30 Aralık 2011

Hapishane halkı

Her hapishanenin kendi efsaneleri ve kendi ritmi vardır.(Alcatraz, Sing Sing, Attica’yı düşünün). Katı, soğuk, rahat, şiddetli veya yüksek güvenlikli. Ve her hapishane bir sınıf tarafından yönetiliyor -mahkemelerin veya idarecilerin  bir suçu kimin çıkarlarının tehdit edildiğine göre sınıflandırması gibi.
Örneğin ülkedeki ölüm hücrelerinin konuşlandığı her “delik”te kadınlar ve erkekler en kötü hükümlerle en zorlu hayatları yaşıyorlar. Eğer maddi güçleri yeterse, gerçekten aileleri yapabilirse TV, radyo ve diğer rahatlıklar sağlayabilirler. Bazı çalışma hapishanelerinde 35-50 dolar arası çok yüksek maaşlı işler (evet bir ayda!) bulabilirler. Orada her zihin en yüksek cezaya-ölüme-çarptırılıyor. Ve böyle bir sınırsızlığa karşın yaşamın hoş yönleri önemsiz görünüyor.
Yine de ölüm hücresi bir sınıf (sınıflandırmadaki gibi) ve her şeyin ötesinde bir sınıflandırmalar uçurumu var ve dünyevi oldukları kadar çıldırtıcılar. AC (Yönetimsel Gözetim), DC (Disiplinsel Gözetim), PC (Korumasal Gözetim) ve fazlası. Hepsi kilitlenmiş mevkiler ve hepsi neye izin verildiği ve neye izin verilmediği hakkındaki belirgin kurallar ve hepsinin baskı dereceleri var.
Her önde gelen Amerikan tarihi kitabı Amerika’yı sınıfsız olarak tarif eder. Katı sınıfsal ayrımları daha çok İngiliz veya Avrupa kökenli olarak tanımlar. Peki sınıfsız olarak nitelendirilen bir halk, sınıfsal farklılıklarla kalbura dönmüş kurumları nasıl yaratabildi?
Çünkü Amerika hiçbir zaman sınıfsız değildi. Ve sadece katı sınıfları olmakla kalmadı aynı zamanda kayadan sert bir kast sistemi vardı. Michael Alexander’ın en yeni eseri Jim Crow’da belirtildiği gibi milyonlarca Siyah işte bu tür bir kastın içinde yaşıyor.
Hapishane halkı inşa ediyorlar.
Egemen ve zengin sınıflar hapishaneler ve mahkemeler inşa edip kendilerini kitlelerden koruyorlar. Aynı zamanda medya tarafından sağlanan sınıfsızlık gibi ideolojik bir illüzyon da yaratıyorlar. Dünyanın gördüğü en büyük kitlesel hapishane kompleksleri inşa ederken özgürlük diye anırıyorlar.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et