Karıncalı
Fotoğraf: Envato
Üstüne çok meşhur İnternet videosu çıktı, belki bilen, hatırlayan kalmamıştır. Eski kayıtlar tabii, epey karıncalı. Yıllar öncenin çok gülünen videolarının bazılarının kahramanı, haksızlıkların üstüne gitme iddiasındaki bir yerel televizyoncuydu. - Du, çünkü ortada görünmeyeli çok oldu. Parmağını kameraya uzatıp “Ananızı ağlatırım” demek gibi huyları vardı. “Çıktı bir manyak konuşuyor derler. Manyak değilim, cin gibiyim” diye kendini tarif de etmişti mesela. Çok coşkulu konuşurdu da pek iki lafı bir araya getiremez, o yüzden sevilir, sohbet programlarına bile konuk edilirdi. Onun lafıydı işte, her programda tekrarladığı “Doğmamış yetimin hakkı”. Tabii ki yanlışlıkla söylenmiş, aslında “tüyü bitmemiş yetim” diyecekken belli ki ağzından o çıkıvermişti ama zamanla benimseyip kendi alametifarikası haline getirmeyi bildi. Yıkık bir okul binası falan bulur, haftalarca orada “doğmamış yetimin hakkı” nutukları atardı. O yetim doğdu mu, haber de vermedi hiç, hep doğmamış bildik.
Kim derdi ki, o karıncalı videolardaki “çıktı bir manyak konuşuyor” denen adamcağız, badem bıyıklar cumhuriyetinin akıl hocası olacak. Rahim bekçiliği yapan majestelerinden gazı alanlar, muhabbeti iyice derinleştirdi. Tecavüzcünün çocuğuna babalık edeceklerini ilan eden duyduk. Bebek alınacağına babası ölsün, yok yok bence anası ölsün tartışması hızla sürüyor. Doğmamış çocuklara kimlik çıkarmak için Dünya Sağlık Örgütü’ne yazı yazan varmış, gözümüz aydın. Çocuk tanımı neden 0’dan başlıyor diye sorup “eksi 1’den başlasın” demeyi akıl eden yerlerini saygıyla selamlıyorum. Bizim aklımıza “doğduğu için” diye söylemek geliyorsa, hep eski kötü alışkanlıklarımızdan. Artık şiş karınlı kadınlar eskisi kadar rahat olmayacakmış, devlet geldi. Küçüğe kimlik verecekler. Bir önemli eksik, açıklayanın bir kere de “doğmamış yetimin hakkı” dememesi oldu, hani bu işin fikir babasına bir miktar haksızlık yapıldı, bizden söylemesi.
Peki çocuk tanımının çocuk fikri ortaya çıktığı günden başlatılmaması için acaba nasıl bir neden var, şimdiden sonra bunun hamlesini bekleyebiliriz. Portakaldaki vitamine kimlik çıkarmak mı? Neden olmasın?
Bekçilerin gözünden bir şey kaçmıyor, kaçar derseniz yanılırsınız.
Bizim televizyonlarda dizilerin temaları salgın gibi yayılıyor, yıllardır bu böyle. Ağa dizileri moda olur, sonra geçer, tarihi diziler sıralanır, çoğu gider azı kalır, mafyalı diziler çıkar, askerli diziler dizilir falan. Şimdinin modası belli oldu, okunmuş diziler. Eskiden ana babalar sorardı, “Yavrum mürüvvetini göremeyecek miyiz” diye, şimdi RTÜK’ten onlara sıra gelmiyor. En iyi bildikleri iş anten ayarı. Badem bıyıklının biri çıkıp “Bu işin adını koyalım” derse, mutluluğun formülü çok açık. Bir erkek bir kadın üç de çocuk.
Memleketi anasından doğduğuna pişman etme ekibi nasıl dinleniyor acaba, hayır bu kadar çok icraat yoruyor olmalı.
On yıldır karnından konuşuyor, dinleyeni de var. Kulağına çalınıyor insanın, kaçılmıyor işte, n’aparsın? Çıkmış yukarı, almış arkadaşlarını yanına, verdi ayarı. Sabahtan akşama karnından konuşanı duymamak mümkün değil. Demek sıra, başkasının karnından konuşmaya gelmiş. Aveneleri ondan beter. Ama herkes o nameyi dinlemiyor ya, o karınlarından konuştuklarını susturmak o kadar kolay olmazsa, şaşırmasınlar. Karın kiminse o konuşacak. Karıncalanma bitince seslenirler.
- Androidler üç boyutta ne düşler? 06 Ekim 2017 01:00
- Yedi kişilik oyun 01 Eylül 2017 01:00
- Erkeklere gününü gösteren pehlivan 18 Ağustos 2017 01:02
- Etkili ama bilinmeyen bilim kurgu 28 Temmuz 2017 00:15
- Zombilere karşı iki tutum 21 Temmuz 2017 01:00
- Maymun nasıl maymun oldu? 14 Temmuz 2017 00:15
- Sürüden ayrılanı kamera kapar 07 Temmuz 2017 01:33
- Ey ruh, sen kimsin? 30 Haziran 2017 00:52
- Karanlık Çağ’da vampirlere karşı 08 Haziran 2017 23:52
- Genç Karl Marx: Bir başlangıç 19 Mayıs 2017 01:00
- Kaygı'yla gerçeği hatırlamak 12 Mayıs 2017 00:30
- Beyazlar Afrika'da neler çekmiş 05 Mayıs 2017 00:59