Türkiye’de ‘4 Mevsim’

Araplar “Bahar”ı yaşadı…
Amerikalılar “Yaz”ı yaşadı…
Avrupalılar “Sonbahar”ı yaşadı…
Asyalılar “Kış”ı yaşadı…
Biz “4 Mevsim”i bir arada, toplu olarak yaşıyoruz…
AKP’lilerin başbakanı, özellikle Arapların protestolara, ayaklanmalara başladığı ilk zamanlarda, o ülkelerin liderlerine, yönetici kadrosuna, “Halkın sesine kulak ver,” diye sesleniyordu. Bu seslenişte ezilen halkların, yani emekçilerin, yoksulların, gençlerin, yaşlıların yanında, onları ezenlere karşı sağlamca bir duruş vardı. Gerçekten çok önemli bir “İnsani” davranıştı bu.
Türkiye, “4 Mevsim”i bir arada yaşarken, protestolarla, eylemlerle sesini duyurmaya çalışırken, “Halkın sesine kulak ver,” diyenler, arkadaşları ve onları şakşaklayan medya kuruluşları Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içindeki halkın, halkların, toplulukların sesini önemsemiyorlardı bile…
En çok öğrenciler, işçiler, kadınlar ve çevreciler alanları, yolları dolduruyorlardı.
Çevreciler, önce kendi topraklarını kurtarmak, sonra da Türkiye’nin yaşanabilir bir ülke olması için protestolarını, direnişlerini yapıyorlardı. Örneğin tüm Türkiye’de Hemşinlilerin, Fındıklılıların seslerini duyurması. Gerzelilerin, Silifkelilerin nükleer santrallere karşı çıkışları. Fethiyelilerin Kargı Çayı’nda yapılması planlanan HES’leri protesto edişi. Arhavililerin kömürcülere, Beyyazılıların taş ocağı işletmelerine karşı eyleme geçmeleri. Ve benzerleri. Gümbür gümbür sesleniyorlardı, kendilerini yönetenlere. Ama “ Toprağını seven ve korumak isteyen halkın sesine kulak veren olmuyor” du…
Tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının sağlığını ilgilendiren “GDO’lu ürün ithalatı”na karşı çıkıyordu yurtseverler. Ama onların da sesine kulak veren yoktu…
Türkiye’nin kadınları… Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, daha doğrusu tüm ülkede sesleriyle, yazılarıyla, dergileriyle, gazeteleriyle, kitaplarıyla kendi üzerlerindeki “Erkek terörü” ne karşı çıkıyorlardı. Tacizleri, saldırıları, cinayetleri, kendilerini koruyacak güvenlik güçleri de engelleyemiyordu, hatta mahkeme salonlarında bile katlediliyorlardı. 11 yaşındaki kız çocuklar hamile bırakılıyor, 13 yaşındaki kızlara toplu tecavüzde bulunuluyor (Ki sonra yargıda aklanıyor bu “Toplu Tecavüzcü”ler) ve daha nicesi. Ama kadınların da seslerini duyan yoktu. Diyanet İşleri Başkanı kusura bakmasın ama yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de kadınlara yapılanlar “Utanç Çizgisi”nin çok ötesinde bir şey. “Aşağılık, rezillik, pespayelik” gibi sözcükler de tanımlayamaz bu yapılanları… Bir gazete haberinin girişini yazıyorum: “ABD’de bir köpeği boğazlayan ve cinsel tacizde bulunan Robert Edwards de Shields’a 10 yıl hapis cezası verildi.” (Milliyet, 26.12.2011) Yorumu size bırakıyorum… Evet, ölümlerle, tecavüzlerle, tacizlerle boğuşan kadınlarımızın da sesine kulak veren çıkmıyor…
Gelelim emekçilerimize… Binlerce, on binlerce, tüm Türkiye’ye göz atarsak yüz binlerce memurumuz, eğitimcimiz, sağlıkçımız ayakta. Grevle yönetimi uyarıyor emekçiler. İşçiler sokakta. Sendika üyeleri milletvekili zammını protesto ediyor. Mahkeme önünde OSTİM olayını gündeme getiriyorlar. Asgari ücret zammını protesto ediyorlar. Emekliler öfkeyle haykırıyor: “Milletvekillerine yapılan zammı helal etmiyoruz.” Gerede’de işçiler sağlıksız ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı çıkıyorlar. Beltaş’ta çalışan işçiler 2012’ye direnişle giriyorlar. Çay eksperleri eylemde. Çapa’da sağlık emekçileri de eylemde. Sağlık emekçileri İstanbul’da, Taksim’de, Beyazıt’ta, İzmir’de DEÜ’de, EÜ’de seslerini duyurmaya çalışırken, eğitim emekçileri de Bozüyük’ten Ankara’ya her yerde bağırıyorlar. Yüzlerce, binlerce emekçi direnişi. Ama konu sınır dışı olunca, “Halkın sesine kulak ver,” diyenlerden, olay Türkiye içinde olunca, tıs yok…
Ya gençlerimiz, öğrencilerimiz… İstanbul’da öğrenciler tren seferlerinin kaldırılmasını protesto ediyor. Emek Gençliği İÜ kapısına dayanıyor. Erciyes Üniversitesinde öğrenciler rektörlüğü protesto ediyor. Dicle Üniversitesinde 13 öğrencinin tutuklanmasına karşı eylem koyuyor. CHP’li gençler Türköne’yi protesto ediyor. Kocaeli Üniversitesinde öğrenciler, tutuklanan arkadaşlarına sahip çıkıyor. Ege Üniversitesi kampüsünde yüzlerce üniversiteli iki aydır sıcak su akmadığını, kaloriferlerin yanmadığını belirtip oturma eylemi başlatıyor. DEÜTF’de her gün akademisyenler, öğrenciler, STK’ler kısa süreli eylem yapıyor. Ve daha nicesi. “Halkın sesine kulak ver,” diyenlerin kulağı öğrencinin, onları savunanların sesine tıkalı…
Başka protestolar da oluyor. Örneğin Emek Sinemasının yıkılmasını önlemek için binlerce kişi Beyoğlu’nda yürüyor. İzmir, Kordon’da Belediyenin kararını protesto ediyor, esnaf. Yine İzmir’de, Yenişehir’de, Bit pazarı esnafı, ekmek parası kazandıkları yer yasaklanınca ayağa kalkıyor. Çanakkale’de kurulması istenen baz istasyonu halkı ayaklandırıyor. Rize’de Kaymakam sözünde durmayınca halk eyleme hazırlanıyor. Batman’da üst ve alt geçit isteyen halk eylem yapıyor. Trabzonsporlular TFF’yi protesto ediyor. Köprü zammına karşı çıkılıyor. Gözaltındaki gazeteciler için meşaleli yürüyüş yapılıyor. Barış Anneleri Mecliste oturma eylemi yapıyor. Cumartesi Anneleri yıllardır eylemlerini sürdürüyor.
Ve Uludere Katliamı’nı lanetlemek için binlerce, on binlerce kişi ayağa kalkıyor, Türkiye’nin her tarafında…
 “Halkın sesine kulak ver” meyenler ne yapıyor? Sadece haber başlıklarını yazacağım: “Üniversitelilere arkadan kelepçe”/ “Günay’ı protestoya sert önlem” / “Polisten öğrencilere yaka paça gözaltı” / “ Polis, Davutoğlu protestosuna müdahale etti.” / “Füze kalkanı eyleminde, polis eylemcilere biber gazı sıkarak müdahale etti”  / “Protestocu sendikacılara polis biber gazı sıktı” / “Bolu’da maaşlarına zam isteyen işçilere polis biber gazı sıktı” / “ Maraş’ta katliamın yıldönümü dolayısıyla kente gelenlere cop ve gaz bombası kullanan jandarma bazı kişileri gözaltına aldı” / “ Kürecik protestosunda 19 öğrenci gözaltına alındı” / “ İsrail’i protesto edenlere dava açıldı” / “Çaycuma’da 21 Aralık eylemine katılan öğretmenlere soruşturma açılacak” …
Evet, dışarıda hakkını arayan insanların yöneticilerine “Halkın sesine kulak ver,” diye ahkam kesenler, konu Türkiye olunca, polislerini, jandarmalarını biber gazıyla, copla, bombayla saldırtarak, “Made in Turkish/Moslem” biçimi halkın sesine kulak veriyorlar…
Sevsinler böyle “İleri Demokrasi”yi…

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et