7 milyon oya rağmen bu kadar milletvekilini çıkarmak anlamlı.
Bu sonuç sosyal demokratlarla Hıristiyan demokratlar arasında sıkıştırılan İspanya halkı için oldukça önemli. Kaldı ki, geçtiğimiz yaz aylarında başlayan ve devam eden “öfkeliler” hareketi önemli bir dinamik olarak varlığını sürdürüyor ve bu Pazar günü yeniden Puerta del Sol meydanında olacak.
Bir diğer önemli gelişme de Bask Bölgesi’nde yaşandı. Bölgenin sol-ilerici güçlerinin çatısı altında toplandığı “Amaiur” ittifakı Bask Bölgesi’nde yüzde 24 oy alarak meclise 6 temsilci göndermeye hak kazandı. 1996 yılından bu yana Basklı ilerici güçlerin mecliste temsil edilmesi anlamına geliyor.
Keza; sendikalar şimdiden muhafazakar-sağcı hükümete karşı harekete geçmenin çağrılarını yapmaya başladı.
Dolayısıyla erken seçimler bir taraftan ülkede “sağ rüzgarı” estirirken, karşıtı “sol rüzgarı” da beraberinde getirdi. PSOE’nin hayırlı bir şekilde bölünmesi ya da daha solda tutum almak zorunda olacağı da şu günlerde en çok üzerinde yorum yapılan konular arasında geliyor.
Yani; İspanya’da da tıpkı Yunanistan ve Portekiz’de olduğu gibi parlamento dışı toplumsal muhalefetin yükseleceği bir süreç söz konusu. Parlamentoda bulunan ilerici güçlerle sokaktaki mücadelenin birleşmesi Rojay’ın tek başına hükümet koltuğuna oturmasının çok fazla uzun sürmeyeceği anlamına geliyor.
Çünkü; İspanya halkı krizin pençesinde inim inim inliyor. Ülke gelelinde işsizlik yüzde 21.5’e çıkmış durumda. 25 yaşından küçük her işi gençten birisi işsiz.
Tablo borç krizi içindeki diğer AB ülkelerinde de aşağı yıkarı bu durumda.
Hükümetler devriliyor, ancak AB, IMF ve AMB tarafından dayatılan kısıtlama politikaları kurulan yeni hükümetler tarafından olduğu gibi ya da sertleştirilerek devam ettiriliyor.
Bu nedenle krizin baskısı üzerinden işbaşına gelen hükümetlerin ömrünün fazla olmayacağı şimdiden görülüyor. Portekiz’de bugün sendikalar tarafından gerçekleştirilecek büyük grev, bir bakıma İspanya’daki seçimlerle birlikte tamamlanan “yeni süreç”e ilk yanıt olma özelliği taşıyor. Avrupa’da sert ve keskin sınıf mücadeleleri çok uzak değil.
* Portekiz, İtalya, İrlanda, Yunanistan ve İspanya

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa