Karmaşık Duygular
Hüzünle sevinci bir arada tattığımız yoğun bir haftaydı geride bıraktığımız 10 Nisanda meslektaşımız Metin Göktepe adına konulan gazetecilik yarışması ödül töreninde dostlarla bir aradaydık. Fadime Ana’yla özlem giderdik. Ahmet Şık ve Nedim Şener’i bir yılı aşan tutukluluklarının ardından özgürlüklerine kavuşmuş olarak aramızda görmek, söyleşilerini dinlemek mutluluk vericiydi. Hele tören sırasında ulaşan Ragıp Zarakolu ve KCK davasında tutuklu 14 kişinin tahliye haberi günü aydınlatan bir müjde oldu. Parmaklıklar arkasında kalan öteki meslektaş ve akademisyen dostları anımsadıkça buruk kalan sevinç de olsa içimizdeki. Hem biliriz ki ülkemde sevinç, mutluluk, neşe gibi kavramları insanlara öyle uzun boylu yaşatmaz devleti korumakla yükümlü büyüklerimiz. “Tasada kıvançta bir”, “Ulusça birlik ve beraberlik” klişelerini yineler durur ülkeyi yönetmeye soyunanlar ama iş bireylerin temel hak ve özgürlüklerine geldiğinde orada bir ayrı parantez açılır. Düşünen, düşüncesini sözle ya da yazı çiziyle ifade etmeye kalkışanlar, okuyan, sorgulayan aydınlar, üniversitelerin birer ticarethane değil bilim yuvası olması için uğraş veren akademisyenler, emek insanları, yazar ve sanatçılar, basın özgürlüğünün demokrasilerin vazgeçilmez koşulu ve halkın bilgi edinme hakkı olduğunu savunan gazeteciler ve de uslu çocuk olamayan üniversite gençleri üzerine işte bu parantez kapatılır. Parantez içindekiler için yaşam bildiğiniz üzere günümüzde yaşanagelenlerdir. Parantez içindekilere hayat her gün biraz daha zorlaşırken, yan tutan, biat edenler ise bal tutar parmaklarını yalarlar. Toplumsal barış, halkların kardeşliği, tümceleri de boşluğa yazılı bir dilek olarak kala kalır. Böylesi düşünceler kafamı kurcalarken giderek karamsar duyumsamaya başlıyorum kendimi. Bir yanım umutsuz olmak gibi karamsar olmak da yakışmaz bize dese de yaşıma verin artık. Onca görüp geçirdiklerime. Ragıp Zarakolu kadim dostum. Dostluğuna hep gereksinim duyduğum bir yazar ve yayıncı. Tahliye oluşuna seviniyorsun öte yandan gencecik akademisyen oğlu Deniz cezaevinde! Gel de Ragıp’ın yerinde ol yüreğin acı dolmasın. Bilim insanı Prof. Dr. Büşra Ersanlı’yı düşünüyorsun sonra. Ve diğerlerini... Misal İsmail Beşikçi. Hâlâ yazılarından açılan davalarla mahkeme mahkeme dolaşıyor. Ersanlı da, Beşikçi de inançlarından ödün vermeksizin yazmayı, bilimsel çalışmalarını üretmeyi sürdürüyorlar. Duruşlarını ve çabalarını kıskanmamak elde değil. Üniversitelerde rektör ve dekanların baskısından yıldırılmaya çalışılıyor öğretim üyeleri, doçentler, profesörler. Öğrenci yetiştirecek zamanlarını açılan disiplin soruşturmalarına yanıt yetiştirmekle geçiriyorlar. Öte yandan ana akım medyaya bakıyorsunuz devlet gazeteciliğinin, iktidar partisine şirin görünme haberciliğinin en hasını yapıyorlar. İç politika, dış politika, ülke çıkarları falan ilgilendirmiyor onları. Biat ettikleri makamların görüşleri ilgilendiriyor salt. O görüşler sık sık değişse de kime ne. Elbette ana akım medyada kendi kişiliğinden ödün vermeden yazan, çizen, halkı doğru ve yansız bilgilendirmeye çalışan az sayıdaki arkadaşı ayrı tutmak isterim. Tüm baskılara karşın yaptıkları gazeteciliğe saygı duyduğumu da söylemeliyim.
Dedim ya yoğun bir haftaydı. 14 Nisanda sayıca az ama nitelikli bir toplulukla Taksimde bir otelde “Nefret Söylemi ve Nefret Suçlarını” tartıştık. Üç konuşmacımız vardı. Galatasaray Üniversitesinden Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, Bilgi Üniversitesinden Yard. Doç. Asuman İnceoğlu ve Radikalden Gazeteci İsmail Saymaz. Toplantıda Rum azınlıkları adına da gazeteci dost Mihail Vasiliadis bir konuşma yaptı. Nefret söylemi ve Nefret Suçlarımı üzerine bu yararlı toplantıdan dağarıma attığım bilgileri umarım gelecek yazıda sizlerle paylaşırım.
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![İşçiye, düşman hukuku](https://www.evrensel.net/upload/dosya/284857.jpg)
İşçiye, düşman hukuku
Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor: Besleme basın devreye sokuldu, valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltılarla gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca ‘suç icadı’yla BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı.
Evrensel'i Takip Et