15 Ocak 2012 09:29

Kriz ve kapitalizme karşı mücadele

Kriz ve kapitalizme karşı mücadele

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye ile uğraşır mı! Yok Libya’da petrolün peşinde Türkiye’nin halisane niyetleriyle çekişmekmiş... Yok Cezayir’de yapmış olduklarına bakmadan “cezalandırma” yasasıymış… İşte sonunda Fransa’yı da cezalandırdılar... Notunu kırdılar. Artık kırık notla dolaşacak ortalıkta!
Şaka bir yana, geçen yıl ABD’nin notunu kırmışlardı... Geçtiğimiz günlerde de Fransa’nınkini kırdılar. Kim mi? Birkaç kredi derecelendirme kuruluşu var. Standards and Poors gibi, Moody’s gibi. Koca koca ülkelere not veriyor, sıraya diziyorlar. Kredi geri ödeme koşulları bakımından hangisi güvenilir, hangisi değil diye.
“Şıracının şahidi bozacı” gibiler ama. İktisadi-mali Yargıtay değiller örneğin. Hoş Yargıtay olsalar ne olurdu? Ancak hangi düzenin yargıtayıysalar onu olumlayıp meşrulaştırırlardı. Böyle bile değiller ama. Aynı zamanda yatırımcı kuruluşlar. Yatırım danışmanlığı yapıyorlar. Hem hakim, hem savcılar yani. Ve aynı zamanda davacı da onlar... Davalı da.
Wal-Mart’ın sahibi ya da büyük ortağı Warren Buffet örneğin, Poors’un da büyük ortağı. Perhizle lahana turşusu bir arada anlayacağınız.
İster yatırımlar için toprağı düzlemek deyin, ister şu ya da bu ülke ekonomisini manipüle ederek spekülatif kârlar sağlamak... Hatta belirli ekonomileri tekellerin çıkar ve isteklerine uygun hale getirme diyebilirsiniz… Hatırlayalım ki, zamanında IMF kapılarında 70 cent’e muhtaç dilenirdi Türkiye... Şu faizle mi yoksa daha yükseğiyle mi kredi bulabileceği Dünya Bankası ajanı ünlü sosyal demokrat K. Derviş’in elinde 15 günde 15 yasa çıkarmasına bağlanmıştı. Şimdi Yunanistan, Portekiz... Hasılı Fransa’ya kadar gelindi. Almanya notu kırılmayıp “yırttığı için” sevinmelerde!
Hem de yatırım şirketleri tarafından yapılan bu kredi derecelendirme işinin manipülatif niteliği tartışmasız. ABD’nin kredi notu düşürüldükten bu yana örneğin, dolar tüm dünya paraları karşısında rekordan rekora koşuyor. Ne TL dinliyor, ne Yen, ne Euro! Sanki notu kırılmamış gibi herkes dolar arıyor ve alıyor, dolar da değerleniyor. Bu kadar mı? Başka para yokmuş gibi, yetmiş iki milletin devleti, rezervlerini dolar cinsinden tutuyor, yetinmiyor, bir de gidip Amerikan devlet tahvillerine yatırıyorlar. ABD ekonomisi, el üstünde tutuluşuna bakılırsa, hiç de Buffet’in ve arkadaşlarının sahibi olduğu kuruluşların kredi notunu düşürmüş olmalarını hak etmişe benzemiyor. Hatta sanki notu yükseltilmiş gibi görünüyor. Bir tek şu denebilir ki, –doları ve Amerikan tahvillerini tercih eden– “yatırımcı”, yine de Amerikan ekonomisini diğer ülkelerinkinden daha iyi görünüyor. Eh, şimdilik kaydıyla, Çin ve Hindistan’la Brezilya ekonomileri bir yana konursa, diğerleri ABD ekonomisinden iyi değiller ve güven vermiyorlar.
Ama işte bu son söylenen şu anlama geliyor ki, olan biten baştan aşağı manipülasyon değil. En büyük ekonomilere varana kadar kapitalist dünya ekonomisi krizde. Krizde olmayan da henüz girmemiş durumda ve ancak sıcak parayla ekonomisini döndürebilen ve buradan rekor cari açık biriktiren Türkiye gibi, krizin kıyılarında dolaşıyor. Zaten, son olarak notu kırılan sadece Fransa değil, onunla birlikte İspanya, İtalya ve Avusturya başta olmak üzere dokuz Avrupa ülkesinin notu kırılıyor.
Yangın bacayı sarmış durumda yani. Kriz dünyayı avucuna almış, kavuruyor.
İyi mi? Ya da kapitalistlerin dediği gibi fedakarlık yapıp birlikte mi katlanmalıyız? “Gemi”nin bizim “gemi”, krizin bizim krizimiz olmadığı kesin! Ancak bundan hareketle “bize ne” diyemeyiz? Kriz bizim değil, kapitalistlerin; ama bugüne dek yaptıkları gibi, yükünü kendileri üstlenmeyip en başta bize yıkacaklar. Sorun burada!
Bu ilk krizi değil kapitalizmin ve zamanında Rusya’da, krizleri, yükleriyle birlikte kapitalistlerin başlarına geçirilebilmişti. Güç olmak gerek bunun için kuşkusuz. Güç olmak için de öncelikle işçi sınıfının birleşmiş ve örgütlü olması şart! Ya kapitalistler fırsat olarak değerlendirip krizin yüklerini sömürülenlere yıkacaklardır ya sömürülenler fırsat olarak değerlendirip kapitalistleri başlarından atacaklardır! Ortası yoktur. Ve ders en küçük olanakları bile değerlendirip güç olmaktır. Barış ve demokrasi mücadelesiyle birleştirerek sömürülen yığınların kapitalizme karşı birleşik mücadelesini örgütlemeyi başarmaktır.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa