31 Aralık 2011 08:40

Korkulu yeni yıl dileği

Korkulu yeni yıl dileği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yeni yıl dileğim, korkularla ilgili. Düşündüm taşındım da, çok korku var bu memlekette. Yeni yılda ona bir çare bulunsa ne güzel olur.
Yıl biterken benim korkuları düşünesim geldi. Nelerden korkuyoruz, neden korkuyoruz merak ettim ya, aslına bakarsanız, nelerden korkmuyoruz ki? Korkuyoruz işte. İnsani bir haslet nihayetinde, hepimizde olan bir özellik. Küçücük hayvanlardan, birden duyulan seslerden, manalı manasız korkuyoruz. İnsanlardan tabii, insanlardan korkmayıp ne yapacağız?
Korku var, korku var. Siz belki birden arkanızda beliren arkadaşınızın nefesinden korkuyorsunuz, kimisi vatandaşından korkuyor.
Elinde koca koca silahı, uçağı, bombası olanlar var, misal, silahsız insanlardan korkuyor. Silahlıdan korkmuyor o kadar, ona atıp tutuyor, “şöyle yaparız böyle yaparız”. Ama silahsızsa korkuyor arkadaş. Birkaç bidon mazot taşıyan çocuklar kadar korktuğu şey yok mesela. Korku ne acayip şey. Bazısı da bundan korkuyor işte. “Teröristlerin güzergahıymış” diye anlatmaya çalışıyor, anlamıyorlar. Orası kaçakçıların yoluymuş da, asker de bunu biliyormuş da, hatta o gün onları görmüş de. Bilmem kaç gün önce istihbarat aldık diyorlar, niye dinleyen yok acaba? Bakınca görürsün işte, “kaçakçı bu kaçakçı”, diyebilirsiniz. Görürsün de, korkmak başka bir şey, korkan adam bombalamaktan vaz mı geçermiş?
Ertesi gün de taştan korkanını gördük. Taş korkusu, olamaz mı? Olabilir. Ellerinde böyle otomatik silahlar, kalkanlar var, polis bunlar. Ama korku bu, yüzlerinden belli işte, korkuyor, ne yapsın? Toplanıyor kalabalık, “Katiller hesap versin” diyor, polis dibinde bitecek tabii, panzeriyle falan. Orada taş deme işte ona, ne olursun, taştan söz etme, alma o taşı eline. Alınca adamın korkusunu tetikliyorsun, yapma bunu. Sonra cop mu var, Allah ne verdiyse, korkuyu ifade etmenin bir yolunu arıyor zavallı.
Üniformalıları çocuklardan korkuyor demek, onun korkusu bu. Bir de bunların kravatlıları var, onların korkuları da orijinal. Sanattan korkanı var, kaç gündür adamcağızın korkusu aklımdan çıkmıyor. “Tuvaline yansıtan ressam” diyor gözlerini büyüte büyüte, benim tahminim bir tuval bir gece rüyasına girmiş olabilir. Ter içinde uyanmış bu da. O resim o günden beri gözünün önünden gitmiyor. Kim bilir nasıl bir şeydi demeye korkuyorum. Anlatır manlatır, sonra bizim de kabusumuz olmasın.
“Şiir” diyor, bak sen, şiirin nasıl bir travma yarattığını düşünebiliyor musunuz acaba merak ediyorum. Koskoca bir insan kalkıyor bize şiirin tehlikesini anlatmayı kendine yedirebiliyor. Ne büyük bir korku olmalı, söylediğinden beri bunu düşünüyorum. Zorla kötü şiir okutmuş olabilirler, sayfalar dolusu, benim aklıma bu geliyor. Soğutur çünkü insanı.
Hele o şarkıcılar, kim bilir neler yaptılar adamcağıza, nasıl korkuttular garibanı. Tekrar tekrar okudukça içi parçalanıyor insanın: “?Yerine göre sadece şarkı söylüyor ama üç şarkının arasında bir tane de seyirciye bir şeyler söylerken arada bir güzel cümle sarf ediveriyor.” Şarkının arasında söylenen “güzel cümle” korkusunun Latince adı ne ola acaba? Doktora göstersek, çaresi yok mudur dersiniz?
Siz bu kadar korkan bir adama ne yapabilirsiniz, bir daha düşünün: “?Ne yapacaksın, sanata karşı değiliz ama işte bunları bir cerrah hassasiyetiyle ayırt etmek durumundayız.” Sanata karşı değil ama altından bilmediği bir şeyler çıkacak diye dizleri titriyor, görmüyor musunuz? Sanata karşı olsa tamam, ama değil. Sanata karşı olsa, korkacak bir şey olmayacak. Adam korkutmayan sanat istiyor ya, şarkının arasında cümle olmasın diyor, tuvaline diyor terör sokmasın, anlaşılmayacak bir şey mi?
Bir kişi iki kişi olsa, bir çare düşünelim. Ama bunun nasıl bir salgın olduğunu artık anlamışsınızdır. Bu memleket, saçını kesen çocuktan korkanını gördü. Çocuk saçını kesti, yanına bırakmadılar valla. Artık neyi bırakmadılarsa.  
Tamam Kürtler çok korkutmuş bunları, onu anladık. Ama gazetecilerden korkuyorlar, aydınlardan korkuyorlar, öğrencilerden korkuyorlar, herkesten korkuyorlar, onların kim bilir nelerini gördüler. Hayır anlatmıyorlar da, anlatsalar, belki bir empati kuracağız.
Benim korkacağım bir şey yok bunların yanında. Baktıkça halime şükrediyorum.
2012’den dileğim şudur; korkunun ecele faydası olmasın.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa