02 Aralık 2011 09:29

Tahrir Meydanı

Tahrir Meydanı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu yıl Şubat ayında Kahire’de Tahrir Meydanı’ndaki Mısır ayaklanmasının ve Hüsnü Mübarek’in görevden alınmasının, askeri idare yönetiminde var olmayan demokrasiler için bir son değil başlangıç olduğundan bahsetmiştim. Bunlardan sadece biri olabilir hepsi birden değil. Bu ders, bugün askerler protestocuların üzerine coplarla, silahlarla, tekme ve yumruklarla yürüdüklerinde öğrenildi. Geçen hafta onlarca Tahrir protestocusu öldü. Bir demokrasi için bu sayı çok fazla. Mübarek’in devrilmesinden sonra ordu, büyük bir hükümdarlık gücü elde etti ve güç bağımlılık yaratan lezzetli bir lokma olabilir. Onu bir kere tadan bir daha bırakmak istemeyebilir.
Ordu, şimdi temsil ettiği insanlara şiddet uyguluyor. Şiddet, devletin insanları tekrar teslimiyete sürükleme çabasıdır. Daha dikkat çekici olan ise Batının sessizliği. Biliyorsunuz aynı kafadarlar Muhammed Kaddafi’nin halkı öldürmekle tehdit etmesi üzerine Libya’ya ateş yağdırmışlardı. Bu sessizliğin nedeni Mısır ordusunun ABD tarafından finanse ediliyor olması ve zamanı gelince Mısırlılara karşı kullanılacak bir araç olması olabilir mi? Tıpkı Suudi ordusunun Bahreyn’deki protestocuları dövmesi gibi. Mısır çamuru bir kez daha Tahrir Meydanı’na akıyor. Bu kez de liderlerden farklı olarak askeri diktatörlük, gözlerimizin önünde kendi insanlarının kanını fitil olarak kullanıyor ve gücünü pekiştirmeye çalışıyor.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa