Tahrir Meydanı
Fotoğraf: Envato
Bu yıl Şubat ayında Kahire’de Tahrir Meydanı’ndaki Mısır ayaklanmasının ve Hüsnü Mübarek’in görevden alınmasının, askeri idare yönetiminde var olmayan demokrasiler için bir son değil başlangıç olduğundan bahsetmiştim. Bunlardan sadece biri olabilir hepsi birden değil. Bu ders, bugün askerler protestocuların üzerine coplarla, silahlarla, tekme ve yumruklarla yürüdüklerinde öğrenildi. Geçen hafta onlarca Tahrir protestocusu öldü. Bir demokrasi için bu sayı çok fazla. Mübarek’in devrilmesinden sonra ordu, büyük bir hükümdarlık gücü elde etti ve güç bağımlılık yaratan lezzetli bir lokma olabilir. Onu bir kere tadan bir daha bırakmak istemeyebilir.
Ordu, şimdi temsil ettiği insanlara şiddet uyguluyor. Şiddet, devletin insanları tekrar teslimiyete sürükleme çabasıdır. Daha dikkat çekici olan ise Batının sessizliği. Biliyorsunuz aynı kafadarlar Muhammed Kaddafi’nin halkı öldürmekle tehdit etmesi üzerine Libya’ya ateş yağdırmışlardı. Bu sessizliğin nedeni Mısır ordusunun ABD tarafından finanse ediliyor olması ve zamanı gelince Mısırlılara karşı kullanılacak bir araç olması olabilir mi? Tıpkı Suudi ordusunun Bahreyn’deki protestocuları dövmesi gibi. Mısır çamuru bir kez daha Tahrir Meydanı’na akıyor. Bu kez de liderlerden farklı olarak askeri diktatörlük, gözlerimizin önünde kendi insanlarının kanını fitil olarak kullanıyor ve gücünü pekiştirmeye çalışıyor.
- Düşüşten önceki imparatorluk gururu 01 Aralık 2024 04:05
- Maestra'ya veda 20 Ekim 2024 04:41
- Büyülü müzik 13 Ekim 2024 04:07
- Dağın altında 22 Eylül 2024 03:56
- İsrail’in sınırı yok 01 Eylül 2024 04:22
- Komplo Teorileri 21 Temmuz 2024 04:30
- İmparatorluk başkanı için imparatorluk mahkemesi 14 Temmuz 2024 04:53
- İsrail'in uluslararası hukuka karşı savaşı 30 Haziran 2024 04:19
- Haklı davanın destekçisi 23 Haziran 2024 04:49
- Adalet savaşçısı kadın 16 Haziran 2024 04:41
- Dövüldüler, hapse atıldılar ve okuldan uzaklaştırıldılar 19 Mayıs 2024 04:16
- "Filistin güneşinde George Jackson" 05 Mayıs 2024 04:00