‘Seçilince’ ‘atış serbest’!
Fotoğraf: Envato
Sadece “seçilince” değil. Henüz seçilmeden ve seçilmek için de. Deneyle sabittir... Ve herkes bilir ki... “sallayacaksın”! “Atış serbest” yani. “En uzağa kim atarsa”, “en büyük aslanı kim vurdum derse” kazanacaktır… Ne denli kazanmak olduğu tartışılır olsa da, “sandıktan çıkacak”, seçilecektir.
İnandırıcılık mı? Gereklidir tabii. Ama ölçüsünü toplumsal siyasal durum ve beklentiler belirleyecektir.
Sömürülen, ezilen yığınların fakruzaruret içine itildiği... üstüne bir de hak yoksunluğu içinde kıvrandırıldığı yerde başlıca iki şey olanaklıdır: Halkın geniş kesimleri ya “bıçak kemiğe dayanmışsa”, Arap ülkelerinde görüldüğü gibi, hiçbir şeye inanmaz olup isyan edecektir. Ya da durumunun biraz olsun düzeleceği, biraz olsun nefes alınabilir koşullara kavuşturulacağı beklentisini “tutunacak dal” sayarak... Denize düşen yılana sarılır” misali... Deneyleri tersini söylediğinden biraz da kendisini zorlayarak. İnanacak “yalan” arayacaktır. Milli piyango alırken ya da Hoca Nasreddin’in göle maya çalarken olduğu gibi “ya tutarsa” diye düşünmeye eğilimli olacak... yalan olmamasına dua ederek. Başka yapacak şey bulamayacaktır!
Aydınlanmış ve örgütlüyse şüphesiz durum değişecektir. Ama hem bilinç hem de örgüt düzeyi bakımından koşullar elverişsizse, ya kendiliğinden isyan ya tahammül sınırlarını zorlayarak “birileri”nden medet umarak beklenticilik…
Bunu bilen ve “bizim halk kanaatkardır, itaatkardır, boyun eğicidir” diye düşünen ve isyanı akıllarına getirmeyenler, bu nedenle, seçilmek için de, seçilince de, birbirleriyle yarışma halinde sallarlar. “Kayseri’ye deniz getirme” vaadinde bulunanı mı ararsınız... “Ulusal sanayi” deyip ortaya Pancar motoru koyanı mı.
Şimdi beyefendi yeni otomobil yapılması talimatını vermiştir. 4+4+4 tartışmaları içinde, üstelik inandırıcılık sınırlarını zorlama pahasına ve üstelik taraftar toplamak amacıyla... “üniversite giriş sınavlarını da, dershaneleri de ortadan kaldırma” planını açıklamıştır. Evet, 4+4+4 eleyicidir ve üniversitenin yanına yaklaşamadan çok genci eleyecektir. Ama işte tam da elenmemek için... Ve özellikle özel okullar karşısında kamusal olmaktan çıkarılmakta olan devlet okullarında eğitimin ve eğitmenin düzeyi ciddi biçimde düştüğü ve eğittikleri çocukların “yarış”ta geri kalması kaçınılmaz olduğu için. Dershanelere ihtiyaç azalmayacak tersine artacaktır! Ama “kaldıracağız” denince beklentilere yanıt olacağı bilindiğinden, denmektedir. Beyefendi, hatırlayın, seçim öncesi ne projeler üretmişti. Trakya’nın ortasından ikinci Boğaz’ı açacaktı örneğin. “Kayseri’ye deniz getirmek” gibi. Ama ciddi ciddi ilan etmişti.
“Atanmış” olunca zordur. “Serbest atış” yapamazsınız. Az-çok ciddi davranmanız, lafınıza dikkat etmeniz gerekir. Hayır, halk karşısında değil, “atayanlar” karşısında sallayamazsınız. Kendinizi, “atayan”a beğendirmek zorundasınızdır. Yoksa halka dönüp “terörün üstesinden geleceğiz” diyen az genelkurmay, ordu komutanı görmedik! Ya da Özal daha müsteşarken ve 24 Ocak Kararları’nın mucidiyken... Bu kararlarla nasıl abad olacağız diye az sallamamıştı.
Seçimlerin ve “parlamenter demokrasi”nin az göstermelik olduğu... Burjuva demokrasisine beşiklik etmiş ülkelerde de demokrasi, gerçekleşme olanağı olmayan özgürlükleriyle yalan üzerine kuruludur. Ama oralarda sonsuz “serbest atış” özgürlüğü bulunmaz! Örneğin ısrarla yenilenmemiş raylarda hızlı tren yürütme peşine düşmüş bakan, tren devrilince sorumluluğu makiniste atıp, istifadan kurtulamaz. Bakmayın siz Blair’in baştan aşağı yalan “kitle imha silahları” bahanesiyle Irak’ta binlerce İngiliz gencinin kanına girmesine rağmen on yıl dayanmasına. Oralarda da yalan-dolanın bunca yayılması, tekellerin, oligarşinin demokrasiyi güdükleştirmesindendir. Bizde rahattır.
Tabii bir de “seçilecek” olanın yeterince parası olmalıdır. Yalansız ve parasız ve gerçekten seçilen halktan yana olanlar bir yana. Parası olmayan yoksul vekil gören var mıdır? Menderes, Demirel gibi, Özal ve Erdoğan gibi, sözde seçilmiş vekillerin atamaları iki dudağının ucunda olanlarsa, hem yeterince paralı hem de koşulların da elvermesiyle paralı etrafı bir araya getirenlerdir.
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02