Naim Bey politikadır…
Fotoğraf: Envato
Naim Bey çıkıp televizyonda esip gürleyince “bu kadar da olmaz” dendi.
“Patavatsız” dendi. Zaten deniyordu. “Pot üstüne pot kırıyor”, “çam deviriyor” dendi. Patavatsızlığına, pot kırmasına yoruldu. Başka türlüsünü vicdanlar kabul etmiyor, isyan ediyordu çünkü. İnsanlığı öylesine zorluyordu ki, kendi partisinin sözcüsü Çelik açıklama yapıp “insani bulmuyorum” demek zorunda kalmıştı.
Uludere katliamı, birinci olarak, insan olan herkesi isyan ettiren/ettirecek olan bir katliam oluşuyla benzeri olaylar içinde ayırt edicidir. Başbakan (isim vermeden) bir AKP ilçe başkanının kaçırılması üzerine “bu tür şeyler savaş süreçlerinde olabiliyor” diyen BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan’ı eleştiriyor. Eleştiri ne kelime suçluyor. Ama unutuyor ki, Pervin Hanım eşini savaşa, hem de en kirlisinden savaşa, faili meçhule kurban vermiştir! Savaş, karşılıklı can almaktadır ve yüreği yaralı Buldan ve onun savaş karşıtlığını anlamak, barış çığlığını duymak ve gereğini yapmak yerine suçlamak kolaydır... Ama olan bitenden hiçbir şey anlamamak... Ülkeyi yönetemediğini ve yönetemeyeceğini açıklamak demektir. Evet, savaşta, insan ölmektedir ve en çok bu nedenle barış gereklidir! Uludere ise, karşılıklı can kaybının kaçınılmaz olduğu katilliğin meşrulaştırılmış hali olan savaşın en savunulamayacak manzaralarındandır. Göz göre, bir değil 34 genç insan bombalanarak katledilmiştir.
İzahı yoktur. Zaten açıklanamamaktadır. AKP ve hükümetinin sadece Kürt sorununda değil, genel inandırıcılığında temel bir kırılma noktası oluşturmuştur. “Aşağısı sakal yukarısı bıyık”tır! “Doluya konmakta almamakta; boşa konmakta dolmamakta”dır! AKP ve sözcüleri başından beri bir o yana bir bu yana yalpalamakta... Kah genelkurmaya teşekkür etmekte.. Naim Beyin ağzından ölenleri figüranlıkla suçlamakta... Suçlu çıkarmakta... Kah “özürse özür dilendi”ye varan laflar edip... Öldürülenlerin ailelerine tazminat ödemekte... “insanilik” tartışmasına girişmektedir! “İstihbarat yanlışı” denmiş, olmamış... “Milli”ydi... “Gayrı milli”ydi tartışması yapılmış, olmamış... “Çalınan minare”ye “kılıf” uydurulamamış... İnsanın kanını donduran katliam Türkiye halkının vicdanına benimsetilememiştir. Kıvranma bundandır. “Kuyrukları kaldırdık” diye paralı sağlığı, ilköğretim ders kitaplarını parasız vererek paralı eğitimi getirmekle “ne iyi yaptıklarına” yığınları inandırma becerisi gösterenler, Uludere’de akıttıkları kanın inandırıcılığını sağlayamamıştır!
Ve üçüncü olarak, bir kez daha görülmüştür ki AKP hisse senetli şirket gibidir. Hatta gibisi bile fazladır! Başkaları bir yana... İdris Naim Bey de... H. Çelik Bey de aynı partinin yöneticisidir. Biri patavatsız, diğeri patavatlı mıdır? Sorun “patavat” sorunu mudur? Sadece HES’ler ya da kentsel dönüşüm düzenlemeleri değil... Devlet ihaleleri de değil... İktidar koltuklarında oturuyor olmanın genel getirisini uygun şekilde paylaşarak, birbirlerini ve memleketi “gül gibi” idare edip gitmektedirler!
İdris Naim Bey, vicdana kaldığında en uygun içişleri bakanı olmayabilir. Ama H. Çelik’in halkla ilişkiler yaptığı da kesindir. Naim Bey AKP hükümetinin izlediği Kürt politikasına “cuk” oturmaktadır. Görüşme ve anlaşma politikası değildir. Biliniyor ve Başbakan her gün yeniden açıklıyor ki, “milli birlik ve kardeşlik projesi”yle Kürt sorununa getirilen “çözüm”, kanın dayatılmasıdır. Vurma-kırmalı “çözüm”dür. Çünkü “Kürt sorunu bitmiştir, artık benim Kürt vatandaşlarımın sorunu vardır” denmekte.. Toplumsal bir sorun, halkın bir sorunu olduğu inkar edilmekte.. Sorunun “bireyselliği” ileri sürülmektedir. Siyasal değil, bireysel hak! Buradan 80 küsur yıldır “hır” çıkmakta ve Başbakan’ın “savaşta böyle olur” dediği için Pervin Hanım’ı suçladığı savaş bir türlü gündemden düşmemektedir! Peki tek yetkilisi İdris Bey midir bu savaşın? Tek sorumlusu o mudur? PR’cı H. Çelik, bir “insanlık” sözüyle kendisini temize çıkarabilir mi?
Başbakan’a bir şey söylüyor mu Çelik? Ya da “İçişleri Bakanı başarılı” diyen onunla aynı kafada olan Bahçeli’ye ne demeli? Devlet politikasıdır ve uygulamak İ. Naim Beye düşmüştür! Değiştirilirse, politika değiştirilecek demektir…
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02