Onca Yoksulluk Varken
Fotoğraf: Envato
Tiyatro Kare, Fransız Yazar Romain Gary’nin, Emile Ajar takma adıyla yazdığı daha önce filme de alınmış olan romanı Onca Yoksulluk Varken’i aynı adla oyunlaştırarak sahneye taşıdı. Geçtiğimiz haftalarda basın galası yapılan oyunun uyarlama ve yönetmenliğini Nedim Saban yapıyor. Bu arada yazara ilişkin ilginç bir not düşmek gerekiyor. Yazar Romain Gary, Fransa’nın en prestijli edebiyat ödülü olan ‘Goncourt Ödülü’nü daha önce alıyor ancak ödüllü edebiyatçı kimliğinin bilinmesini istemediğinden romanı Emile Ajar müstear ismiyle yazıyor ve Goncout’u bir kez daha kazanıyor.
Onca Yoksulluk Varken 1970’li yıllarda Paris’te fahişeler, transeksüeller ve öteki konumuna itilerek toplumsal hayattan izole edilmişlerin yaşadığı bir semtte geçer. İkinci dünya savaşı yıllarında Almanya’daki Auschwitz trajedisinden sonra Paris’e gelen Yahudi asıllı Madam Rosa (Rüçhan Çalışkur) fahişelik yaparak hayatını kazanır. Yaşlandığında ise kendisi gibi fahişe olan kadınların çocuklarını yetiştirmek üzere evini bu çocuklara açar. Ancak Madam Rosa büyük bir olgunlukla çocukları kendi mensup oldukları dinin kurallarına göre yetiştirir. Muhammet (romandaki adıyla Momo) Arap kökenli Müslüman asıllı bir çocuktur, babası (Halit Karata), fahişelik yapan annesini öldürmüş ve Muhammet babası tarafından bir belge karşılığında Madam Rosa’nın evine bırakılmıştır. Madam Rosa ile büyüme sürecindeki Momo’nun ilişkisi kültür ve inanç farklılığına rağmen ideal bir arkadaşlığa dönüşür. Aralarındaki doğuştan getirdikleri farklı aidiyetler onların iletişimlerini, birlikte yaşamalarını, aynı çatı altında yaşamalarını engellemez. Romanın sonunda Momo’nun babası mahpushaneden çıkar ve çocuğunu almaya gelir Momo artık 14 yaşına gelmiştir… Romanın özeti kısaca böyle.
Uyarlamayı yapan Nedim Saban romanda gelişen olayları olduğu gibi sahneye aktarıyor ancak oyunu günümüz toplumsal ve politik değerleri üzerinden anlatmayı tercih ederek etnik ve kültürel farklılıklar, kimlik arayışı ve hoşgörü temelleri üzerine çekerek, kendine has bir kurgu ile romanı oyunlaştırarak sahneye getiriyor. Oyun, günümüz insanı değerlerine eleştirel bir gözle bakarak sahne ‘68 kuşağının temel sloganlarının perdeye yazılması ile başlıyor. Sahne önü beyaz bir perde duvar görünümünde tasarlanarak olaylar bugüne taşınıyor ve duvarda şu sloganlar okunuyor; “Kahrolsun Faşizm”, “Yankee Go Home” “Fuck the Money”, “Liberte, egalite, fraternite” gibi sloganlarla günümüz gerçekliği politik bir dille imleniyor. Bu duvarın önünde artık büyük bir delikanlı olan Muhammet ve mahalleli bir genç (Soner Ansal) karşılaşırlar ve küçük bir çatışmaya girerler. Bu sahne Nedim Saban’ın oyunu günümüze taşıdığı ve sonradan eklenen bir oyundur.
Yönetmen Nedim Saban sahne yorumunda, oyuna, öyküyü birlikte yaşayan Muhammet (Gökçer Genç) ve Madam Rosa’nın tanıklığında anlatarak başlıyor. Yorumunda, barış, kardeşlik ve birlikte yaşama kültürü gibi evrensel değerleri öne çıkaran Yönetmen Saban, sahnede özellikle Madam Rosa’nın insani değerleri içselleştirmiş, samimi ve ideal bir kadın ve iyi bir anne, ve hümanist bir insan olma haline özel bir vurgu yapıyor.
Sahnelemede oyuncuların vasat performansı oyunun özünden ve felsefi derinliğinden zaman zaman uzaklaştırıyor seyirciyi. Oyunun akışında oyuncuların ses ve hareket uyumu kimi sahnelerde bozuluyor ve oyuncular birbirinden farklı iniş çıkışlarla öyküyü anlatıyor ancak bu uyumsuzluk metnin dramatik yapısına hem de yönetmenin reji konseptine aykırılık içeriyor. Oyunda Özhan Özdil’in dekor tasarımı Madam Rosa’nın yoksul evini gerçeğe yatkın bir yorumla seyirci karşısına çıkarıyor. Deneyimli Işık Tasarımcısı Kemal Yiğitcan’ın ışık yorumu oyuna özel bir renk katıyor.
Tiyatro Kare ve Nedim Saban Avrupa’yı kuşatan ırkçı ve milliyetçi hatta şoven dille üretilen siyasetlerin insanları ve toplumları birbirinden uzaklaştırdığı ve husumeti artırdığı bir dönemde Onca Yoksulluk Varken gibi derinlikli ve hâlâ güncel bir sorunsalı sahnede tartışmaya bir kez daha açması, sorumlu sanatçı duyarlılığı açısından önemli bir çalışma olarak ramp ışıklarında yerini alıyor.
- Bir üslup, bir tavır: Ferhan Şensoy 02 Eylül 2021 00:09
- Osman Kavala 26 Temmuz 2020 00:06
- Sanatçıların işsizliği 18 Temmuz 2020 22:59
- Rıfat Ilgaz ile Asım Bezirci; iki koca çınar 04 Temmuz 2020 23:54
- Bir Güney Cihangir Hikayesi; Der Flamingo 20 Haziran 2020 23:33
- Karanlık Hikâye 07 Haziran 2020 00:05
- Kanayan coğrafyanın imgesi 10 Mayıs 2020 00:01
- Hayatı karşılayan şiirler 12 Nisan 2020 00:02
- Ferhan Şensoy’dan Gecedeste 29 Mart 2020 00:15
- Sağanak adımlarla düşlere, ütopyaya 14 Mart 2020 20:52
- Ağaçlar ayakta ölür 07 Mart 2020 22:00
- Muzaffer İlhan Erdost’a saygı 29 Şubat 2020 23:38