Kar örtüsünün üstünü açtıkları!
Fotoğraf: Envato
Kar bir örtüdür, doğaya ayrı bir güzellik katar, insanın bozduğu çevredeki çirkin görüntüleri bile çoğu zaman kartpostallık manzaralara dönüştürür. Bunun için de genellikle “karın örttükleri”nden “kar örtüsü”nden söz ederiz.
Ama kar ve ona eşlik eden soğuk, insanların yaşamını güçleştirir. Isınma, barınma, hatta işsizlik ve beslenme gibi yaz aylarında nispeten üstesinden gelinebilir sorunları bile büyütüp baş edilemez bir soruna dönüştürür. Böylece de kış ve onun olmazsa olmazı olan kar, güneşin, sıcağın, yazın örttüğü sorunların üstünü açarak hereksin görmesini sağlar. Ama bu gösterme; yangınlarda ölme, sobadan zehirlenme, sokakta donarak ölme, kışta kıyamette yolunu şaşırma gibi trajik biçimlerde kendini gösterir. Ve bunlar da sermaye basını ve bu sorunları çözmesi gereken yetkililer tarafından vatandaşın dikkatsizliği, bilgisizliği, ihmali ya da kışın, karın bir oyunu, doğal bir afetin sonucu olarak görülür, gösterilir.
Eğer olup bitene daha yakından bakmayı becerebilirsek, görülür ki; gerçekler, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinin ve ülkeyi yönetenlerin “raporlara” dayanan açıklamalarından çok farklıdır. Çünkü kış koşulları bu sorunları yaratmıyor; halkın ısınma ve barınma, iş bulma, az çok yaşamını sürdürme gibi hayati konularda ne kadar çaresiz, ülkeyi yönetenlerin bu konularda ne kadar vurdumduymaz olduğunu gözler önüne seriyor.
Ve gün geçmiyor ki sobadan, kömür gazından zehirlenenler, evi ısıtmak için yakılan ateşten ya da elektrik kontağından çıkan yangınlar birkaç canı alıp götürmesin!
Bu trajik can kayıplarının sonuncusu işsizlik, geçim koşullarının zorlaşması ve kış koşullarının baskısıyla Diyarbakır’dan kopup İstanbul’a savrulan beş gencin bir evde, eve taşındıkları gece ısınmak için kullandıkları elektriğin kontak yapması nedeniyle yanarak can vermeleri oldu.
Ama kışın üstünü açtığı en önemli gerçeklerden birisi de Van ve Van-Erciş’teki yüz binlerin kar altındaki yaşamıdır!
İlki, 23 Ekim 2011, ikincisi 9 Kasım 2011’de olmak üzere Van iki kez depremle sallandı!
Bakanlar, milletvekilleri ve çeşitli kurumların yetkilileri Van’a “hücum” etti! Yardım kampanyaları başlatıldı. Ama yardım skandalları, yetkililerin yetki çatışması, Vali’nin koca Van Belediyesini BDP’li diye dışlayıp yok sayan girişimleri, hükümetin “Kürt sorununu çözememe” politikasını Vanlıların canıyla dengelemek istemesi, ülkenin her yanından Van’a yardım akması; 300 milyon TL’ye yakın para toplanması, bir arada yaşandı. Öyle ki; yiyecek giyecek depolarında yer kalmayıncaya kadar doldurulması, yardım TIR’larının boşaltmak için bölge illerinden işçiler getirildi. ... Ancak bu yardım kampanyası da çok yönlü bir skandala dönüştü!...
Ancak yöneticiler en büyük yalanı, en hayati konuda, Vanlıları eksi 20-25 derecelerdeki soğukta çadırda bırakmayacaklarını iddia ederken söylemişler.
Van’ın ağır kış koşulları önceden bilinmesine karşın; önce yazlık çadırlar dağıtılmaya, sonra bunların “daha korunaklı çadırlarla” değiştirilmeye kalkıldı; sonra da, “Çadırla kış geçmez, herkese konteynır vereceğiz!”e gelindi! Ve yetkililer, kış iyice bastırmadan çadırda kimsenin kalmayacağını, “herkese konteynır evler verileceğini” ilan ettiler.
Yetkililer ortalık iyice soğumadan bölgeyi terk ettiler. Basın da Van’a kapandı adeta!
Ve uzunca bir zamandan beri Van sadece “çadır yangınları”yla haber konusu oluyor. Önceki gün, Van’da bir çadır daha yandı ve bir çocuk yaşamını yitirdi! Ve bir kez daha gördük ki; “herkese konteynır evler verilecek” vaadi bir masalmış! Ve Van’da bırakılım birer birer çadırları, “çadır kentler” sürmekte, binlerce Vanlı çadırda kalmaya devam etmektedir.
Demek ki, “Herkesi konteynır evlere taşıyacağız” diye Van defterini, hiç olmazsa baharda “kalıcı konutların” inşatlarının temelinin atılma törenlerine kadar kapatanlar, yalan söylemişler! Çünkü Van’da çadır kentler sürmeye, Vanlılar bu ağır kış koşullarında çadırlarda kalmaya devam etmektedir.
Maddi imkanı ya da akrabalık ilişkileri imkan veren on binlerce Vanlının da Van’ı terk ettiği dikkate alındığında hükümeti “konteynır ev çözümü”nün çözümsüzlüğe dönüştüğünü söylemek doğru olur.
Evet, kar örtüsü, insanın doğayı tahribinin üstünü örtmüştür; Van’da depremin fiziki yıkıntısının da üstünü örtmüştür, ama Van’da hükümetin Vanlıyı kışı çadırda geçirmeye mahkum etmesinin üstünü açmıştır!
Bölgede BDP’yi eleştirmekten başka bir iş yapmamış olan Van Valisi’nden başbakan yardımcısına, bakanlara ve elbette onların başı Başbakana sormak istiyoruz:
- Hani Van’da çadırda kışı geçiren vatandaş kalmayacaktı. Bu çadırlarda kalanlar, ısınacağız derken çadır yangınlarının kurbanı olanlar Vanlı değil mi?
- Ne oldu, neden hiç Van depreminden, başarılı yardım operasyonlarınızdan söz etmiyorsunuz?
Çadırlarda telef olan canlardan kendinizi sorumlu hissetmiyor musunuz?
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00