İmparatorluğun müttefikleri
Eğer uluslararası ilişkiler öğrencileri geçtiğimiz hafta bir şeyler öğrendilerse o da Mısır’ın Tunus olmadığıdır. Tunus’ta insanlar sokaklara döküldüklerinde, bin Ali klanı durumu hemen çaktı, ganimetlerini topladı ve topukladı.
Hüsnü Mübarek, Zeynel Abidin bin Ali değil. Eski bir general olan Mübarek asker kafalı bir yaratık ve Pakistan gibi askeri diktatörlüğü korumak için temerrütlere, askeri işbirlikçilere cömert ödemeler yapan dünyanın en zengin ülkesinin müttefikiydi. Hepsi ABD parasıyla şişmanladı, yozlaştılar ve bundan vazgeçmek istemiyorlar. İşte bu yüzden Mübarek’in eşkıyalarının protestocuları güpegündüz dövüyor, silahsız sivillere Molotof kokteyli atıyor ve gazetecileri yıldırmaya çalışıyor. “Bahşiş”‘in kesilmesini istemiyorlar. Ve o eşkıyalar? Çoğunlukla üniformasız polisler.
Mısır’daki problem hiçbir zaman sadece bir diktatör olmadı. Problem, ABD tarafından on yıllardır desteklenen dikta rejimi, terör ve baskı sistemiydi. Ordunun neden o kadar güçlü olduğunu sanıyorsunuz? İsrail, Libya ya da Sudan ile savaşmak için mi? Hayır. İnsanları kontrol altında, korku içinde ve şaşkın tutmak için. Onları korumak için değil. Ki, ordu Mübarek ve ona ödeme yapanların bir aracıydı.
Yakın zamanda yayımlanan bir Newsweek makalesi Orta Doğu’da imparatorluğa hizmet için aileleri zenginleştiren “Mafya Devletler” listesinden bahsediyordu. İnsanlar tesadüfiydi, bir gaye uğruna kullanılan araçlardı. Fakat, eğer onlar mafya devletler ise, sorulmayan ve cevaplanmayan soru şuydu: Don kim?
Dahası bu gazetecilik tanımları gerçekte tamamen eksiksiz değil. Vampir devletler hayatı, kanı, ruhu ve insanların rüyalarını boşaltıyor. Onlar geçmiş çağların cansız kalıntıları, parazit devletler ve Arap ufuklarında ağaracak özgürlük ışığı için onlarla cesurca savaşılmalıdır.
Evrensel'i Takip Et