Soruyorum!
Fotoğraf: Envato
Yeni bir yılın ilk gününde yazıyorum yazımı. Yeni yıl kime göre, hangi takvimde, nasıl bir zaman algısıyla tanımlanırsa tanımlansın, ömrümüzün evrenin varoluşunu simgeleyen bir doğrusallık üzerinde nokta kadar yeri olmamasından mıdır acaba zamana bunca değer atfetmemiz? İnsanın varoluşunu kanıtlama çabası, kendisini önemseme halleri... Hangi insan, o zaman? Sınıflı bu dünyada bir sınıfın diğerine yeğlendiği, renklerin, dillerin ve dahi en küçük farklılığın öldürmeyi meşru kıldığı binlerce yılın hesabını kime göre tutacağımıza kim karar verecek?
Uzun bir ara verdikten sonra, yeniden yazmak hiç kolay değil. Hele bu topraklarda, halklarımızın yaşadığı onca acının ve zulmün orta yerinde çok taze bir yara daha kanamaktayken sözleri bulup çıkartmak öyle zor ki! Sorularla başlamam ondan olsa gerek. Sorularla devam etmek istiyorum. Bu soruları kendime soruyorum. Bu soruları herkese soruyorum. Bir zaman tanımlayacaksak eğer, bu zaman hepimizin durup kendisine soru sorma zamanıdır.
İnsansız hava araçlarının insanları avladığı günlere nasıl geldik? Tanesi yirmi milyon dolardan 10 adet insansız hava aracı alma kararını kim verdi? İki yüz milyon dolarla başka neler yapılabilirdi? Babalarını, ağabeylerini savaşta, yargısız infazda, faili meçhulde kaybetmiş, mayınlı topraklarının altı kimliksiz ölüler, yası tutulamamış insanlarımızla dolu, topraklarının üstünde ormanları yakılmış, köyleri boşaltılmış bir hayatta aklı erip söz söyleyecek yaşa geldiğinde cezaevi yolu görünen çocuklarımız için neler yapabilirdik? Ölümleri meşrulaştırmak için bahaneler üretmekten başka ne söyleyebildik bugüne dek? Kimlerin hangi hakları ne kadar talep edebileceğine nasıl karar verdik, vermeye de devam ediyoruz? Sahi biz ne zaman bölündük ve kim böldü bizi? Yüreğimizi ortadan ayıran, bu yaraları durmadan kanırtıp da kanatanlar kimler?
Mavi Marmara'dakileri savunmak için İsrail'i düşman ilan edenler insansız hava araçlarını hangi ülkeden aldı? O ülkedekiler dünyanın en güzel kuşlarının adını o uçaklara vermek için kimden izin aldı? Dünyadaki bütün Heron türleri adına insan katliamı yapma iznini kim verdi? Çocuklarımızı zorla askere alıp, ölüme gönderme yetkisini kim verdi? Kim çocuklarımıza ölümü kutsamayı öğretti, hangi koşullarda ölmekten başka çare bırakmadık gençlerimize?
Yeni bir yıl daha başlıyor. Bu sorulara yanıt verebilecek yüreklilikte, bu soruları sorup da yanıtlarını talep edebilecek güçte olmak, doğru soruları, doğru muhataplara yöneltebilmek gerekiyor artık. Dillendirebildiklerim aklıma gelen ilk sorulardı. Kim bilir daha ne kadar çok soru sormalı, ne kadarına yanıt aramalıyız!
İnsanlık tarihi bir yandan da sorular tarihidir. Soru sorarak gelişmiştir insanlık. Her verdikleri yanıtla biraz daha ileri, biraz daha insan olmuştur. İnsansız hava aracını üreten insan, sorarak ve yanıtlayarak böyle araçların olmadığı bir dünyayı da elbet kuracaktır. Heron'ların bilinen 64 türüne de itibarını iade edeceği günler, insanın olmadığı, insansızlığın dehşetini kullanmadığı bir dünyada sonsuz doğrusallıkta bir nokta bile olamayacağını fark edeceği zaman gelecektir. O zamanı da insanlar kuracaktır. Yas tutmasını bilen, acıyı hisseden ve gülmenin ideolojik ayrıcalığını keşfeden insanlar, yeni bir yılın ilk gününde selam olsun hepinize...
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43
- Siyah çöp torbasına atılan insanlığımız 26 Eylül 2024 04:45
- Sistematik işkence 19 Eylül 2024 04:41
- Narin bir çocuk 12 Eylül 2024 04:43
- Savaş hesabı 05 Eylül 2024 05:26