Kürşat mı Kürt şart mı?..
Fotoğraf: Envato
İyi ki Tayyip Erdoğan gibi her konuda etkili, yetkili ve bilgili bir Başbakanımız var! Sağ olsunlar kendileri iğneden ipliğe her konuda bizi bilgilendiriyorlar! Soyunuz mu tükenmek üzere, çocuğa mı ihtiyacınız var? Sayın Başbakan hemen devreye giriyor ve tarifeyi belirliyor:
-En az üç çocuk yapın!
Bu sizi kesmiyor mu? Bu devirde üç çocuk az mı diyorsunuz? Daha fazla çocuk sahibi mi olmak istiyorsunuz! Sayın Başbakan her zaman olduğu gibi üzerine düşen görevi fazlası ile yerine getiriyor ve tarifeyi yükseltiyor:
-O halde beş yapın!
Üstelik hamdolsun Başbakanın öyle de güzel bir kadrosu var ki, kendisi ne derse desin ardından koşulsuz destek yağıyor:
-Başbakan doğru söylüyor, üç çocuk şart!
-Tabii canım Allah’ın hakkı da üç zaten!
Tahmin edeceğiniz gibi Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’da, AKP Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmadan dolayı böyle bir başlangıç yapıyoruz! Ne demişti orada Sayın Başbakan:
-Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere’dir!
Oysa bu memlekette vicdan sahibi insanlar, vicdansız insanların yaptığı katliamdan dolayı aylardır yatamıyorlardı bile! Buna rağmen Başbakan Erdoğan ne yapıp ne edip gündemi değiştirmesini bilmişti:
-Sezaryene de karşıyım!
Fıkra bu ya alt komşu üst komşusunun kolundan tutup hastaneye götürmüş! Bekleme salonunda muayene için beklerlerken hoparlörden şu anons duyulmuş:
-Doktor Kürşat doktor Kürşat acilen poli-klinikte bekleniyorsunuz!
Kulağı da az işiten adam anonsa tam anlam verememiş ve komşusundan durumu iyice öğrenmesini istemiş:
-Birader şu sekretere bir sorar mısın, doktorun Kürt olması şart mı?
Aslına bakılırsa Uludere katliamının kürtaj ile açıklanmaya çalışılması, en az kürtajın tıbbi bir konu olması kadar tıbbi bir meseledir! Nasıl ki adamımız Kürşat’tan Kürt kelimesi ürettiyse Başbakan Erdoğan’da Kürt’ten kürtaj kelimesi üretmiştir!
Oysa birinin, bir başka şeye karşı olabilmesi için karşı olduğu şey hakkında yeterli bilgiye sahip olması gerekir! Özellikle de bu, insan sağlığını ilgilendiren ve tıbbi bir konuysa durum daha da hassas olmalıdır! Lakin bir memleketin Başbakanı, ekonomiden spora, kadın haklarından çocuk haklarına, iç işlerinden dış işlerine, yani iğneden ipliğe her konuda bilgi sahibi olunca durum değişiyordu tabi! Kaldı ki kabine üyeleri de yıllardır bu günü bekliyormuş gibi ve içlerinde sanki hiç sezaryenle doğan yokmuş gibi topyekün Başbakana sahip çıktılar!
-Bizde karşıyızzz!..
Başbakan Erdoğan’ın bu çıkışından sonra bir umut gözler Sağlık Bakanına çevirmişti ki maalesef en sağlıksız açıklama da bakandan gelmişti:
-Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar!
Oysa bu ülkede devlet koca baskısından kaçan ve kendine sığınan kadınlara bile bakmasını beceremiyordu!
Hal böyle olunca şimdi gözler Başbakan Erdoğan’ın yeni açıklamalarına çevrilmiş olmalıydı! Zira memur maaşları, Suriye ile ilişkiler, THY’de süren grev gündemin acilen değiştirilmesini gerektiriyordu! Şahsen şu aralar, Başbakan Erdoğan’ın gündeme bomba gibi düşecek yeni açıklamalarda bulunacağına inanıyorum! İşte açıklama beklediğim konular:
-Kadınların çamaşır makinesinde çamaşır yıkarken calgon kullanma konusunda ki ısrarlarına son verecek bir açıklama! Evet her hangi bir çamaşır tozu için “lekelere düşman çamaşıra dost” denilebilinir ama calgon’un gerçek anlamda neye dost neye düşman olduğu erkeler tarafından tam olarak bilinmemektedir! Öte taraftan kadınların nohudu pişirmeden önce saatlerce ıslatmaları da tam bir zaman kaybıdır! Kaldı ki pirinçte ayıklanmadan pekâlâ yenilebilir!
Haa unutmadan! Önümüzde ki dönem AKP sıralarında Dr. Haydar Dümen’in oturması da artık kaçınılmaz olmuştur! Sezaryen kürtaj, tecavüz, mastürbasyon derken “cins” olan meclisin bundan böyle “cinselleşeceği” apaçık ortadadır! Kim bilir belki de böylece soru önergelerine de bir heyecan gelmiş olur:
-Sevgili Haydar Hocam! Biz Sayın Başbakanımızı dinleyip 3 çocuk yapmak istiyoruz lakin ikisi erkek biri kız olsun istiyoruz! Her ne kadar bunu Allah bilir diye düşünüyorsak da cinsiyet konusunda sizin tavsiye edeceğiniz her hangi bir şey var mıdır?
-Sevgili seçmen! Malum buraya tek başına seçilmedim! Şimdi ne desem yalan olur! Siz hele çocuk yapmaya başlayın! İlk ikisinde sorun çıkarsa haber edin tekrar size dönerim!..
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00