‘Allah yürü ya kulum!’ deyince…

Başbakan “model”likle “ağabeylik” pazarlamaya gittiğinde Mısırlılara “laiklik” önermişti. “Birey değil, devlet laik olur” demişti. “Müslüman”dan “kardeş”ine tavsiye, “yağmur altında” “yollar”ın nasıl yürüneceğine dair deney aktarımıydı. En çok da Amerikalıların AKP’nin “ılımlı İslam”ı üzerinden Türkiye’ye atfettikleri “modellik”in hakkını verme çabasıydı. AKP “ağabeylik” falan diye anlasa ve silme bölge Müslümanlarının arkasında dizileceğini sanarak “bölge gücü” olmak üzere değerlendirmeye çalışsa da, “model”, İslam’la seçimlerin yapılmasını yeter şart sayan –varlığını kanıtlamak için en az bin şahit gereken– güdüğün güdüğü demokrasinin bir arada olabilirliğiydi. İslam tamamdı, ama madem ki “demokrasi” de “model”in gereğiydi, o zaman biraz da laiklik sosu olmalıydı! Çaresiz katlanılacaktı.. Batı’ya beğendirmek gerekti. Ocak sonunda yargıç ve savcılarla toplantı düzenleyip yasa tasarısı kotaran Emniyet’in, Wikileaks’e göre 2008’de Amerikan Elçiliği’ne brifing vermesi de aynı kapsamda olmalıydı.
Yoksa laiklikle az mücadele edilmemiş az takiyye yapılmamıştı. Atatürk karşısında sessiz kalınmıştı örneğin. Şimdi “Atatürkçü düşünce sistemi”ni “resmi görüş” olarak web sitesine de geçiren genelkurmay dahil “yol” temizlenince, rahata erilmişti.
Örneğin H. Çelik çıkıp “Andımız, Gençliğe hitabe ayet mi?​” deyiveriyordu. “Ayet mi?​” Hani ayetler değişmez ya!
Sanki dinde reforma girişip, geçenlerde Diyanet eliyle topladıkları Kongre’de “kadının erkek üzerinden tanımlanıp konumlandırılması İslam’ın özüyle bağdaşmamaktadır” türünden sonuç bildirgeleri yayınlayarak, erkek karşısında kadınları saçından tırnağına kapanmaya zorladığı herkesin malumu İslam’ı yumuşatmaya uğraşmıyorlarmış gibi!.. Yoksa kadının ikincilliğine dair ayet mi yok? Yanisi şu ki, işinize gelmeyeni değiştirmeye çalışıyorsunuz.
Önce moda Atatürkçülüktü! Her türlü mezalim onun adına yapılırdı. Hapislere dolduranlar da sehpalara çıkaranlar da Atatürkçüler, en azından Atatürkçülük iddiasında olanlardı! Evren örneğin. Şimdi? Şimdi hapislere kim dolduruyor? Operasyon emirleri kimden geliyor? Uludere’den kim sorumlu? Hrant’ın davasında adı geçen ve herhalde yargılanması gereken eski Trabzon ve sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanı R. Akyürek’i, üstelik yasaya da aykırı olarak, kim terfi ettiriyor? Kim? Ve şimdi Atatürkçülüğün yerine moda ne? İslam’ın “ılımlı”sı değil mi?
Atatürk’ü koruma kanunu varmış da “peygamberi bile koruma kanunu yok”muş! Hay Allah! Özel olarak Erdoğan’ı ya da başka “devlet büyükleri”ni koruma kanunu da yok ama.. Haydi bir yeltenin bakalım “korunmasız” diye.. Küfre de değil, bir iki küçük söz söylemeye. Gençlere yapılan muamele ortada değil mi? Gizem, bir yazı nedeniyle 11 ay şu kadar gün hapis cezasına çarptırılmadı mı? Mikail, tümü tepeden atanıyor olmalarına rağmen, dekan için “tepeden inme geldi” dediği için okuldan uzaklaştırılmadı mı? Dalga mı geçiyorsunuz “koruma yok” derken? 311. Madde neyin nesi? Ve peygamberin korunması için madde falan gerekli mi? Salman Rüşdü, kitabı nedeniyle, hakaret etti diye, fetvalarla ölüme mahkum edilmemiş miydi? Ya da peygamber konu edildi diye Danimarka’yla karikatür krizini ne çabuk unuttunuz? Her şeyiniz koruma altında.. Bırakın bu lafları!
Arınç da katılıyormuş, “dindar nesil yetiştireceğiz” derken doğru söylemişmiş Başbakan! Laikliğe aykırı değilmiş! Çünkü “Hıristiyanların da dindarı var”mış, “Budistlerin de..” Yanıtı AKP Grup Başkanvekili Elitaş’tan geliyor: “Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede evlatlarımıza dini kuralların öğretilmesi uygundur.” Arınç bey maşallah Hıristiyanlarla Budistleri düşünüyor olsa bile burası “Müslüman ülke”! Varsa bile, üç-beş Budist’e Budalarına şikayetten başka yol kalmıyor.
Atatürk “irfanı hür nesiller yetiştirip” partilere bile zorunlu olarak Atatürkçülüğü benimsemeyi dayatınca kötü, beylerimiz yapınca iyi, öyle mi? Sizinki de, tıpkı Atatürkçülerinki gibi laiklik değil laikçilik! Siz de Diyanet eliyle “devlet dini”ni yürütme peşindesiniz. Ama düşünün bakalım, din eğitimini hangi Hocaefendi ya da Şeyhe, hangi tarikata göre düzenleyecek, medreseleri ne zaman açacaksınız?