11 Mart 2011

Tarafsız bürokrasinin aday adayları

Bir cumhuriyet savcısı daha aday adaylığı için istifa dilekçesini verirken, iktidar partisine övgüler dizme yoluna gidiyorsa, tarafsız yargı ve bürokrasi hikayesinin ne kadar anlamsız bir iddia olduğu kolayca görülebilir.

Milletvekili adayı olmak elbette her bürokrat hatta savcının hakkı olmalıdır.  Dahası memurlarla ilgili siyaset yasağının ne büyük haksızlık  olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Ama bu yasağı tarafsızlık adına savunmaya devam edenler bürokraside yaşanan aday olma depremini nasıl izah edebilirler. Bu isimler aday olmadıkları takdirde görevlerinin başına döndüklerinde, hatta büyük ihtimalle daha üst mercilere terfi edildiklerinde yeniden tarafsızlık rolüne mi soyunmuş olacaklar ?

Kısaca tarafsızlık iddiası basit bir kandırmaca olarak ele alınmalıdır.

Kamu görevlilerinin bıyığını yada kıyafetini sembol kabul edip “tarafsızlık” tartışması yürütenler de bu tabloyu dikkate almalıdır.

Kimsesin siyasal kimlik ve ideolojik aidiyetlerinden arındırılması hevesine kapılmadan bir eşit tutum alma yöntemi bulmak zorundayız.

Savcıların yapısal olarak, devletten yana taraf olması nasıl “resmi ideoloji” refleksine dayanıyorsa, güvenlik görevlilerinin sokak gösterilerine müdahale ederken gösterdikleri tutumun dozu da, kişisel eğilim ve yaklaşımlarını yansıtmaktadır.
Siyasallaşmayı öcü gibi gösteren, bu yöndeki her türlü örgütlenmeyi yasaklayarak tarafsızlığı tesis etme iddiasına giren 12 Eylül anlayışı dimdik ayakta ve hâlâ egemenliğini sürdürmektedir.  Özgürlükçü perspektif ve evrensel değerler açısından tükenmişliğine rağmen her iktidar vesilesi ile bir kez daha dirilmesi, meşrulaşması(!) siyasal partilerin en büyük handikabıdır.

Bu açıdan bugün ki iktidar nasıl bir toplum kesiminin devletle flörtünü sağlıyorsa, dün olduğu gibi yarın ki iktidarlar da başka bir toplum kesiminin aynı hazla toplumsal misyonundan uzaklaşmasına vesile olacaktır.

Toplumsal kaygıların temel belirleyici olacağı bir siyasal irade geliştirilmedikçe iktidar ele geçirilme hevesi ile yanıp tutuşulan bir adres olmaya devam edecektir.

Son tutuklanan gazetecilerin başına gelenleri ele alırken, projektörü geniş tutarak tartıştığımızda da bu çıplak gerçekle yüz yüze kalmaktayız.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ülkede 10 milyon kişi 25 bin liranın altında, açlık sınırı civarında bir ücretle çalışıyor.

65 yaş üstü nüfusun yüzde 13’ü geçinebilmek için, inşaat gibi ağır işler de dahil, çalışıyor.

Aile Bakanlığı verilerine göre 3 milyon 690 bin aile sosyal yardımla geçiniyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et