8 Haziran 2012

İnanç tartışmaları ve korkuların istismarı

Hiçbir hak ihlaline dayalı sorun bir diğeri ile kıyaslayarak tartışılamaz. Ancak Türkiye siyasetinde inanç özgürlüğü ile ilgili sorunlar gündeme taşınırken bunun siyasal sonuçları hesaplanarak hareket edilir. Siyasetçilerin  inanç alanında yürütülen tartışmalara verdiği tepkiler genellikle ezberlere dayanmaktadır. Laiklik  ya da modern yaşam kaygısı taşıyan siyasetçilerin tepki dilleri muhafazakar iktidar eliyle yönlendirilmektedir. Asıl amacı inanca dair bir gündem oluşturmaktan ziyade bu konuyu başka gündemleri yönetmek için kullanan siyaset tarzı ne yazık ki başarılı olmaktadır.
Kürtaj tartışmalarında büyük oranda hedefe ulaşıldığı gibi, Kur’an derslerinde başörtüsü ve yani camiler yapılması tartışması da adım adım işlevini görmektedir.
Muhalefet adına sergilenen dil ve tepki biçimleri reaksiyoner bir akılla şekillendirildikçe bu konuda yapısal bir düzelme de beklenmemelidir. Halkın öncelikli acil gündemlerini,  iktidarı zorlamak için muhalefet dili haline getiremeyen siyasetçilerin yapabileceği en iyi iş iktidarın söylediğinin tersini söyleyerek sahada görünür olmaktır.
Gelir dağılımındaki uçurum, kaynakların kötü yönetimi, barış ve özgürlük arayışı üzerine kurulu güçlü bir toplumsal siyaset dili gelişmedikçe, iktidarı kendi gündemi üzerinde eleştiriyor gibi gözükme alışkanlığı sadece iktidarın işini kolaylaştırmaktadır.
Siyasetin toplumsallaşması ve gayet tabi bununla birlikte toplumun siyasallaşması hedeflenmediğinde, mevcut muhalefet aktörlerinin ezberleri üzerinden oyalanma süreci devam edecektir.
Başbakanın muhalefeti bu tuzağa çekme girişimlerinden elde ettiği kazanım çok açıktır. Gayet sert bir muhalefet dili geliştirdiğini sanan siyasi aktörlerin bilerek ya da bilmeyerek, daha güçlü bir muhalefet cephesinin örülmesini engelleyen yaklaşımları tartışmaya açılmadıkça iktidarın kamplaştıran siyaset tarzı ile mücadele edilemez.
Geniş kesimlerden kopuk bir sol-aydın dili, iktidarın arkasındaki kitlesel desteğin pekişmesinden başka bir sonuç doğurmamaktadır. İktidar ile toplum arasındaki daha can yakıcı sorunlardan hareketle geliştirilecek gündemler ve buna dayanan kuşatıcı muhalefet dili ancak yeni bir okuma ile mümkündür. Eski ezberlere dayalı ve her seferinde hayattan kopukluğu teşhir olan okumalarla başarılı bir muhalefet alternatifi inşa edilemez.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ülkede 10 milyon kişi 25 bin liranın altında, açlık sınırı civarında bir ücretle çalışıyor.

65 yaş üstü nüfusun yüzde 13’ü geçinebilmek için, inşaat gibi ağır işler de dahil, çalışıyor.

Aile Bakanlığı verilerine göre 3 milyon 690 bin aile sosyal yardımla geçiniyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et