14 Nisan 2012 08:39

Otomobil gider halkın sözü kalır

Otomobil gider halkın sözü kalır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Başbakan Erdoğan, “Bay Derin Strateji” Davutoğlu ve ekibi ülkeyi “henüz” savaşa sokamadıkları için pek üzgün.

Muhtemelen sır küpleri, think tankleri(düşünce kuruluşları) ve ordularıyla kafa kafaya vermiş, Esad’ın  yarımakıllılığına da güvenerek ateşkesi bozduracak provokasyonlar düşünmekle meşguldürler. Toplantı aralarında da medyaya atacakları manşetleri “kibarca” öneriyorlardır. Neyse ki bizim bu konularda “tarihten idmanlı” medya kodamanları pek anlayışlı. Araştırma merkezi GENNARO’nun yaptığı araştırmaya göre her 10 burjuva medya sorumlusundan 8’i bu öneriye “Şerrefsizim benim aklıma gelmişti Başbakanım” şeklinde karşılık veriyor.

11 Nisan tarihli, -yani siyasiler ve medya savaş hazırlıkları yaparken- gazetelerin manşetleri bu açıdan ibretlikti. Hürriyet: Bizi fazla zorlama, Sabah: Suriye bizi zorlamasın, Vatan: Esad bizi zorlama, Milliyet: Bizi zorlama, Taraf: Esed zorlarsa oraya gideriz, Zaman: Suriye sınırı ihlal etti, gereken yapılacak, Yeni Şafak: Gerekeni yaparız, Star: Şam bizi zorlamasın, Bugün: Bizi son hamleye zorlamasınlar, Takvim: Getirme oraya, Güneş: Şam zorlarsa oraya gireriz, Türkiye: Gerekeni yaparız, Milli Gazete: Hava kurşun gibi ağır.

Anlaşılan medyaya önerilen başlık sayısı fazla değilmiş! Milli Gazete dışında işe biraz yaratıcılık katma cesareti gösteren de olmamış. Herhangi bir ülkede ancak darbe koşullarında görebileceğimiz bu vaziyet maalesef Türkiye için artık alışılageldik bir sahne. Kendi sefil emperyal planlarıyla emperyalizmin taşeronu olma niteliğini vahşi bir şekilde harmanlayan Türkiye hükümeti, bu savaşçı tutumuna uygun bir medya, akademi ve “sivil toplum” da hazırladı. Sonuç ortada; sivil halkın bombalandığı, bayramların yasa dışı ilan edildiği, ona katılanların tutuklandığı, gazetelerin kapatıldığı, binlerce siyasetçi, gazeteci, öğrenci, avukatın cezaevlerine tıkıldığı, işçi sınıfının haklarının pervasızca budandığı, bakanların açık açık ülkenin bir bölgesini Çin’e, yani sömürü cehennemine çevireceğini açıklayabildiği, her alandaki hegemonyasının desteğiyle ülkeyi içeride ve dışarıda savaşa sürükleyen bir zorbalık iktidarı.

Bu ülke tüm tepkilere rağmen 22 Nisanda Formula 1 organizasyonuna ev sahipliği yapacak. Ayaklanan Bahreyn halkı yarışları boykot etmeye hazırlanırken Formula 1’in milyarder ve Hitler sempatizanı patronu Bernie Ecclestone da “İş iştir. Gördüğüm kadarıyla Bahreyn’de insanlar istedikleri zaman protestolarını dile getirebilecekleri kadar özgürler” şeklinde konuşuyor.

Tıpkı Özgür Suriye Ordusu’nun harçlığını Suudilerin, Bahreynlerin, Türkiyelerin vermesi gibi, emperyalistlerin Suudi Arabistan, Bahreyn, İsrail ve Türkiye’ye sessizliği de tüm ikiyüzlülükleri ortaya seriyor. Onların otomobili uçar gider, halkın sözü kalır. Formula 1 karşıtı gösteride Ali Muhammed’in dediği gibi: “Ülkemizde F1 istemiyoruz. Onlar her gün bizi gaz bombalarıyla öldürürken, demokrasi ve insan haklarına saygı göstermezken neden sessiz kalalım ve Formula 1’lerini izleyelim?”

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa