Nerde bu işçinin xaqqi?
Fotoğraf: Envato
Hayat Televizyonu seyredenler kollarını açmış, isyan eden işçinin “nerde bu işçinin xaqqi” haykırışını Evrensel gazetesinin reklam/tanıtımından bilirler. Diyarbakır tuğla işçisinin feryadıdır bu! Yüzlerce derece sıcaklıktaki fırınlarda ya da toz-toprak içinde çalışarak kazanır ekmek parasını tuğla işçisi. Sigortası yoktur, 700-800 TL ücret için en ağır şartlar altında günde 10-12 saat ter döker. Sigorta işçinin hakkı değilmiş gibi, tuğla patronları bu talebin karşısına ücretlerin 200-300 TL düşürülmesini çıkarmışlar bugüne kadar. İşçiler de “nasıl olsa yeşil kartım var” diyerek bu kölelik koşullarında çalışmayı sürdürmüşler. Ama AKP Hükümeti’nin 2012 Ocak ayından itibaren uygulamaya soktuğu Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile ‘yeşil kart’ uygulaması kaldırıldı. Yeşil kartlılar ‘vize’ tarihlerinin dolmasından sonra valiliklere bağlı ‘Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu’na başvurarak ‘gelir testi’ yaptıracaklar. Eğer brüt asgari ücretin üçte birinden (295 TL’den) fazla gelirleri olduğu tespit edilirse ayda 35,4 TL GSS primi ödeyecekler. Yani tuğla işçisinin, sağlık hakkı için mücadeleden başka yolu yok; Bölge’nin ve ülkenin birçok kentinde aynı koşullarda yaşayan milyonlarca işçi-emekçi gibi…
Bölge nüfusunun yüzde 46’sının yeşil kartlı olması, bu uygulamanın kaldırılmasıyla birlikte her iki kişiden birinin sağlık hakkının elinden alınmasıyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Çünkü köylerinden zorla göç ettirilmiş, kentlerin varoşlarında işsizlikle boğuşan ya da köylerinde kıt kanaat geçinen Kürt yoksulları için kısmen de olsa sağlık hakkı anlamı taşıyordu ‘yeşil kart’. Valiliklere bağlı olan ‘Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonları’nın bu hakkı Kürt yoksullarını AKP politikalarına yedeklemek için kullanacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Bugüne kadar valilerin AKP’nin il başkanları gibi davrandıklarına dair yüzlerce olay yaşandı/yaşanıyor. Evlerine ekmek götüremeyen Kürt yoksullarından GSS primi ödememeleri için AKP’nin kapısını aşındırmaları istenecek artık.
AKP, bir yandan Kürt halkının ulusal demokratik mücadelesini bastırmak, etkisizleştirmek için durmadan askeri ve siyasi operasyonlar yapıyor. Öte yandan Kürt yoksullarının en hayati ihtiyaçlarını onları “terbiye etmek”; gerici politikalarına yedeklemek için kullanmaya çalışıyor. Ve bu politika, aslında her geçen gün demokrasi mücadelesi ile insanca yaşam mücadelesinin daha fazla iç içe geçmesine yol açıyor. İşte Uludere’de gördük. Hiç bir gelir kaynakları olmadığı için dağları aşarak getirdikleri birkaç karton sigara ile geçimlerini sağlamaya çalışan yoksul Kürt gençlerinin üzerlerine bomba yağdırılmış; 34’ü katledilmişti. Başka ne yapabilirdi ki bu yoksul köylü gençler? Ya AKP’nin kapısında dilenecek, ya da ekmek paraları için dağları aşacaklardı. Bugün artık sadece demokrasi ve özgürlük için mücadele edenler değil, kapısında dilenmeyi reddedenler de AKP’nin hedefi durumuna gelmişlerdir. Ama yıllarca devletin katliamlarına, baskı politikalarına maruz kalan Alevilerin Uludere-Roboski’de Kürt halkının acısını paylaşması; bu hafta sendikacıların aynı amaçla Bölge’ye gelecek olması, AKP’nin de işinin giderek zorlaşacağı günlerin mayalandığını müjdelemektedir. Hakkını arayan işçi, üzerine bomba yağdırılan Kürt, yok sayılan Alevi; yani cümle ezilenler, yoksullar birleştikçe yükselen feryatlar AKP’nin de uykularını kaçıracak. Tohumlar, buz kesmiş toprağın altından fışkırmak için güç biriktiriyor. Hakkını arayan her milliyetten işçi-emekçiler ve ezilen halklar, yani hayatın demokrasi, barış ve insanca yaşam mücadelesinde birleşen bütün renkleri bahara hazırlanıyor.
- Emek zulmü meselesi irdelenmelidir 21 Aralık 2024 04:36
- Ortadoğu: Bataklığın kan gölüne dönüştürülmesi 14 Aralık 2024 04:31
- Asgari ücret konusu hafife alınmamalıdır! 07 Aralık 2024 04:50
- Çöküş ivmesi durabilir mi, durdurulabilir mi? 30 Kasım 2024 04:51
- Sistemin sis perdesi: Bütçe tartışmaları 23 Kasım 2024 05:00
- Akılcılığa yöneliş 16 Kasım 2024 04:51
- TÜYAP konuşmaları 09 Kasım 2024 04:25
- Cumhuriyet halk rejimidir, fakat… 02 Kasım 2024 05:08
- Kaos 26 Ekim 2024 03:57
- Kevork Ağabey, müjde, oğlun Nobel aldı! 19 Ekim 2024 04:46
- Siyasi yalan 12 Ekim 2024 05:00
- İktidarın anayasa histerisine şiddetle karşı çıkılmalıdır! 05 Ekim 2024 04:33