Avrupa’da faturayı bu kez emekçiler kesti
Fotoğraf: Envato
Geçtiğimiz hafta sonu Fransa ve Yunanistan’da yapılan seçimler sürpriz sayılamayacak sonuçlara rağmen dünya piyasalarında avronun geleceğine dönük endişeyi arttırdı. Ocak ayının ilk yarısından bu yana ilk kez avro, dolar karşısında 1.30 seviyesinin altına geriledi. Özellikle Yunanistan’da hükümet oluşturma çabaları önümüzdeki haftalarda da gündemi fazlasıyla işgal edeceğe benziyor.
Her iki ülkede de kriz sonrası devreye sokulan istikrar politikalarına dönük tepkinin seçim sonuçları üzerinde belirleyici rol oynadığı kuşkusuz. Fransız seçmenler arasında yapılan anketler gelir seviyesi geriledikçe Hollande’ın aldığı oy oranının arttığını ortaya koyuyor. Yine işçi ve memurların yüzde 60’ı Hollande lehine oy kullanırken, işverenlerin ise yüzde 70 gibi önemli bir kısmı Sarkozy’i tercih etmiş. Kısacası sosyal devletin hızla tasfiye edildiği Fransa’da keskinleşen sınıfsal ayrışma seçmen tercihlerine yansıdı. Emekçilerin, yoksulların oylarıyla Sarkozy kriz sonrası koltuğunu kaybeden 11. Avrupalı lider oldu.
Peki ya Hollande? Tıpkı Obama gibi “Değişim” sloganıyla sürdürdüğü seçim kampanyası önceleri uluslararası sermaye cephesinde kaygı uyandırsa da kamuoyu İngiliz İşçi Partisinin piyasa merkezli yaklaşımına yakınlığıyla bilinen Hollande’ın bir “radikal” olmadığı konusunda hemfikir. Yüksek gelir grupları üzerindeki vergi yükümlüğünü arttırmak ve sosyal amaçlı kamu harcamalarını arttırmak amacıyla Sarkozy’nin imzaladığı Avro Bölgesi bütçe disiplini anlaşmasını yeniden tartışmaya açmak gibi seçim kampanyasının öncelikli vaatlerinden kolayca geri adım atması beklenmiyor. Ne var ki, bu vaatlerin ne ölçüde gerçekleşeceği de soru işareti. 2008 krizinin başından bu yana her siyasi krizde gördük ki Avrupa’yı yöneten politikacılar değil finans sermayesi. Mevcut sermaye birikim modelinin yapı taşları ile oynamadan Hollande veya başka bir ismin seçilmesi ile bu gerçeğin değişeceğini düşünmek hayalcilik olacaktır.
Yunanistan’a döndüğümüzde ise Fransa’ya oranla çok daha büyük bir belirsizlik hakim. Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde ekonomi yüzde 20 daraldı. Ülke genelinde yüzde 21.7 olan işsizlik oranı genç nüfus içerisinde ise yüzde 54 seviyesine ulaşıyor. Yoksulluk hızla artarken, AIDS ve sıtma başta olmak üzere salgın hastalıkların da hızla yayıldığı belirtiliyor. 2012 yılında da ekonominin yüzde 5 oranında daralacağı tahmin ediliyor. Böylesi bir ortamda son iki dönemde iktidara gelen merkez sağ ve sol partilerinin 2009 yılında toplam yüzde 77 olan oyları da hızla eridi. PASOK’un oyu yüzde 43.90’den 13.8’e gerilerken,Yeni Demokrasi Partisinin (YD) oyu ise yüzde 33.4’den 18.8’e düştü. Kemer sıkma politikalarına ve AB’ye dönük tepki karşısında merkez erirken önceki dönemin marjinal görülen partileri parlementoda kendilerine yer buldu. Bunların arasında sandıktan ikinci sırada çıkan “radikal” sol koalisyon SYRIZA’nın yanı sıra ırkçı Altın Şafak Partisi de bulunuyor. Komünist parti ise oyunu yüzde 1 dolayında arttırarak parlamentoya 5. sıradan girdi.
Böylesi parçalı bir parlementoda hükümetin kurulmasının kolay olmayacağı başından belliydi. Son olarak SYRIZA’da hükümeti kurmayı başaramadığı için görev PASOK’a devredildi. Partiler arası bir uzlaşma sağlanamaz ise bir ay içerisinde yeni bir seçim kaçınılmaz olacak.
Siyasi kaos sürdükçe Yunanistan’ın avrodan çıkış olasılığı da gündemin ön sıralarına yerleşiyor. Ne var ki, Drahmi’ye dönüşün beraberinde ciddi bir devalüasyonu getireceği de kuşkusuz. Bu durum ise ücretli kesimin satın alma gücünün sert bir şekilde gerilemesi yani emekçilerin daha fazla yoksullaşması anlamına geliyor. Halkın tepkisi nedeniyle daha fazla baskılanamayan ücretlerin bu şekilde geriletilmesi bazı sermaye kesimlerine cazip gelebilir. Ama emekçilerin sırtındaki yükü ağırlaştıracaktır. Dolayısıyla, avrodan çıkış bugün Yunan emekçileri için başlı başına bir çözüm olmaktan uzaktır.
Önümüzdeki haftalarda Yunanistan’ın önündeki alternatifleri daha ayrıntılı tartışacağız...
- Kurtarıcı mı, yoksa yeni günah keçisi mi? 09 Haziran 2023 04:18
- Seçim senaryoları ve ekonomiye dönük beklentiler 12 Mayıs 2023 04:19
- Kurda istikrar illüzyonu 28 Nisan 2023 04:21
- SVB krizinin arka planı ve düşündürdükleri 17 Mart 2023 04:52
- Para politikasındaki ayrışma belirginleşiyor 24 Eylül 2022 04:50
- Şimdi solun tam zamanı 12 Ağustos 2022 04:26
- Enflasyon gelir dağılımını bozuyor 08 Temmuz 2022 04:47
- Merkez Bankası şaşırtmadı 27 Mayıs 2022 01:12
- Kehanet çöktüğünde 22 Nisan 2022 00:37
- Enflasyon doludizgin 08 Nisan 2022 00:40
- Faiz politikasının bilançosu 10 Mart 2022 23:31
- Enflasyon geriler mi? 10 Şubat 2022 23:18