Misakı millimizden manzaralar meselesi (1)
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Senin de bildiğin gibi yarınlarımızın, istikbalimizin vazgeçilmez “teminatı” olan gençlerimiz, yaklaşık otuz yıldan beri önceleri hafif yollu “çatışma”larla başlayan, daha sonraları dilimiz varmasa da “düşük yoğunluklu savaş” diye kekeleyip, nihayet zamanla gelişen olaylar karşısında bu kez de ister istemez “savaş” diye nitelediğimiz bir hay huy içinde dağlarda, bayırlarda, ormanlarda birbirlerini acımasızca kırıp geçiriyorlar…
Üstelik hal ve ahvalimizin bundan sonra hangi kulvarlara doğru sürükleneceğini, hangi boyutlara ulaşacağını da, memleket sathındaki resmi, gayri resmi “akil” adamlarımızın bolluğuna rağmen doğru dürüst kestiremediğimiz gibi, ayrıca bu mesele tahtında ele, dişe gelir nihai bir “çözüm”, veya “ne şiş yansın ne kebap” türünden, sihirli bir “formül” de bulamadığımız için, öyle görünüyor ki, işimiz biraz da falcılara veya medyumların yumurtlayacağı kehanetlere kalmış Ağparik!
Son zamanlarda sokak aralarında açılan, sayıları giderek çoğalan, her biri fincanlardaki kahve telvelerinden, onların zikzaklarından ya da iskambil kâğıtlarından yola çıkıp, sonra da tarot, marot, falan feşmekân fallarıyla sözde istikbalimizi okumaya çalışan medyum Memiş, Ketto, Çetto taifesini derdest edip kendi “kader”leriyle bir tarafa dehlersek, beri taraftan kimileri bu, şu, o konunun “profesör” lakaplı üniversite hocaları, kimileri çeşitli fakültelerden aldıkları şatafatlı diplomalarla “akademisyen” unvanlarıyla o televizyon kanalı senin bu kanal benim turlayıp, kendi aralarında ağız dalaşıyla, hakaretlerle birbirlerini didikleyip dururken; bizler de, yani milletçe kimilerimiz açlık, kimilerimiz yoksulluk, kimilerimiz de bol acılı tarhana çorbasına, yavan yağsız ayran aşına kaşık sallayıp ekmeklerimizi banıp, aynı zamanda da böylesine muhteşem” bir sofrayı, böylesine bol kepçe bir “menü”yü lütfedip bahşettiği için Tanrı’nın şanslı kulları olduğumuz için bir yandan dua ederken, bu arada bu “ulema” takımının attıkları “nutuk”lara bakılırsa; ülkemizin maddi, manevi, siyasi, içtimai, politik, zirai durumu her bakımdan hayli “nazik”, hatta “sisli”, “puslu”, dahası da bilmem kaç ölçekli depremin eşiğindeyken, kimilerine göre de, tam aksine yakın zamanda gelişen, büyüyen ekonomisinin yanı sıra, keza siyasi anlamda da yedi düvele, Fransız “gâvur”undan, Müslüman Suriyelisine kadar hemen herkese “posta” koyup, “telgraf” çekmenin dışında, ayrıca başta Çin, Hindistan, Brezilya derken, milli geliri on bin doları aşan bu üstün “performans”ımızla bilumum devletlere her alanda nal toplatacağız evelallah!
Çankaya’nın en tepesindeki koltuğunda daha kaç yıl oturacağı henüz belli olmayan Gül yüzlü cumhurumuzun başkanının hemen ardından, onun akabinde “pembe köşk”e bu kez illa da “başkan”lık sıfatıyla yerleşmenin hesabıyla formül üstüne formüller üretmeye çalışan, hemen her vesileyle tepesinin tası attığı için, etrafında daima “van minıt!” diye haşlayacak birilerini ararken, aynı zamanda tansiyonu, şekeri yükseldiği için, halkımızın gitmediği, gidemediği, daha da açıkçası son günlerde doktorlar, “beyaz” gömlekliler, hastaneler için çıkarılan kanunlar mucibince vatandaşlar nezdinde engellerin, yasakların, bürokratik zart-zurtların bini bir parayken, diğer taraftan zatı muhteremlerinin istediği, dilediği hastaneden “transfer” yoluyla anında getirtilen Prof. Dr. bilmem kimlere tedavisi için kapı aralayıp, hani nasıl derler minareye kılıf, mazrufa zarf uydurup, bunu da kendince bir nevi “hak” telakki eden başımızın başbakanına bu vesileyle hem geçmiş olsun, hem de ilerdeki yaşamında rahat, huzur, esenlik diledikten sonra, nihayet kendi payıma şimdilik kısaca diyeceğim o ki, “devletlu”lar tarafından “yampiri” görüşlü olduğuna dair hemen her vesileyle fetva verilip, dolayısıyla “urun kellesin!” kategorisindeki şu bizim gazetenin, ilk sayısından itibaren özüme emanet edilen bu köşesinden,“her şeye maydanoz” kıvamında yazacaklarım henüz bitmedi, daha yolun başındayım Kirvem!
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30