23 Aralık 2011

Tarih bizim Tahir bizim kime ne?

Fransa’da alınan karar ifade özgürlüğüne vurulmuş bir darbe midir, yoksa nefret söylemini engellemeye yönelik bir düzenleme mi ?
Bu tartışma Fransız demokrasisi açısından son derece önemli olabilir ama bizim açımızdan çok şey ifade etmez.
Fransa’da söz konusu yasa çıkmasın diye  kampanya yürütürken aynı gün elli gazeteciyi gözaltına alıyorsanız ifade özgürlüğüne dair analizlerinizin inandırıcılığı olmaz. “Ama onlar gazetecilik yaptığı için gözaltına alınmadılar” lafının da artık hiçbir anlamı kalmamıştır. Hangi tür gazeteciliğin, ne tür haberciliğin meşru ve makul kabul edileceğini polemik konusu yapmak zaten ifade özgürlüğünden nasibini almamış olmayı göstermeye yetmektedir.
İşimize gelince “Dış politikada dostluk değil çıkarlar geçerlidir” söyleminin arkasına sığınıyor, hoşumuza gitmeyen işler olduğunda “küstüm” oynamaya başlıyoruz.
Hele her soykırım gündeminde “Ama siz de Ruanda ve Cezayir’de katliam yapmıştınız” yaklaşımı ise başlı başına bir politik ahlak sorunudur. Onlar bizimle ilgili bir gündeme odaklanmasalar, Cezayir, Ruanda gibi konuları tartışmayacağımızı  kendi ağzımızla ilan ediyoruz. Bunu da mütekabiliyet  ilkesinin gereği  sergilenen bir tutum sanıyoruz.
Tarihi tarihçilere havale etmek işi çözüyorsa Dersim yüzleşmesinin anlamı nedir? Tarihimizdeki kara lekeler iç politika konusu yapılabilir ama dış politika konusu yapılmasına asla müsaade etmeyiz mi, demekteyiz.
Fransa’da alınan karara tepki olarak “Bizim tarihimizde böyle şeyler yoktur” mesajı ise “İnkarın cezalandırılmasını haklı çıkaracak” ölçüde büyük bir tavır sorunudur.
Şimdilik tarih tartışmalarını bir kenara bırakıp yaşayan tarih konumuna gelen bir vakanın konusu olan “Tahir Canan” davasına bakalım. 30 yılı bulan bir kesintisiz mahkumiyetten söz ediyoruz. Konu meclis insan hakları komisyonunun gündemine geliyor ve AİHM’yi adres gösteriyoruz.
Yıllar sonra Türkiye hukuk tarihine dönüp baktığımızda bu davayı nasıl izah edeceğiz ?
Tarih bizim Tahir bizim kime ne, demekten başka söz kalmıyor galiba. 

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var.

Bugün günlük milyonlarca lira değerinde elektrik üretimi yapan termik santralin yıllık 120 milyon dolar, 2060 yılına kadar 4.2 milyar dolar kâr elde edebileceği kaydedildi.

TPAO, BOTAŞ, ETİ Maden, EÜAŞ hedefte

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et