N’olacak şu Somali’yle Van’ın durumu?
Efendim, günde iki rekât “Şükür Namazı” kılınması istenilen, koluna dokunmanın bile “İbadet” sayıldığı AKP’lilerin Başbakanının dirayetli ve dinamik yüksek politikaları sayesinde, bir süre önce Türkiye’nin tüm sorunlarını bitirmiş olduğumuzdan Somali’yi kurtarmaya soyunmuştuk.
Öne bizim sorunlarımıza gelirsek… Emekçilerimizin sorunları mı? Bitti efendim, bitti… Kadınlarımızın katledilmesi olayları mı? Hepinizin bildiği gibi o sorun da bitti… Barış sorunumuzun, kâğıttan savaşçılarımız sayesinde ne durumda olduğu mu? O da çoktaaan “Sizlere ömür”... Ve daha niceleri… “Yengeniz olma” durumuna dönüştürülen “Deniz Feneri” olayından işsizlerin, yoksulların intiharlarına kadar her şey bitti, hem de “Allah’ına kadar bitti”…
Bildiğiniz gibi Somali’yi elbirliğiyle kurtarıyorduk. Tek hedefimizdi… Recep Tayyip Bey kurtarıyor, yetmiyor Kemal Kılıçdaroğlu Bey kurtarıyor. Kendi ülkesindekileri kurtarmayanların başka ülkelerde yaşayanları kurtarmaya kalkması komik oluyordu…
O günlerde “Somali’yi Kurtarma Ekibi” o ülkeye gitmişti. Aman efendim, kimler yoktu ki o toplulukta. Örneğin Seda Sayan’ın eski kocası da varmış. O Bey, kendisini eleştirenler için şöyle demişti: “Türkiye’de ehli firavun zihniyetinin devamı olan yüzde 15-20 ahmak kesim var. Bunlar Hz. Musa okyanusu yarmış, inanmamışlar. Oturdukları yerden bir şey yapmayıp da yapılanlara bir kılıf bulup çamur atan zihniyettir. Onlar da gitsin, şov yapmasınlar.” Yoksul Türkiye insanlarının cebinden çıkan paralarla Somali’ye gitmek ve sonra da… Neyse… Ajda Pekkan da vardı, kurtarma ekibinde. AKP’lerin Bakanı Egemen Bağış’a şu sözler onun da Somali’ye gitmesine neden oldu belki de: “Sayın Bakanım, her zaman sanat ve sanatçının yanında oluyorsunuz. Muhteşem vizyonunuzla hep ülkemizin önünü açıyorsunuz. İyi ki varsınız, hep olun. Sizin için canımızı vermeye hazırız…”
Daha başkaları da vardı. Ama gözlerim başkalarını da aradı. Örneğin milletvekili seçildikten sonra, yemin günü, bir konu hakkında kendisine sorulan soruyu, “Ben bilemem, büyüklerim bilir,” diyen AKP milletvekili, yani Hakan Şükür. O yoktu… Sonra uzaylı mı ne, bir türkücü vardı, onun da olmayışını eleştirdi, bazı gazeteciler…
Bunların arasında en çok, Egemen Bağış’a canını vermeyi düşünen Ajda Pekkan’a çok üzüldüm. Somali dönüşü, Fatih Belediyesi bir konser hazırlarken, A.Pekkan’ın şarkılarından bazı sözler, sözcükler yüzünden konseri iptal etmiş. “Vah Ajda Pekkan, vah,” sen canını vermeyi düşün, sana konser bile verdirtmesinler…
Somali’yi kurtardık, daha “Kurtarma reklamları” reyting almadan, bu kez de önümüze “Van Depremi” çıktı. Adım gibi eminim, binlerce kilometre uzaklıktaki Somali’yi kurtaranlar, kendi ülkesindeki insanları da kurtarırlardı. Ama ne demiş atalarımız: “Terzi kendi söküğünü dikemez.” İnsanlarımız perişan oldu.
Önce, bu depremi, kafataslarının ne denli tıngır-mıngır olduğunu ispatlamak için ortaya atılan ırkçılar, hemen olayı “Türk-Kürt” açısından ele aldılar.
Halk, yoksuluyla-varsılıyla, işçisiyle-esnafıyla sadece ve sadece yaşamak istiyordu.
Devletin yardımları tam bir karmaşa içinde depremzedelere ulaştırılmak isteniyordu, ama olmuyordu. Halkın bireysel yardımlarının ise varmasının önüne ise bir takım engeller çıkarılıyordu.
Dondurucu soğuklar altında verilen, o da çok yetersiz olan, yazlık çadırların içindekiler her an ölümü bekliyorlardı. Donmayıp da sağ kalanlar, bu kez de çadır yangınlarıyla boğuşuyorlardı. “Dünyanın en büyük ekonomileri” içinde yer alan, “Dünyanın en hızlı gelişen ülkeleri” ikinci sırayı alan Türkiye Cumhuriyeti, ne acıdır ki, “İnsani gelişme” alanında yapılan bir araştırma sonucu, dünyadaki yeri ortaya çıkıyor: 187 ülke arasında, insani gelişmiş bakımından Türkiye, Ermenistan’ın da, İran’ın da, Azerbaycan’ın da gerisinde yer alıyor. (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın bu yıl hazırladığı bir rapor bu.) İnsani gelişmişlikte 92. olan ülke doğal olarak böylesi depremler karşısında aciz kalır…
Ne diyor Van’da, 15 ferdi aynı çadırda yaşayan Kutlu ailesi: “Oy istemek için nerede olsak arayıp bulanlar, yardıma gelince ortada yoklar…” (Evrensel, 13.12.2011)
Somali’ye koşanlar, şimdi Van’da kayıpları oynuyorlar. Ama artık Suriye çıktı ortaya. Tabii bizim anlı-şanlılar da kendilerini gösterdi. İşte bir gazete haberi: “DEPREMZEDEYE ÇADIR, SURİYELİYE KONTEYNER… Hükümet önceliği kendi vatandaşı yerine onlara verdi… hatay’da kurulan çadırkentlerde kalan 7 bin 500 Suriye’li, Kilis’teki konteynerlere taşınacak.” (Sözcü, 13.12.2011) Yoruma gerek var mı?
Evrensel'i Takip Et