Neredeeen nereye !

Değişik konulardaki değerlendirmelerin, AKP iktidarın kimi temsilcileri tarafından çeşitli platformlarda nalıncı keseri gibi partilerinin lehine olacak bir biçimdeki ‘NEREDEEEN NEREYE !’  nidalarıyla sonlandığını çok iyi biliyoruz.
Bu veciz ifadelendirmeden hareketle, ‘yolsuzluk’ konusunda AKP iktidarında ‘Neredeeen Nereye’ geldiğimize, katkı maddesi kullanmadan ve 2011 yılına ilişkin Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transperancy International) geçen hafta 1 Aralık 2011 tarihinde yayınlamış olduğu Yolsuzluk Algılama Endeksi’nden (Corruption Perceptions Index) hareketle göz atmaya çalışayım.
Örgüt yolsuzluğu kısaca özel çıkar amaçlı olarak emanete hıyanet olarak tanımlamaktadır. Bu tanım, hem kamu ve hem de özel sektörü içermekle birlikte yayınlanan endeks yalnızca kamu sektörü esas alınarak düzenlenmektedir.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 1995 yılından bu yana her yıl yayınlanan endeks, sayısı değişmekle birlikte 10 civarında kaynak (Dünya Bankası, Asya Kalkınma Bankası, İktisadi İstihbarat Birimi vs. gibi) ve elde edilebilirliği açısından sayısı ülkeden ülkeye değişen çeşitli veriler ve gözlemlerden  (rüşvet, zimmet, ihalelerde atılan sakal, yolsuzluğu önlemeye yönelik önlemlerin etkinliği,  basın özgürlüğü, hukuki sistemin etkinliği vs. gibi) hareketle düzenlenmektedir.
Yapılan hesaplamalara ilişkin puanlar 0 ila 10 arasında 10 eşit sınıf aralıkları dahilinde tasnif edilmektedir. Bu çerçevede ülke puanları 10’dan geriye doğru sıralanmakta, böylece ülke puanının 0’a yaklaşması, sorunun yani yolsuzluğun giderek arttığının bir göstergesi olarak ifade edilmektedir. Yolsuzluk düzeyleri, uzmanların yapmış oldukları değerlendirmeler ve anket sonuçları esas alınarak hesaplanmakta ve yolsuzluk, ölçülmesi oldukça zor ve gizli bir faaliyet olması nedeniyle algı temeline oturtulmaktadır.
2011 yılında 182 ülke hesaplamaya dahil edilmiş, sonuç olarak da en az yolsuzluğa bulaşmış ya da en temiz ilk beş ülke Yeni Zelanda (9.50), Danimarka (9.40), Finlandiya (9.40), İsveç (9.30) ve Singapur (9.20) olarak sıralanmıştır.
Yolsuzluğun tavan yaptığı yani kirliliğin had safhada olduğu son yedi ülke ise sırasıyla Sudan (1.60), Türkmenistan (1.60), Özbekistan (1.60), Afganistan (1.50), Myanmar (1.50), Kuzey Kore (1.00) ve Somali (1.00) olarak listedeki yerlerini almışlardır.
Türkiye ise bu yılki sıralamada 4.20 puanla Küba ve Letonya’yla birlikte ve bu ülkeler sıralaması içinde son ülke olarak 61. sırada bulunmaktadır. Durum puanlama temelinde ve yolsuzluğun ya da kirliliğin yoğunluğu üzerinden ifade edildiğinde, ortalamanın altında kaldığımız ve grinin değişik tonlarında gezindiğimiz ortaya çıkmaktadır.
Lâf-ı güzaf gereksiz. 1995 yılından bu yana ülke notumuzun ve sıralamamızın ne yönde geliştiğine bakmak gerekir. Aşağıdaki tablo, Türkiye’nin yıllar itibariyle Yolsuzluk Algılama Endeksi’ndeki yeri ve puanını göstermektedir.
Gelişmeleri; meşrebinize, yıllık hesaplamalardaki değişen ülke sayılarına, kullanılan veri kaynaklarına ve setlerine vs. bağlı olarak değerlendirmeniz mümkün. Kısaca, AKP’nin çıraklık döneminde duruma pek de müdahale edemediği; kalfalık döneminin ilk iki yılında nispi de olsa bir düzelmenin sağlandığı ve fakat yine kalfalık döneminin 3. yılından itibaren eskiye dönüşün yani kötü gidişatın yeniden başladığı ve ustalık döneminde de bu kötü gidişatın varlığını sürmekte olduğu tespiti yapılabilir. Ancak, halimiz ve pür melalimize ilişkin söylenebilecek tek şey var.
AKP iktidarındaki onca kanun, KHK, kararname, yönetmelik, tebliğ, hazırlanan fezlekeler ve iddianameler, baskılar, tutuklamalar, vs., vs. vs., ülkenin önünün açılması ve şimdilerde omuzlarından ateş etmelerinden ya da kibarca iliştirilmişliklerinden kurtulmak istedikleri sağ-sol liboşların da katkılarıyla ileri demokrasi (?!) ya da ‘Eski Türkiye’nin bertaraf edilmesi’ için gerçekleştirilen hamleler değil miydi?
Görülen odur ki, bu ülkede AKP iktidarıyla her konuda olduğu gibi, ele aldığımız konu itibariyle de bunca yıldır beyhude kürek çekilmiş ve bir arpa boyu bile yol alınamamıştır.
Selam ola.