Kürt sorununda nereden nereye!
Başbakan Erdoğan dün, partisinin Diyarbakır İl Kongresi’ne katıldı.
Elbette artık AKP’nin il kongreleri, herhangi bir il kongresi olarak yapılmıyor; Başbakan Erdoğan’ın çıkıp şov yaptığı, bir yandan oradaki kalabalığın nabzını okşadığı öte yandan televizyonlar aracılığı ile muhalefete hakaret edip, aydınlara, basına, sanatçılara “ayar verdiği”, bakanların bile haberi olmadığı projeleri, yasal düzenlemeleri... ilan ettiği kürsüler olarak kullanılıyor. Bu yüzden de “Başbakan partisinin Diyarbakır İl Kongresi’ne katılacak” demek doğru bir ifade olmuyor. Aslında doğru olan, “Başbakanın Diyarbakır’da konuşma yapması vesilesiyle AKP Diyarbakır İl kongresi toplanıyor” biçimindedir.
Söz konusu olan AKP’nin il kongreleri olunca, en önemlisi herhalde İstanbul İl Kongresi’dir. Bu kongreyi geçen hafta yaptı Başbakan Erdoğan. Ve GS’nin Arena Stadı’nda il kongresi yaparak, partinin ve İstanbul’un büyüklüğü üstünden bir propagandayla siyasi gündemi bloke etti.
Bu hafta ise AKP Diyarbakır İl Kongresi’ni yaptı.
Diyarbakır bölgenin “başkenti” olarak, bütün partiler için önemlidir. Ama özellikle bölgede BDP’yle de rekabet içindeki iktidar partisi AKP için elbette en önemli il kongresi olmak durumundadır. Hiç olmazsa son bir yıla kadar da böyleydi. Ama AKP’nin Kürt sorununun çözümünden Türkiye Kütlerini dışlayan bir stratejiye yönelmesiyle AKP için Diyarbakır, lafta ne denirse densin artık eski öneminde değildir. Başbakanın il kongresi için Diyarbakır’a gelmeye zahmet etmesi de bu gerçeğin üstünü örtmez.
Hani “Kalp kalbe karşıdır” sözü var ya; sadece AKP için Diyarbakır’ın önemi tali hale gelmemiş, Diyarbakırlılar için de AKP ve onun lideri eski önemini yitirmiştir!
Başka bir söyleyişle, bir yıl kadar önce, Başkan Erdoğan Diyarbakır’da söylediklerine önem verilen ikinci önemli kişiydi! Ancak, son aylarda AKP’nin Kürt sorununun çözümüyle ilgili olarak, Türkiye’nin Kürtleri muhatap almadan, “mücadeleyi” Türkiye Kürtlerine karşı, “müzakereyi” ise ABD ve Irak Kürtleriyle yürütmeye yönelmesinden beri, Diyarbakırlılar için AKP ve Erdoğan artık eski pozisyonunda değildir.
Nitekim Erdoğan’ın kente gelmesi öncesindeki ortamla ilgili değerlendirmelerde, sanayi odalarından BDP‘ye, kentin ileri gelenlerinden çeşitli örgütlerin temsilcilerine,... kimse Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinden bırakalım bölge halkını rahatlatacak kimi önlemler açıklayacağını, bu doğrultuda bir vaat bile beklemiyor. Hele Erdoğan’ın Diyarbakır’a, Uludere Katliamı’nın açığa çıkarılmasını isteyenlere yönelik saldırgan tutumu, BDP Eş Başkanları Demirtaş ve Kışanak da dahil sekiz BDP milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyen fezleke ve “Kürt sorunu yoktur Kürt vatandaşlarımızın sıkıntıları vardır” açıklamasının gölgesinde geldiği düşünüldüğünde bu beklentisizlik daha iyi anlaşılmaktadır.
Kısacası bu yazı yazıldığında Erdoğan henüz kongre konuşmasını yapmamıştı. Ama doğrusu kimse de Erdoğan’dan Diyarbakır’da yeni bir şey söylemesini beklemiyor.
Oysa başbakanların Diyarbakır’a gelmeleri, orada şu ya da bu vesileyle bulunacak olmaları, son 20 yıldır Diyarbakır halkı tarafından hep önemli görülmüştür. Demirel, Mesut Yılmaz, Ecevit, Başbakan Yardımcısı İnönü ve Erdoğan’ın önceki sekiz ziyareti Diyarbakırlılar tarafından, şikayetleri olsa da hep; “Başbakanın bu sefer Kürt sorununun çözümüyle ilgili vatandaşı rahatlatacak küçük de olsa bir şeyler söyleyeceği” umudu korunmuştur. Ancak bu sefer, Başbakanın Diyarbakır’a yaptığı dokuzuncu ziyarette ondan beklenen; “PKK’nin amaçları ile Kürt sorununun ilgisinin olmadığı”, “Kürt sorununun esas olarak çözüldüğü”ne dair açıklamalar yapacağı, “BDP’yi sert bir biçimde eleştireceği” gibi her sıradan şoven milliyetçi siyasetçiden beklenen bir konuşmadır. Bölgedeki gelişmeleri iyi bilenler, Diyarbakırlıların Başbakan ve partisinden artık hiçbir olumlu beklentisinin kalmamış olmasını, “Bölge halkının ciddi bir duygusal kopuş sürecine girdiğinin işareti” olarak değerlendiriyorlar.
Bu, aslında AKP ve onun liderinin, artık Kürt halkının gözünde bu sorunun çözümünün olumlu bir aktörü olma rolünü yitirdiği anlamına gelmektedir. Bu elbette aynı zamanda AKP’nin bölgede sadece BDP’ye oy verenler için değil AKP’ye oy veren çevrelerde de büyük bir itibar yitimine uğradığı, uğrayacağı anlamına gelmektedir ki; AKP’nin tabanındaki ilk büyük çatlağın onun Kürt tabanında olacağı anlamına gelmektedir.
Ancak AKP’nin bunu tamir edecek bir politikaya yönelmesi de oldukça zor görünüyor.
Politik bilinç bakımından Türkiye’nin en bilinçli halk kesimini oluşturan Diyarbakır halkı, 2005’te Diyarbakır’da konuşan Erdoğan’la dün konuşan Erdoğan arasındaki farkı, onun nereden nereye geldiğini görecektir!
GÜNÜNYAZILARI






EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Tüm gruplar silah bıraksın, PKK kendini feshetsin’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, bir süredir beklenen mesajı, DEM Parti İmralı heyeti aracılığıyla duyuruldu. Öcalan, “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısı yaptı. Açıklamada Suriye’deki Kürtlerin siyasi ve askeri durumuyla ilgili bir ifade yer almadı.
Evrensel'i Takip Et