05 Mayıs 2012 08:44

Ekvador yerlileri daha fazla demokrasi ve özgürlük istiyor

Ekvador yerlileri daha fazla demokrasi ve özgürlük istiyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ekvador, melezlerden sonra yerli halkın çoğunlukta olduğu küçük bir Güney Amerika ülkesi. İspanya’ya karşı bağımsızlık savaşı veren ve ilk çağrıyı yapan Latin Amerikan ülkesidir.
Komşuları Kolombiya ve Peru ile zaman zaman politik sorunlar yaşamaktadır. Sahip olduğu petrol yatakları ile son yıllarda Güney Amerika’nın ikinci büyük petrol ihraç eden ülkesine dönüştü. Charles Darwin’in araştırmalarda bulunduğu ünlü Galapagos adalarına sahip bir bölge. Ekvador, Filistin’in bağımsızlığını da resmi olarak tanıdı.
Ülkede yoksulluk önemli bir problem. Ekvador hükümeti tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ülke nüfusunun yüzde 44.41’i sağlık, eğitim, akan su gibi temel gereksinimlerden en az birisine sahip değil. Yerli nüfusunun ise yüzde 54.99’u yoksulluk sınırının altında yaşıyor. (http://noticias.terra.com.br/)
Geçtiğimiz mart ayı içerisinde yerliler, hükümetin azınlık politikasını protesto eden büyük bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Buna karşılık hükümet taraftarları ise, başkent Quito sokaklarında hükümete destek gösterisi yaptılar. Correa, yerlilerin desteğiyle başkanlığa seçilmişti. Yerlilerin ve onlara destek veren sosyal hareketlerin yürüyüşünde şu talepler öne çıktı: “Daha fazla demokrasi, içme suyu, doğal kaynakların korunması, onur, halkların ve ulusun özgürlüğü.”
Ülkedeki Kongrede 100 parlamenter bulunuyor. Ekonomist bir başkan olan “ilerici” Rafael Correa, 2010 yılındaki krizde, bir polis hastanesinde beş gün süreyle askerlerin ve polislerin kuşatması altında kaldı. Maaşlarında kesinti yapılan polisler, hükümete başkaldırdılar. O günlerde Peru, sınırı kapattı. Bu süreçte,  Amerikan Kıtası Devletleri Örgütü ve Mercosul, Correa’ya desteklerini ilettiler. Sonunda Ekvador ordu güçleri komutanı, Correa’ya bağlılığını ilan etmek durumunda kaldı ve böylece kriz sona erdi.
“Alianza Pais” adlı sağ gelenekten bir partiye mensup olan Başkan, bazılarına göre “ilerici ve ulusalcı” bir lider. Correa, aslında deyim yerindeyse, “sağı solu belli olmayan” biri. Kilisenin sosyal doktrini ve Hristiyan hümanizminden etkilenmiş politik bir yapıya sahip. Kendini “Solcu, Hristiyan, hümanist” olarak tanımlıyor. Latin Amerika’nın sol hükümetleriyle iyi ilişkileri var. Zaman zaman liberalizmi eleştirmesine karşın, ona “postliberal” diyenler de oluyor. Bazen neoliberalizmi eleştiriyor, bazen neoliberal politikalar uyguluyor. Chavez’e olan hayranlığını saklamıyor. Karmaşık ve eklektik bir politik yapıya sahip.
Correa, geçen yıl ekim ayında kabinede önemli değişiklikler yaparak, hükümetini güçlendirdi. Correa hükümeti, “Yurttaş Devrimi” adını verdiği bir politikayı hayata geçirmeye çalışıyor.
2011 yılında ABD, Ekvador Büyükelçisini istenmeyen kişi (persona non grata) ilan ederek sınır dışı etti. Bu olaydan önce Ekvador hükümeti, ABD Büyükelçisi Heather Hodges’i sınır dışı etmişti.
Böylece Ekvador- ABD ilişkileri gergin bir döneme girdi. İspanyol gazetesi El Pais’e konuşan ABD Büyükelçisi Hodges, Ekvador’da rüşvetin yaygın olduğunu iddia etmişti. Yerli liderleri ve sendikal sol çevreler, Correa’nın enerji politikalarını ve bu sektörden işçi çıkarmasını eleştiriyorlar.
Correa ise, sendikal liderleri ve yerli önderlerini toplantıya çağırdı ve onlara bunun toplumun genel çıkarları için gerekli olduğunu açıklamaya çalıştı.
Son olarak yapılan, Amerikan Devletleri Örgütü toplantısına, ABD tarafından veto edilen Küba davet edilmedi. Küba’nın yokluğunu gerekçe göstererek toplantıya katılmayan ve ABD’nin kararını protesto eden Correa’ya, desteği için Küba Devlet Başkanı Raul Castro teşekkür etti.
Ekvador, petrolden doğal kaynaklara kadar birçok zenginliğe sahip bir ülke olmasına karşın, diğer Latin Amerika ülkeleri gibi sosyal adalet ve gelir dağılımındaki uçurumdan dolayı acı çekiyor. Bu sorunları aşabildiği ölçüde, ülkedeki halklar da o derece mutlu ve özgür olacaktır.

evrensel.net

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa