11 Aralık 2011 12:09

İşte dağa çıkış nedenleri!

İşte dağa çıkış nedenleri!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gözümüz aydın!
Polis Akademisi’ne bağlı ‘Uluslararası Terörizm Merkezi’(UTSAM), Türkiye’de “terörü besleyen kaynakları” buldu! UTSAM Başkanı Doç. Dr. Süleyman Özeren’in Antalya’daki “Terör Sempozyumu”nda açıkladığı araştırma sonuçlarına göre Kürtler; işsizlik nedeniyle ve kızları ise zorla evlendirilmemek için dağa çıkıyor! Hayır, Mahsun’un dizi senaryosundan bahsetmiyoruz; Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı 24 ilde yapılan anketin sonuçları böyleymiş!
Haklarını yemeyelim, “araştırma”yı yapanlar, dağa çıkış nedenleri arasında bir yakınının “siyasi tutuklu” veya “dağda yaşamını yitirmiş” olmasının etkisini de sormuşlar. Haliyle oran yüksek çıkıyor. Ama bu “bilimsel araştırma”da küçük bir eksiklik de yok değil. İnsanlar bir yakını siyasi tutuklu ya da dağda diye dağa çıkıyorlarsa mesele biraz çetrefilleşiyor. Çünkü bu dağa çıkış zincirinin ilk halkasını bulmak için “mal sahibi, mülk sahibi; hani bunun ilk sahibi?​” sorusunu sormayı unutmuşlar!
Bu önemli araştırmadan Kürt halkının aslında ulusal-demokratik taleplerinin olması bir tarafa, bu taleplerden haberlerinin bile olmadığını da öğreniyoruz! Kürde, “Demokratik Özerklik” nedir diye sormuşlar; bilememiş! Yetmemiş, kimi kendini bilmezler “özgürce yaşam”, “demokratik toplum” gibi alakasız yanıtlar vermiş-ki, külliyen yanlış! Doğru cevabı biliyorsunuz: Ülkeyi bölmek için dış güçlerin kışkırttığı hain bir plan! Ne diyor Özeren? “Halkın böyle bir ajandası (demokratik özerklik) yok, işsizlik, yoksulluk var. Bir de terörden muzdariplik var…”
Kürt sorununun “ekonomik ger kalmışlık sorunu” olduğu söylemi 90’ların moda söylemiydi. Özeren, bu konuda da “90’lı yıllara geri mi dönülüyor?​” sorusuna yanıt verircesine bir açıklama yapıyor: “Son 5 yılda şöyle bir tartışma yaşandı: ‘İnsanlar işsiz olduğu için mi dağa çıkıyor?​’, ‘Evet, insanlar işsiz ve yoksul olduğu için dağa çıkıyor.’ Sadece bu faktörler değil ama bu faktörler de çok önemli.”  Geriye bir genç kızlar meselesi kalıyor, senaryoyu tamamlamak için. “Kızlar, zorla evlendirilmektense dağa çıkmayı tercih ediyor”muş. Bugün ulusal mücadelenin Kürt kadını için eşitlik ve özgürlük mücadelesi olarak anlam kazanması bir gerçeklik değil; yanılsamadan ibaretmiş. Sebahat Tuncel başta olmak üzere Kürt kadın hareketine karşı devlet ve medyasının linç kampanyasını düşündüğümüzde bu araştırmadan çıkan sonuçlar ışığında(!) Kürt kadını için diz kırıp kaderine razı olmaktan başka bir seçenek de kalmıyor.  
Cumhurbaşkanının bile “ülkenin en önemli meselesi” dediği bir konuda böylesine “bilimsel” bir araştırmaya “demokratik” bir makyaj da olmalı tabii. Kürtlerin dağa çıkış nedenleri arasında “90’lı yıllarda kamu görevlilerinin yaptığı hatalar”ın da önemli etkenler arasında olduğu vurgusu da yer alıyor söz konusu araştırmada. Ama bu “demokratik sos” berbat ediyor bu “bilimsel araştırma”yı bizce. Neden mi? O zaman adama sorarlar çünkü: Bugün Kürtler üzerinde askeri ve siyasi operasyonlar sürmüyor mu? Aydınlar, akademisyenler, avukatlar tutuklanmıyorlar mı? Adana Valisi, sokak gösterilerine katılan çocuklar için “vurma yetkisi” verilmesini istemiyor mu? Diyarbakır Valisi, 38 Dersim katliamında yapıldığı gibi “taş atan çocuklar”ın ailelerinden alınıp devlet kurumları eliyle asimile edilmesini savunmuyor mu? Adana Emniyeti, köyleri yakılıp yıkıldığı için kentlerin varoşlarına göç eden Kürtlerin evlerinin yıkılmasını savunmuyor mu? Bugün 90’ları aratmayan uygulama ve yaklaşımlarla ilgili sorular uzadıkça uzuyor…  Ama biz uzatmadan söyleyelim: Bugün bunca süreçten sonra Kürt sorunu hala 80-90’lı yılların “kart-kurt”çu akademisyenlerini aratmayan bir zihniyetle izah ediliyorsa, Kürt dağa çıkmasın da ne yapsın?

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa