25 Kasım 2011

Dersim tarihinden mi ibarettir?

Tarihi doğru okumak bugüne doğru bakmayı kolaylaştırır. Tarihle sağlıklı yüzleşme yarınlara dair umut ışığını yükseltir.  Bugünden ve yarınlara dair özlemlerimizden yalıtılmış bir tarih hesaplaşması sadece oyalanmaya dönüşür. Bu anlamda tarih övüntüsü ile günah keçisi ilan etmeye odaklı hesaplaşmalar birbirini besler.
Başbakan Erdoğan’ın Dersim mesajı başka hangi gündemleri örtme işlevi görmüş olursa olsun önemlidir. Bazı konuları gündeme taşımak kolay ama gündem dışı bırakmak zordur. Bir başbakanın ağzından yaşanan insanlık dramının dile getirilmiş olması geri dönüşü olmayan bir adımdır. Gereğini yapma konusunda son derece isteksiz davranılsa bile bu zemin yeni gelişmeleri tetikleyecektir. En azından toplumsal hafıza da bir tabu daha tartışmaya açılacaktır.
Elbette Dersim sadece bir tarih konusu değildir. Bugünü örtmek için tarihi gerilimlere sığınmaksa son derece tehlikelidir. Seçimlerde CHP Genel Başkanının memleketi, etnik kökeni üzerinden yürütülen propaganda kampanyası ve bizzat Kılıçdaroğlu’nun bu konuda çekingen tutumu Dersim travmasının devam ettiğini göstermektedir. Olmuş bitmiş bir süreç olarak tarif edilmekte ısrar edilen Dersim’in sorumluları konusunda da tam bir manipülasyon söz konusudur.
Sanki çok parti varmış  ve sanki DP  tek partinin içinden çıkmamış gibi söylemler içine girmek büyük haksızlıktır. Elbette CHP suç ortağıdır. Ama gerek karar süreçlerinde gerekse uygulamada ortaya çıkan tablonun tek sorumlusu olarak  o günün CHP yönetimini teşhir etmek bir süre sonra yüzleşmeye değil örtmeye hizmet eder.
Bizzat DP iktidarında yaşanan olaylardan dolayı birileri sağ partileri suçladığında bugünkü iktidar partisi bu sorumluluğu üstlenebilir mi? Siyasi partilerin devamı oldukları gelenek dolayısı ile eleştirilmeleri bir noktaya kadar anlaşılabilir. Ancak bunun dozunu kaçıran bir yaklaşım içine girildiğinde tam da yüzleşme  esprisinden adım adım uzaklaşılır.
Son yıllarda yaşanan faili meçhulleri Ergenekon’a yıkarak işinden çıkma eğilimi de bu psikolojinin eseridir. Tarihi gerçekleri ortaya çıkarmanın önündeki en önemli engellerden birisi işi günah keçisi ilanına indirgemektir.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ülkede 10 milyon kişi 25 bin liranın altında, açlık sınırı civarında bir ücretle çalışıyor.

65 yaş üstü nüfusun yüzde 13’ü geçinebilmek için, inşaat gibi ağır işler de dahil, çalışıyor.

Aile Bakanlığı verilerine göre 3 milyon 690 bin aile sosyal yardımla geçiniyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et