Hükümeti, bakanı, valisi, ‘vatandaş’ı!
Fotoğraf: Envato
İçişleri Bakanı Şahin’in her konuşması bir “vaka” olarak karşılanıyor. Ve ne derse desin, ilk bakışta pek de anlaşılmayan, karışık, mantıksız gibi görünen söylemi alaya alınıyor.
Hani konuşan bir “sahne adamı”, bir “şovmen” olsa, insanların hayatını cehenneme çevirecek güçleri elinde tutmasa, “Adam amma başarılı saçma sapan konuşuyor. İşinin ustası!” diye güler geçerdik. Ama öyle değil İdris Naim Şahin, Türkiye’nin İçişleri Bakanı! Yani emniyet güçlerinin kendisine bağlı olduğu bakan. Bakana bağlı güçler, vatandaşların günlük yaşamlarını izleme, onları şu ya da bu sebeple, hatta uydurma sebeplerle gözaltına alma, sorgulama, fişleme, karakollarda süründürme gücünü elinde bulunduruyor. Dahası bu Bakana bağlı güçler, ülkenin aydınlarını, demokratlarını, kültür ve sanat insanlarını da takip etme, onları suçlama gücünü elinde tutmaktadır. Ve bu Bakan, daha birkaç hafta önce; “Terör, resimle, romanla, şiirle, müzikle de olur” diyerek edebiyatçıları, müzisyenleri, ressamları da açıkça polisin ve jandarmanın hedef kitlesi yapmıştır!
Bu yüzden de söylediklerine gülünmesi bakanın da hoşuna gidiyor duygusuna kapılıyor insan. Çünkü bakanın onca karışık konuşmaları içinde onun her tür özgürlük talebini, demokratik girişimi tehdit ve tehlikeli olarak gördüğünü bugün hükümete her muhalefet edenin hizaya getirilmesi gereken bir nifak odağı olarak tarif ettiğine tanıklık ediyoruz. Ve bunları bakan açıkça söylese; “Bu nasıl bakan, açıkça şiddeti savunuyor, muhaliflerin zorla hizaya getirilmesini istiyor” denir ve söyledikleri kendisini bugünkü yasalar karşısında bile suçlu yapar. Ama bakan bunları öyle bir söylüyor ki, emniyet, jandarma onun söylediklerinden kendisine görev çıkarıyor; ama basın, kamuoyu bunları, “Bakanın komik sayıklamaları” olarak algılıyor.
Önceki gün partisinin Edirne Merkez İlçe Kongresi’nde konuşan Bakan Şahin’in konuşması iki gündür, yine “karikatür” gibi konuşma olarak nitelendirilip komik açıklamalar kategorisinde medyada dolaşıyor. Bakan İdris Naim Şahin BDP’yi tehdit ettiği Edirne’deki konuşmasında, özet olarak şunları söylüyor: “Birileri bu topraklardan beslenip, buranın havasından teneffüs edip, bedbahtlığa düşebilirler. O zaman tutuklanınca şikayet etme, özgürlük yoksa dışarıda. Farkı yok içeriden demek ki. Neden şikayet ediyorsun? Demek ki var dışarıda özgürlüğün. Niye, mahkumiyetten şikayet ediliyor, o zaman? Demek ki var dışarıda özgürlük, hem de o kadar var ki … Yaşadığın özgürlüğün varlığını söyleme özgürlüğün yok, çünkü kafan, kalbin, düşüncen ipotekli. … Seni de, seni konuşturanı da yok ederek, seni de senin yapını da bölücüler ve uzantılarını da özgürleştirmeye çalışıyoruz…”
Bakan, o laf kalabalığı arasında; BDP’ye, “Seni de, seni konuşturanı da yok ederek, seni de senin yapını da bölücüler ve uzantılarını da özgürleştirmeye çalışıyoruz” diyor.
Dediklerini emniyet, jandarma anlıyor ve onun için de gün geçmiyor ki, BDP binalarına, BDP üyesi yerel yöneticilere, il yöneticilerine yönelik bir operasyon, bir tutuklama girişimi olmasın!
Gün geçmiyor ki, BDP’nin yasal bir eylemine gazlı coplu bir müdahale, göstericilerin gözaltına alınması olmasın!
Ve bakanı anlayan “vatandaş” bir adım ileri gidip, BDP yöneticilerine, binalarına silahla saldırıyor. Bunun son örneği, önceki gün Batman Belediyesi ve Batman BDP İl binasının kurşun yağmuruna tutulmasıdır. Ama saldırganların kurşunlamasına gerekçe gösterilen olayı İçişleri Bakanı Şahin’e bağlı Valilik, İnternet sitesinde yaptığı açıklamada; “Gözaltına alınan şahısların kendilerine ait iş yerlerinin olaydan bir saat önce molotoflu ve taşlı saldırıya uğradığını, bunun sorumlusu olarak BDP ve Belediyeyi gördüklerinden dolayı bu eylemi gerçekleştirdiklerini beyan etmişlerdir” deniyor. Ama aynı zamanda Batman’da o gün bir bombalama olayı olmadığı da belirtiliyor!
Peki, İçişleri Bakanının açıklamalarını okuyan bir Vali ya da emniyet yetkilisi BDP’yi, bakanın “tehlikeli” gördüğü “diğer kesimleri”, “ortadan kaldırılması gereken düşman” olarak görüp ona göre davranmaz mı?
Ya da bakanla aynı siyasi genlere sahip “vatandaş”, Bakanın sözlerinden, düşman ilan ettiklerinin kökünü kazımayı, onları gerektiğinde kurşunlayarak kaldırmayı anlamaz mı?
Herhalde anlar!
O zaman Uludere’deki bombalamaları, Batman’daki saldırıyı, polisin BDP’nin yasal eylemlerine sürekli müdahalesini İçişleri Bakanının “komik” ve “öznesiz, yüklemsiz karışık” açıklamalarının ruhundan ayırabilir misiniz?
Böyle bakana böyle vali, böyle emniyet ve böyle “yandaş” vatandaş!
Ve tabii böyle bir bakan da ancak böyle bir hükümetin bakanı olabilir!
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00