23 Nisan 2012

İzmir TÜYAP

Nesrin’le İstanbul’dan İzmir’e göç ettiğimiz yıl daha “İzmir TÜYAP” yoktu. Şimdi 17. TÜYAP oldu, ama Nesrin yok…
Çiğli Evka-2’den 17. TÜYAP’a giderken, önce otobüste, sonra metroda, 20 yılı düşündüm. Yeni “Gür dostlar” kazanmıştım, ama bunun yanında “Hem kaypak, hem çıkarcı” olan, yazarlığı “Şov” olarak görenleri de tanımıştım.
Onları düşünürken, son bir-iki günlük gazete haberleri geldi gözlerimin önüne. Örneğin Kutlu Doğum Haftası gösterileri… (Hapşırma’dan kırmızıda geçmenin caiz olmadığı’na ya da uzun topuk giymeye kadar birçok konuda fetvamsı şeyler söyleyen Diyanet İşleri’nin Başkanı Görmez’e sormak isterdim. 1)Kutlu Doğum Haftası hangi müslüman ülkelerde kutlanıyor? 2)Ramazandan kandillere, dini bayramlara dek tüm dinsel şeyler Hicri takvime, yani her yıl 11 gün önce gündeme gelirken, neden bu hafta her yıl Miladi takvime göre aynı günlerde kutlanıyor? Neyse, vardır bir hikmeti…) Bu yıl ki Kutlu Doğum Haftası’nda Dini Devrim’in ayak seslerini duyduk. Haberi aynen yazıyorum: “Camide çiğ köfte… Samsun’un İkiyüzevler Camisi İmamı Turan Demir, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle camide cemaate çiğköfte partisi düzenledi. Etkinlikte darbuka ve tef eşliğinde ilahiler söylendi, halaylar çekildi. Bir taraftan ilahi okuyan, bir taraftan çiğ köfte yoğuran Demir, köftenin iyi yoğrulup yoğrulmadığını test etmek için de caminin tavanını kullandı.” (Cumhuriyet, 18.4.2012) Anımsarsınız sanırım, o bizim ünlü TBMM’de de çiğ köfte partisi verilmişti de Meclis tavanına çiğköfte yapıştırılmıştı. Birkaç yıl sonra Helal Şarap da içilirse (Biliyorsunuz, Helal Şarap da var artık), hatta Helal Dansöz de oynatılırsa hiç şaşırmam… Bir başka haber: Umredeyken birçok hastalığa iyi geldiği hakkında hadis bulunduğu gerekçesiyle deve sütü ve idrarı içen iki kişi hastalanmış. Bir Karadeniz kenti geldi aklıma. Kent suyuna kanalizasyon suları karışmış. Neyse…
Bir başka haberi Evrensel’de (17.4.2012) okudum. 17. TÜYAP’ta bir panel düzenlenmiş, “İdamların 40. yılında arkadaşları Denizleri anlatıyor” başlığı altında. Kamuoyunda “Fethiye toplu tecavüz davası” olarak bilinen davada sanıkların avukatlığını yapan Muğla Baro Başkanı M. İlker Gürkan konuşurken İzmir Kadın Platformu protesto etmiş, “68 önderlerinin anıldığı bir etkinlikte tecavüzcülerin avukatlığını yapan baro başkanının konuşmacı olarak davet edilmesinden utanç duyuyoruz,” diyerek. İlker Gürkan da hakaret ve tehditler yağdırarak, “Oturun yerinize! Siz kimsiniz? Bana adınızı, soyadınızı söyleyin,” demiş. Kadınlara cinsel tacizin, tecavüzün, cinayetlerin uygulandığı, hatta bazı yargı kurumlarının tecavüzcülerin yanında olduğu bir ortamda, 68’liler Birliği Vakfı, yanlış bir zamanda, yanlış bir kişiyi çağırmakla, bence oldukça büyük bir yanlış yapmış…


TÜYAP’A GELDİM…

Önce kadim dost Pencere Muzaffer’i, sonra Ortaköy’de sahaflık yapan oğlum Volga Tuygun’un sahaf dostları Kırkambar’dan Bayram’ı, Edebi Hayat’tan Sait ve Hikmet’i, Turkuaz’dan Nedret’i gördüm. Sonra Konak Kent Konseyi standında Metin Erten, Nurten, Hamit Mumcu’yu, arkasından eski dost Tekin Sönmez’i, Berfin İsmet’i, Broy Seyit’i, Yalvaç’ı, “Ya sas komşu”nun yazarı ve Kütüphaneler Zinciri’nin ağababası Recai Şeyhoğlu’nu, 17. TÜYAP’ın Onur Yazarı olan ve hakkında “Hayatım Kitap” (Konak Belediyesi Kültür Yayınları) ve “Vuruldum Hikayene İzmir”(Adem Kargı, Etki Yayınları) başlıklı iki kitap yayınlanan Yaşar Aksoy’un has elemanı Mutlu’yu ve benim en güzel fotoğraflarımı çeken üç kişiden biri olan Kadir İncesu’yu (diğerleri İsmail Ç. ve kızım M.Yağmur) gördüm.
Sonunda “Genç Edebiyatçılar” standına demir attım. Üç yazar kitap imzalayacaktı orada; Sezer Odabaşıoğlu, Mustafa Gökçek ve ben. Üçü de 50’nin üzerinde genç(!)yazar… Bir ilkokul öğrencisi, standın adına baktı, sonra bana döndü, “Merhaba dede, nasılsın?​” dedi. Camide çiğ köfte, stantta bizler, içerik olarak bir terslik yoktu. Burası Türkiye…
Bir başka gün de “Fındıklı Derelerini Koruma Platformu”nun standındaydım. Standın dört bir tarafı Pİ3XALA Deresi’ni savunanların fotoğraflarıyla doluydu. 2012’nin buz gibi ocak ayında Direniş Çadırları’nda günlerce bu dereyi korumuş kollamışlardı. Rize’nin Fındıklı’sının xara köyünü de savunmuş oluyorlardı böylece. Günlerce orada kalmışlardı, başta Melahat Alişan (yanda fotoğrafını görüyorsunuz) olmak üzere… Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven ve CHP Milletvekili Erdal Aksünger de standımızı ziyaret edenlerdendi.
17.TÜYAP’ta beni en çok sevindiren olayların başında, Türkiye Yazarlar Sendikasının (TYS) hâlâ İzmir’de yaşıyor olmasıydı. Perişanları da oynasa bir standı vardı. Dilerim ilerdeki yıllarda daha doğru dürüst, bakımlı ve adına layık bir standı olur TYS’nin…
Evet, 17.İzmir TÜYAP bitti. Bakalım 18.TÜYAP nasıl olacak?

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et