Suriye Kürtleri; özerklik ve müdahale!

Suriye, bugün bölgesel kamplaşma ve çatışmaların merkezinde yer alıyor. Suriye’deki çatışmanın seyrinin bütün bölgesel dengeleri değiştirebileceği konusunda, çatışan taraflar dahil herkes hemfikir. Bu yüzden emperyalist güçler, bir yandan Türkiye’yi daha aktif rol almaya teşvik ederken, öte yandan kendilerinin içinde yer alacakları bir müdahaleye temkinli yaklaşıyorlar. Suriye’de yıllardır kendi geleceklerini belirleme/statülerini tayin etme yönünde mücadelelerini sürdüren Kürtler, bu denge durumunun değiştirilmesi bakımından önemli bir konumda bulunuyor.  Üstelik Suriye Kürtlerinin bu süreçte nasıl bir rol oynayacağı, nasıl bir statüye sahip olacakları sorusu, başta Kürt ulusal mücadelesinin sürdüğü Türkiye ve İran olmak üzere bütün Bölge’yi doğrudan ilgilendiriyor.
Geçtiğimiz günlerde Fırat Haber Ajansı’nda (ANF), Suriye’deki Kürt ulusal hareketinin temsilcisi olan PYD’nin (Partiya Yekîtiya Demokrat - Demokratik Birlik Partisi) lideri Salih Muhammed ile yapılan bir röportaj yayımlandı. Bu röportajda Muhammed, ülkedeki ve Bölge’deki gelişmeler karşısında belirledikleri politika ve aldıkları pozisyon üzerine değerlendirmelerde bulunuyor. Aynı zamanda Suriye’de çeşitli sol ve etnik çevrelerin oluşturduğu ‘Demokratik Değişim İçin Ulusal Komite’nin de başkan yardımcısı olan Muhammed’in söyledikleri, her şeyden önce ülkemizde Suriye Kürtlerinin Erdoğan yanlısı muhalefetle işbirliği yapmasını savunan Kürt burjuva milliyetçi çevrelerine bir yanıt niteliğinde. Muhammed; Davutoğlu’nun Suriye muhalefetini desteklerken Kürtler aleyhine bazı şartları öne sürdüğünü söylüyor ve Müslüman Kardeşlerin Kürt politikasının Türkiye tarafından belirlendiğinin altını çiziyor. Kendilerinin dış güçlerin Suriye’ye müdahalesine karşı oldukları ısrarla belirten PYD lideri, Türkiye’nin Suriye ve Kürt politikasının, ABD ile koordinasyon halinde belirlendiğine dikkat çekiyor. Müslüman Kardeşlerin başını çektiği muhalefet ile hiçbir ilişkilerinin olmadığını söyleyen Muhammed, bugünkü pozisyonlarını “kendi taleplerimizle, kendi renklerimizle ve kendi stratejimizle hareket ediyoruz, sokağa da öyle çıkıyoruz. Şimdi meclislerimizi kuruyoruz. Bütün Kürt kentlerinde Kürtçe dil okulları açtık. Fiili bir özerklik durumumuz söz konusu” sözleriyle açıklıyor.
Muhammed’in değerlendirmeleri, Türkiye egemenlerinin Suriye’ye karşı müdahaleye bu kadar istekli olmasının nedenini ve bu politikanın Türkiye egemenlerini nasıl bir açmaza sürüklediğini gözler önüne seriyor.  Açıktır ki, bugünkü siyasal durumda Kürtler, Bölge’de gericiliğe ve emperyalist saldırganlığa karşı önemli bir demokratik direnç odağı haline gelmiş bulunmaktadır. Ve Suriye’de Kürtlerin bugün fiili olarak ördükleri özerklik statüsü, Türkiye egemenlerinin ABD ile işbirliği halinde üstlendikleri Bölgesel rolün daha ilk adımda tökezlemesi anlamına gelmektedir. Daha ilk adımda tökezleyen ‘atın’ Bölge’yi fethetmesi ise bir hayalden öteye geçemez.