Darbeler ve yargılamalar…
Fotoğraf: Envato
Önce 12 Eylül... Ardından 28 Şubat “özel yetkili” savcılarla mahkemelerin önünde. Darbeler de yeniden tartışma masasında.
Yargılamalar “divana kalır” görüntüsünde. Bırakın tutuklanmayı, sanıklar Evren’le Şahinkaya hakim önüne bile çıkarılmıyorlar. Amaçlanan, gündem yapılıp tartıştırılarak AKP’nin ne yaman bir “darbe karşıtı” ve “derin demokrat” olduğunun yeniden belirlenmesi olmalı.
“28 Şubat yargılaması”ndan murat edilen de başka ne olabilir ki? 28 Şubatın Cumhurbaşkanı Demirel çoktan “Allahtan korkun bunun nesi darbe?” diye sormuştu. Ama sürecin “başı”ydı ve “sıkışan” Erbakan’ın istifasını kabul eden de, çoğunluğa sahip ortağı Çiller yerine M. Yılmaz’ı başbakan atayan da oydu. AKP Başkan Yardımcısı H. Çelik üstelik, “psikolojik harekatın orkestra şefiydi. Demirel’in masum olmadığını düşünüyorum” demekteydi. Ancak o da, ya 12 Martla 12 Eylülde “şapkasını alıp gitme”nin yüzü suyu hürmetine ya da Evren gibi yaşlılıktan soruşturma dışıydı! Haydi, sessiz kalan Erbakan’ın bakanı, günümüz Cumhurbaşkanı Gül’ün ürkmüş olmasına verilip yardım yataklıktan suçlanması gerekmeyebilir diyelim... Ya Fethullah Gülen peki? Gazetesi Zaman’ın “Hayırlı Olsun” manşeti yeterli kanıt değil mi? Ya Gülen’in “MGK her şeyi, kanunları, parlamentoyu, anayasayı aşarak kendi kendine o konuma yükselmemiş, oraya gelip oturmamış ve millete karar yağdırmıyor yani, anayasal bir müessesedir. Anayasal bir müessese, anayasanın getirdiği yerde kendi konumunun gerektirdiği şeyleri yerine getirmeyi düşünür... Bana göre onlar masumdurlar”, “Askerlerimiz bir yönüyle yaptıkları bazı şeylerden ötürü bazı çevrelerce, belki antidemokratik davranıyor sayılabilirler. Ama onlar konumlarının gereğini anayasanın kendilerine verdiği şeyleri yerine getiriyorlar. Hatta onlar, bazı sivil kesimlerden daha demokrat” şeklindeki demeçlerine ne demeli? Açıkça 28 Şubatı desteklemiş olan Gülen yargılanacak mı?
Yoksa 28 Şubat soruşturması, MİT Müsteşarı H. Fidan’ın soruşturulmaya kalkışılmasına bir yanıt mı? 28 Şubat üzerinden, Erdoğan-Gülen çatışmasında bir rövanşı mı yaşanıyor? Olmaz değil, ama fazlaca komplocu bir “senaryo”!
Her halükarda burnundan kıl aldırmayan “balans ayarcısı” Çevik Bir’in sorguya çekilmesi iyidir. Şimdi, her ne kadar Demirel ve Gülen gibi, “yok, hayır, darbe değildi, anayasal bir süreçti, yasaların dışına çıkılmamıştır” türünden laflar edecek olsa da, darbecidir. Devletin başlıca dayanak kurumu “özel silahlı adam birlikleri” olarak orduyu, elde silah, dolaysız siyasal amaçlarla sevk ve idare edenlerdendir. Brifinglerle yönlendirilmiş destekçi yargıç ve yargı kurumları, medya, Türk-İş, DİSK vb. gibi –sendika demeye dilimiz varmıyor– “sivil toplum kuruluşları” ve sair şakşakçılar sadece “yardım/yataklık”tan suçlansalar bile... Dönemin komuta kademesiyle Cumhurbaşkanı Demirel, Vural Savaş’ı ve ardından Sabih Kanadoğlu’suyla, sonra cumhurbaşkanlığı yapmış A. Necdet Sezer’iyle yüksek yargısı, “saman altından su yürütme” içerikli manevralar yapan F. Gülen başta olmak üzere... Belli başlı yönlendirici/yönetici ve destekçi zevat soruşturulup yargılanmayacaksa... Gündem yapıp tartıştırmaktan başka ne amaçlanmış olabilir?
Yeni anayasa süreci sıkıştırmaktadır. Ve anlaşılmaktadır ki, her siyasi partinin “kendi” anayasa yaklaşımı vardır. Bunları birleştirmek, bir orta noktada buluşturmak olanaksız görünmektedir. Erdoğan’sa başkanlık peşindedir!
Tek ihtimal “demokratik özerklik” (ve Anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim ve genel af) karşılığında BDP’nin desteğidir ki, en azından şimdilik AKP şoven milliyetçi “gaz”a basmış, görüşmeler ve anlaşma politikası değil ama şiddet ve askeri operasyonlarla en aza razı etme politikası izlemekte olduğundan, olmaz görünmektedir. Öyleyse darbe soruşturmaları ve demokratlık görüntüleriyle, AKP’nin, 12 Eylül Anayasası yerine “yeni” bir anayasa ihtiyacı işlenmelidir. Öyle yapılmaktadır. Orhan Miroğlu’ysa Gülen desteğine mazhar gazetesinde “merhemi” önce “kendi keline sürmek” yerine, artık CHP bile el çekmekteyken, Aydınlıkçılar ve TKP’liler sayesinde “solun darbe destekçiliği” üzerine döktürüp durmaktadır!
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02