Saldırılara Fransız ‘örtüsü’!
Fotoğraf: Envato
Hükümet piyonu ya da diğerleri, tüm sermaye basını ağız birliği içinde yine “sözde Ermeni soykırımı iddiası” üzerinden, “milli çıkarlar”, “ittifaklar“, “ticari ilişkiler”, “tarihi gerçekler söylemiyle “milli galeyan” savaşında! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Fransa’ya, “Tarihi siyasi amaçlarla tahrif etmek en hafif tabiriyle izansızlıktır” diye, ders veriyor. TBMM, Fransa Ulusal Meclisine “Tarihi yanılgıdan vazgeçilmesi” çağrısında bulunan ortak bir bildiri yayımladı. Fransa’nın “yüzyıllara dayanan dostluğu, ortak menfaatleri ve ittifak bağlarını küçük siyasi hesaplara feda etmemesi” isteniyor; Ruanda’da, Cezayir’de ve Afrika’daki katliamlar anımsatılarak, “Önce kendi tarihiyle yüzleşmesi” isteniyor, sözüm ona aba altından sopa gösteriliyor.
Taraflar birbirlerini suçlarken, katliam mağduru halkların acılarıyla oynuyor; politik, ticari ve diplomatik manevralarına malzeme yapıyorlar. Tarihlerinde ve bugünlerinde halkların kırımı, ülkelerin talanı ve kaynaklarına el koyma ortak özellikleriyken, “Kim daha fazla soykırımcı, kim daha fazla gaddar ve katliamcı” tartışması yapılıyor. Afganistan, Irak, Libya’yı güç birliği içinde katledenler, Suriye’ye suikastta ortak olanlar, dönüp birbirlerini “Önce kendi tarihine bak!” diye hizalamaya çalışıyorlar.
Bu bir gerici çıkar oyunudur ve neredeyse her yıl bir biçimde yinelenmektedir. Bazen Türkiye’yi yönetenlerin büyük efendisi Amerikan emperyalizminin Temsilciler Meclisinde, bazen Fransa’da, ara sıra İsviçre’de ya da Avrupa’nın diğer her hangi küçük bir ülkesinde Ermeni Katliamı gündeme getirilerek Türkiyeli iş birlikçi gericiliğin emperyalist politikalara hizmeti artırılmaya çalışılır. Sonra araya zaman girer ve oyun bir kez daha sahnelenir.
Her birinin kendi “ulusal” ve uluslararası çıkarları vardır ve oyunda esas etken bu çıkarlardır. Fransa’da örneğin seçimler gündeme girmiştir ve Ermeni oylarına, Osmanlı İttihat-Terakki’sinin yüz binlerce Ermeni’yi katletmesine öfke duyanların tepkisini sömürmeye Sarkozy’nin ihtiyacı vardır. Türkiye’de sermaye basınının, partilerinin, cumhurbaşkanı ve diğer yetkililerinin “galeyana gelip” cihan sultanının mirasçıları havasında konuşmaları, bu “milli dava”(!)yı fırsat bilip, muhalifleri sindirme ve susturma; emekçileri işsizlik, yoksulluk, yoksunluk cenderesinde tutarak servetlerini büyütme savaşında daha ileri mevziler edinme ihtiyaçlarıyla doğrudan bağlıdır.
Yoksa, ne Fransız emperyalistleri Ermenilerin uğradığı katliamdan azap duymaktadırlar ne de Cezayir’deki Fransız katliamını destekleyen Türkiye gericiliğinin Fransız sömürgelerinde ve örnek olsun Ruanda’da bir ay içinde yüz binlerce insanın katledilmesindeki Fransız entrikalarıyla bir hesaplaşması söz konusudur. Sarkozy’nin oya, AKP hükümeti ve sermayenin diğer temsilcilerinin Türkiye işçi ve emekçilerine karşı sürdürülen saldırılara yönelik tepkileri etkisizleştirmeye ihtiyaçları var.
AKP’nin sürdürdüğü ekonomi politikanın işsizliği, yoksulluğu ve hak yoksunluğunu artırmasına karşı tepkilerin yükseldiği, sağlık emekçileri başta olmak üzere, işçilerin ve kamu emekçilerinin protestolarının bir genel grev uygulamasını gündeme getirdiği, Başbakanın talimatları ve “Hocaefendi”nin, “Yüzde 5 yok edilse de olur!” fetvasıyla gemi azıya alan Kürtlere yönelik saldırılara yönelik öfkenin arttığı günlerde, “Ermeni soykırımı” tartışmaları, tepkileri zayıflatacak bir araç olarak kullanılmak isteniyor.
Uluslararası ve iç sermayenin çıkarları için halka savaş açan hükümet, sağlık başta olmak üzere kamu emekçisinin ve sağlık emekçilerinin mahkum edildikleri çalışma ve yaşam koşullarının aslında kendilerinin yaşamını tehdit ettiği bilinciyle onların yanında yer alanların protestolarına baskı ve küçümsemeyle yaklaşıyor. Kürtlere yönelik saldırılar Kürt gençlerinin beşer-onar yirmişer katledilmesi ve Kürt siyasetçilerini zindanlara doldurma kampanyası şeklinde devam ediyor. Beşir Atalay, “Güvenlik tedbirlerimiz aynen devam edecek. Kış operasyonlarımız da devam edecek, ara vermiyoruz. Şu anda denildiği gibi bir görüşmedir, şudur, budur, öyle bir şey söz konusu değil. Sınır ötesi operasyonlardan, KCK operasyonlarına hepsi koordinasyon içinde, tartışılmış, kararlaştırılmış, planlanmış ve yürütülmektedir“ diyor. Erdoğan, KCK operasyonlarının sürdürüleceğini buyuruyor ve hükümet buyruğu-Hocaefendi fetvası, muhalif kim varsa, özellikle örgütlü Kürt bırakmama hedefli olarak savcı-polis-yargıç seferberliği için yetiyor. “Faili meçhul”e getirilmiş 17 bin insanın katilleri soruşturma konusu bile olmuyor. MGK’nin bilgisi dahilinde hazırlandığına dair polis, emniyet ve MİT mensubu devlet eski görevlilerinin; Ayhan Çarkın gibi özel harekatçıların, İbrahim Şahin gibi katil çetelerinin başında bulunmuş kişilerin itirafları gazetelerde çarşaf çarşaf yayımlanan 199 kişilik ölüm listesi elden ele dolaşırken, “ileri demokrasi” palavralarıyla meydanlarda vaaz verenlerle onların Fethullah ehliyetli savcı ve polis birlikleri sağır ve körü oynamaya devam ediyorlar.
AKP kumandasında “tıkır tıkır işleyen!” makinenin halkı ezmesini engellemek için daha büyük halk birleşmesine, kitlelerin sermaye ve hükümetine yüz binler-milyonlar halinde dur demelerine ihtiyaç var. Ermeni tasarısı türünden emperyalist istismar konusu olayların hükümet ve sermaye eliyle ve halkın mücadelesini kırmak üzere kullanılmasının önü de ancak böyle alınabilir. Dünkü emekçi grevi, talepler için mücadelenin yanı sıra bunun bir adımı da olabilirse, işlevini yerine getirmiş sayılır.
- Burjuva devletleri halklar için mi savaşıyorlar? 16 Ocak 2025 04:59
- Bölgesel gelişmeler ve devrimci yayıncılıkta ‘tekrar’ın yeri 09 Ocak 2025 05:31
- 2025’e ilk yazı: Kim av kim avcı? 03 Ocak 2025 07:20
- 2025’e ilk yazı: Kim av, kim avcı? 03 Ocak 2025 04:00
- Yıkım, yoksullaşma ve savaşlar yılı 26 Aralık 2024 06:32
- Emperyalistlerin maşaları ! 19 Aralık 2024 05:58
- Kaosun geniş mezarlığı 12 Aralık 2024 05:20
- ‘Suriye pastası’ ve duvarların dışına bakmak! 05 Aralık 2024 06:50
- Değişim; nasıl ve hangi yönde? 28 Kasım 2024 06:45
- Kürtçe eğitim Türkiye’yi böler mi? 14 Kasım 2024 04:52
- Bahçeli’nin çağrısı Kürt gerçeğinin neresinde? 07 Kasım 2024 05:41
- Sorun yoksa, telaş niye? 31 Ekim 2024 06:54