Benim kutsal ölülerim

58 yıllık gazetecilik ve yazarlık yaşamımda anı kitaplarımın dışında, özellikle gazete ve dergi yazılarımda hiçbir zaman “özel”lerimden sözetmedim. Ama bu yazımda, sizlerden özür dileyerek üçlü bir “özel”imden sözedeceğim. Sevgili Sennur Sezer ve Adnan Özyalçıner dostlarımın deyimiyle, “Hayat yoldaşım”ı toprağa vereli, bugün itibariyle 10 gün oldu. Benim için “Kutsal”dı hayat yoldaşım, 3 Kutsal Kişi’den sonuncusuydu... Kısa kısa bu “Üç’lü”yü anlatmak istiyorum. Türkiye ve halkları sorunlarla savaşırken “Özel”imi anlatmam belki yanlış ama, kusura bakmayın, acım yavaş yavaş gücünü hissettiriyor. Benim için yeni bir dönem başlarken, hiç olmamış gibi başka şeylerle sürdüremezdim yaşantımı, yazılarımı…

BİRİNCU KUTSAL ÖLÜ’M: Nizamettin Habora… Babam… Çok başarılıymış öğrencilik döneminde. Mustafa Kemal, T.C. adına İtalya’da mimarlık-mühendislik eğitimini görmesi için göndermiş. Tüm masraflarını T.C. karşılamış. 4 yıllık fakülteyi 2 yılda bitirince İtalya, Türkiye’nin gönderdiği tüm parayı iade ederek, “Bizim şeref öğrencimiz olsun,” demiş. Annemin yalancısıyım. N.Habora Türkiye’ye dönünce, Mustafa Kemal, “Seni Salihli’nin imarına tayin ediyorum,” demiş. Birkaç yıl yeni Salihli’nin yapımı için uğraşmış. Ve hayatında hiç içki içmeyen, sigara kullanmayan, hatta kahveye bile el atmayan, arada sırada çay içen, gıdasına dikkat eden, boyuyla kilosu orantılı olan babam N.Habora 4 Ocak 1944’te veremden ölüyor… Ben dört yaşındayım o zaman…

İKİNCİ KUTSAL ÖLÜ’M: Sabiha Ragibe… Annem… Osmanlı Bahriye Nazırı Rasim Paşa’nın torunu olan annem yıllarca veremle savaşmış, kaburgaları alınmış, ciğerinin yarısı kesilmiş, ama yaşam savaşında yenilmemiş…1950’de de, daha sonra D.P. Manisa Milletvekili olacak olan Dr. Faruk İlker’le evlenmiş… Her zaman yanımda oldu annem… Kitap okuma alışkanlığına onun sayesinde sahip oldum. Üvey babam Dr. Faruk sağcıydı, ben yayıncılığa başladığımda Süleyman Demirel Başbakan’dı ve o da Sağlık Müsteşarı’ydı. Ve annem yayınevime kitap çevririyordu. Neler mi? Fidel Castro’nun “Fidel Castro konuşuyor”unu, B.Russell’in “Bolşevizm”ini ya da “Dünya Hükümeti CİA”ı ve nicelerini. Dr. Faruk İlker de, sağcı olmasına, komünizme falan karşı olmasına rağmen hep yanımdaydı. Şöyle derdi: “Gomoniş (öyle derdi) olmasına karşın, Nazım Hikmet gibi, eli öpülesi bir insan ol. Düşüncelerinden dönme, eğer gerçekten inanıyorsan. Yalnız kitaplarına annenin adını yazma, sonra gazeteciler dillerine dolarlar, ‘Adalet Partisi Müsteşarı’nın karısı gomonizm propagandası yapıyor,’ diye… Süleyman Bey’e ayıp olur…” Ve 1996’da 40 gün arayla öldüler…

ÜÇÜNCÜ VE BENİ EN ÇOK YIKAN ÖLÜ’M: Nesrin Habora… Eşim… 72 yıllık yaşamım boyunca en çok bir arada olduğum kişi. 5 yıl arkadaşlık, ama gerçek arkadaşlık ve 42 yıllık evlilik, az-buz değil. Her zaman yanımdaydı, Sansaryan Hanı’nda gözaltında mıyım, Nesrin orada, “Nöbetçi tinsel destekçi” olarak. Gayrettepe’de miyim, gözaltında, Nesrin de dışarıda gözaltındaydı. Selimiye Kışlası’nda tutuklu muyum, Nesrin yine Nizamiye’nin önünde beklerdi.  Evet her zaman yanımdaydı Nesrin. En basitinden yemek saatlerimizi bile bana göre ayarlardı. Eğer yazı yazıyorsam, gazeteden kupür kesiyorsam, beni beklerdi. Sigara içmem ve doğru dürüst yemek yememem konusunda, belki inanmayacaksınız ama, bir tartışma, bir çatışma çıkmadı aramızda. Yalnız bir konuda oldukça “İyi” (!) eleştirdi beni. Ben bağlı olduğum örgüte, onun yayın kuruluşuna ayrıldığımı bildirmiştim. İşte ona çok kızmıştı. “Sen o kuruluşun kişilerine çok inanıyordun, onların başarılı olması için çalışıyordun, geceni gündüzüne katıyordun. Şimdi de kalkmışsın çok sudan nedenler yüzünden ayrılıyorsun. Bu yakışır mı sana?​” Ben, ana tarafından Arnavut, baba tarafından Lâz olduğum için inadımı sürdürdüm. Sonra “Yeniden Doğuş” olunca, “Hah, şimdi sen, ‘sen’ oldun,” dedi, o kadar… Evet, en büyük destekçimdi…

NOT: Benim Üç Kutsal’ımdan ilkini 68 yıl önce, ikincisini 15 yıl önce, üçüncüsünü, yani en çok birlikte olduğumuz, şimdi eksikliğini akıl almaz bir biçimde hissettiğim Nesrin Habora’yı, İstanbul Hekimbaşı Mezarlığı’nda toprağa verişimin 10. gününde gözlerimin önüne getiriyorum. Beni yalnız bırakmayan tüm dostlarıma, tüm tanıdıklarıma şükranlarımı sunuyorum…           

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et