Bu kadarı da oluyor, fazlası da!

Gazetemizin sürekli okuyucuları, EMEP GYK Üyesi Halil İmrek’in, Newroz’da yaptığı bir konuşmadan dolayı bir yıla mahkum edildiği davanın “trajikomik” serüvenini biraz gülümseyerek ama daha çok da öfkeyle anımsayacaklardır.
“Trajikomik” çünkü, Halil İmrek’e yönelik suçlamaların kaset çözümünde, Halil İmrek’in “Demirci Kova”dan (Demirci Kawa olmalı), “Zalim DEHAP’tan (Zalim Dehaq olmalı) söz ettiği”ni söyleyecek kadar cahil bir kanıt toplayıcı zatın ya da zatların tuttuğu zabıtlarla, avukatlar beraat beklerken Halil İmrek’e bir yıl hapis cezası verilmiş, koca Yargıtay bu cezayı onaylamıştır.
Böylece “komik” denilecek kanıtlarla başlayan dava, Yargıtayın cezayı onaylamasıyla bir hukuk trajedisine dönüşmüştür. Dahası bu davada söz konusu edilen ve mahkemenin elindeki “kanıtlar” listesinde yer alan davanın en önemli kanıtı olan CD, altı yıldan beri bulunup mahkemeye teslim edilmemiştir. Ama o bulunmayan CD’deki sesten tutulduğu öne sürülen zabıta dayanılarak Halil İmrek’e ceza verilmiştir.
Hali İmrek’in Avukatı Sevil Aracı Bek, bu davayı yürüten Adana Özel yetkili mahkemesini şöyle eleştirmektedir: “Deliller mahkeme tarafından değerlendirilmeyerek en temel hukuk normu dahi ihlal edilmektedir. Bu davanın kendisi özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin hukuku ve kanunları uygulamaktan ne denli uzaklaştığını ve siyasal saikle karar verdiğini göstermektedir. Özel yetkili mahkemeler ve özel yargılama usulü demokrasinin önündeki en önemli engel durumundadır.”
Tabii böylece bile Adana Özel Yetkili Mahkemesinin serüveni bitmiyor. İmrek’in Avukatı ve Emek Partisi İl Başkanı Sevil Aracı Bek ve yine Emek Partisi İl Yöneticisi Avukat Tugay Bek bugün Özel Yetkili Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin önüne çıkıyorlar. Haklarında istenen ceza 17’şer yıl!
18 Mayıs 2011 tarihinde BDP Adana il binasının önünde, o dönem bağımsız milletvekili adayı olan Murat Bozlak ile siyasi parti ve kitle örgütü yöneticilerinin de katılımıyla basın açıklaması gerçekleştirilmişti. Basın açıklamasında Kürt sorununun barışçıl, demokratik, eşit haklara dayalı bir temelde çözümünün sağlanması, çatışma ve ölümlerin son bulması gerektiği düşünceleri dile getirilmişti. Ve bu basın açıklamasında yapılan konuşmalardan dolayı, bu eylemin PKK çağrısıyla yapıldığı iddiasıyla 14 kişiye dava açılmıştır. Ancak Sevil Aracı ve Tugay Bek avukat olduklarından dosyaları ayrılmıştır ve bugün Sevil Aracı ve Tugay Bek’in duruşmaları vardır.  
Burada elbette, iki avukata bir basın açıklamasında söylediklerinden dolayı böyle 17 yıl ceza istenmesini bir mantık, bir hukuk ya da vicdan ilkesiyle açıklamak çok güçtür. Ama Tugay Bek ve Sevil Aracı Adana’da KCK davalarında yargılananlar başta olmak üzere pek çok siyasi davanın avukatıdır. Ve Adana’yı bilenlerin ve Adanalı hukukçuların kanısı, özel yetkili savcılığın, avukatları sindirmek üzere bu davayı açtığı doğrultusundadır. Onlarca avukatın toplu tutuklamasının yapıldığı, avukatların siyasetin en tepesinden suçlandığı bir ülkede, “Yok canım bu kadarı da olmaz!” diyemiyor insan! Çünkü “Bu kadarı da oluyor” fazlası da!
Haklarında açılan dava için Tugay Bek şunları söylüyor: “Hükümet açılım dedikçe, demokrasi ve yargı reformu paketleri açıkladıkça barış ve demokrasi isteyenlerin üzerinde yargı ve polis baskısı artmaktadır. Bugün binlerce Kürt siyasetçi, onlarca avukat ve gazeteci benzer talepleri dile getirdiği için cezaevlerinde aynı şekilde haklarında onlarca yıl ceza istemi ile yargılanmaktadır. Bizim hakkımızda açılan bu dava iktidarın aynı siyasal baskısının bir uzantısıdır. Adana polis ve yargı baskısının daha fazla olduğu bir il olarak öne çıkmaktadır.”
Fazla söze ne gerek var?

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et