02 Aralık 2011 09:32

Nihat Doğan o adamdır

Nihat Doğan o adamdır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Herkesin ilk tanıştığı zaman farklı olabilir. Varoşların prensi olarak başladığında fazla bir sesi çıkmıyordu ya, sanki hayal meyal hatırlıyorum o zamanlarını. Seda Sayan’la macerası onu büyüklerin ligine taşımıştı. Birbirinden özlü sözlerini yumurtladıkça, değişik bir ilgi uyandırıyordu duyanda, hani, bu adamda bir şey var ama ne var gibisinden. Survivor yarışması, o güne kadarki kariyerinin zirvesiydi ama, o sükseye, ilgiye, gürültüye doymuyor. İzliyoruz, gülüyoruz, seviyoruz onu nicedir.
Kişiliği yaptığı işin (Şarkı mı söylüyordu acaba?) çoktan önüne geçtiğine göre, Nihat Doğan’ı hafifsememiz için bir neden yok. Star diye bir şey varsa, Nihat Doğan da star sayılmalı. Başbakanın uçağıyla gezilere de gider, fuhuştan içeri de alınır, boyundan büyük polemiklere de girer. Yapar bunu.
Son yumurtası, Fazıl Say’la karşılıklı arabeskle başlayan tartışmalarında çıktı. Ancak Nihat Doğan’ın edebileceği kadar veciz bir özet, tüm yazım yanlışlarıyla geldi: “KKahrolsun Küçük elitist burjuva faşizm gericiliği, yaşasın proletarya enternasyonalizm...”
Bu müthiş kavram kargaşası, bize bir kez daha şu gerçeği hatırlattı; Nihat Doğan şu arabeskçi, bu türkücü, arada televizyonda görünen, ıssız adalara takılan, düşünmeden konuşan, ince sesi çok çıkan bir adam değildir. Nihat Doğan, “o adam”dır, her şeyi birbirine karıştıran.
Hikayesinin “bizden biri” olarak başladığı, yani halkın içinden çıktığı ortada ama bu şarkıcı kesiminin büyük çoğunluğu için geçerli zaten. Onun popülizmi hepsinden daha kuvvetli bir araç olarak kullanması, ayırıcı özelliklerinden biri. Daha da önemlisi, ezbere bir “Beni sizler yarattınız” popülizmi değil bu, biraz kitap karıştırmayla ya da kulaktan dolma da olsa, başkalarında duymayacağımız kavramları alıp kullanmasıyla, ezberden konuşacakların aklına gelmeyecek büyük büyük cümleleri kurabilmesiyle Nihat Doğan oldu o. Bir gün “Biz sakat sinek olmasını bildiğimiz gibi ebabil kuşu olmasını da biliriz” diye dini mesellerden alır ilhamını, ertesi gün “yaşasın proletarya enternasyonalizm” diye sınıf savaşı başlatır.
Muhafazakar bir adam olduğunu sık sık vurgular, şükürler eder, hadislerle konuşur. Haksızlık gördü mü dayanamaz, en çok yaratmaya çalıştığı görüntü budur. “Kibir uzayda olsa, çıkar uzayda savaşırım” demişti Survivor’da, abartılı, komik, ama o kadar da anlamsız değil işte, vardı bir meramı.
Okyanus ortasındaki adada sık sık bağırdığı “Burası Survivor” lafı, (daha çok “Sörvarvıy” olarak çıkıyordu ağzından ya, halkçılık var serde, yanlış telaffuz iyi bile olabilir) aslında ıssız adayı kastediyor sayılmazdı, orada hakikaten doğayla mücadele etmiyorlardı ne de olsa. Artık popüler kültür dünyası olarak mı okursunuz, yoksa memleketin hali mi, bir ayakta kalma kavgası, bir kurtlar sofrası anlatıyordu sanki, daha güncel, daha modern ifadesiyle.
Eli sıcak sudan soğuk suya girmeyen bir televizyon ünlüsü olarak elitizme karşı çıkmasını, hedef olarak Fazıl Say’ı seçmesini de ayrıca tartışabilirdik de, tuhaf olan lafının gerçeği yansıtmadığını kendinin de herkes kadar bilmesi. Bir yandan da bu söylediklerine yürekten inanmayı beceriyor işte, havasına kapılıyor. “Kahrolsun küçük elitist burjuva faşizm gericiliği” biraz karışık ve düşük bir cümle olmakla beraber, ideolojik olarak pek yüklü bir popülizm örneği. Aynı anda hem mağdur hem muktedir olmakla, hem mağdurdan hem iktidardan yana olmanın birbirine karıştığı yerde o.
O yeri iyi tanıyoruz biz aslında, bu delikanlı havalarını, ezilenin temsilcisi numaralarını. Aynı anda zenginin dostu, halkın düşmanı politikalar üretirken bu pozlardan hiç vazgeçmeyenler zaten devletin tepesinde. Her şeyi birbirine karıştırıp kimsenin düzeltmesine imkan vermeme maharetlerine de aşinayız, bir özür diler temsilcisi oldukları devletin sorumluluğunu üstlerinden atarlar.
Nihat Doğan’a bu yüzden iyi bakalım. Komik olduğu, daha zararsız olduğu kesin. Ama o, o adamdır. Bütün kavramları karıştırıp kulağa hoş gelen boş şeyler söylerken de, fuhuşla suçlanırken de, uzaya çıkarken de, o adamdır.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa