Özel yetkiler…
Fotoğraf: Envato
Her şey, her olgu özeldir. Araçlar da öyle.
Ağzınıza alıp ısırdığınız bir elma örneğin özeldir. Ama kim sizin hangi elmayı ısırıp yemekte olduğunuzu merak eder? Başkaları için, tabii ki eğer sizin özel durumunuza ilgi gösteriyorlarsa, önemli olan, yediğinizin elma olduğudur. Bir çırpıda “genel” elmaya varılmış olur.
Siz başbakansanız ve devlet başkanı olmak istiyorsanız, özel durumdur. Ama yasaları, tartışması ve hatta yazımı gündeme çoktan girdiğine göre, anayasayı buna göre yenilerseniz, özeli genele dayatmış olursunuz. Peki, yeni anayasa neye göre tartışılacak? Neye göre yapılacak? Genel çıkar ve ihtiyaçlara göre mi, özel isteklere, bir zümrenin çıkar ve ihtiyaçlarına göre mi?
Anayasa bakımından genel nedir, özel nedir? Her şey “özel” değil midir, bir “genel” var mıdır? Özel teşebbüs, yani kapitalist burjuvazi, adı üstünde “özel”dir. Daha da özeline bakılırsa, Koç’a, Sabancı’ya, Ülker’e, Albayrak’a vb. varılır. Ama asıl “özel”in onlar olması, kapitalist burjuvazinin halk karşısındaki “özel”liğini ortadan kaldırmaz. Öyleyse soru şudur: Burjuvazinin özel çıkarları mı, halkın genel çıkarları mı? Burjuvazi, daima kendi özel çıkarlarını, halkın genel çıkarlarıymış gibi dayatmış; sözde “kendisi için bir şey istiyorsa namert olduğunu”, yana yakıla düşündüğü ve “hizmeti”nde olmaktan “şeref” duyduğunun hep “halk” ve “halkın çıkarları” olduğunu ileri sürmüştür. Burjuva politikası bu aldatmacadan ibarettir.
“Özel silahlı birlikler” kurmuştur. Kiminin adını da “özel harekat” türünden “özel” vurgusuyla belirterek koymuştur; ama bunların “halk için”, “halkın genel çıkarları için” olduğunu iddia etmiştir. Haydi TSK eskiden beri vardır. Kara Kuvvetleri, resmi sitesinde, kuruluşunu M.Ö. 209’a, Mete Han’ın tahta çıkışına dayandırır. Yani, sömürü toplumları öncesiyle bağlı “askeri demokrasi”ye kadar uzatılır tarihi. Ama tarih tarihtir. Ya şimdi? “Halkın bağrından çıkan” denir. Ama çıkmıştır. Hala “bağrında” mıdır? Silah Ahmet, Mehmet gibi “özel eller”de olmanın yanında bir ikinci “özel”lik düzeyi olarak “belirli ellerde” midir, yoksa “bütün halkın elinde” mi? Türkiye halkının bütününün silahlı olmadığı, üstelik böyle bir silahlanmanın yasaklandığı ve “özel” bir silah tekelinin geçerli olduğunu herkes bilir. Silahlar, polis gibi, hatta kimsenin bilmediği gizli MİT gibi “özel örgütler”in, sadece “özel” olarak örgütlenmiş silahlı birliklerin ellerindedir. Bu birlikler, yüzyıllardır sömürücü sınıfların “özel”idir. En azından yüzyıllık da burjuvazinin “özel”idir. Ama “halkın” denmiştir! Oysa bütün halka karşı darbeler buradan gelmiştir. “Özel silahlı birlikler”in halktan kopukluğu, halk dışında ve karşısında ayrı bir mekanizma olarak örgütlendikleri, kendi içlerinde de “devlet içinde devlet” türünden cuntalar oluşturdukları, bunca Ergenekon davası ardından artık herkesçe bilinmektedir.
Hele “özel yetkili mahkemeler”! Öyle ki, artık kurucuları bile savunamamaktadır. Başta Erdoğan, AKP kurmuştur. Şimdi iç çekişmeler nedeniyle, kendileri, “özel yetkili mahkemeler normal bir hukuk devletinde olmaması gereken mahkemelerdir” deyip “kaldırılabilir” açıklamaları yapmaktadırlar.
Adı üstünde “özel”dirler. “Özel” olarak yetkilendirilmişlerdir. “Özel” yasayla kurulmuş ve hemen sadece “özel yasa”yı, Terörle Mücadele Yasası’nı uygulamaktadırlar. “Örgüt üyesi olmasa bile” örgütten ceza! Aynı “suç”tan birine 3, birine 6 sene.. Bir “ceza”yı birinin 3, birinin 6 sene çekmesi!.. Tam saçmalık!
Oysa burjuvazinin “özel”liği ve kendi “özel çıkar” ve kurumlarını halkın genel çıkar ve kurumlarıymış gibi yutturması bir yana.. Burjuva demokrasisi bile “hukuk önünde eşitlik”ten ibarettir. Burjuvazi bu ilkeyi, kapitalist patronla işçiyi “eşitliği”ni ileri sürmek için kullanır. Ama ilke, feodal aristokrasinin haraçlarına karşı örneğin “ticaret özgürlüğünü”, aristokratlarla tüccarların hukuk karşısında eşit hakka sahip olduklarını belirtmek üzere tarih sahnesine çıkmış, feodal ayrıcalıklara karşı eşitlik, burjuva demokrasisinin hareket noktası olmuştur. Şimdiyse her yan “özel” kurum ve yetki ile doludur.
“Özel yetkili mahkemeler”in hiçbir olumlu yanı yoktur, kaldırılmalıdır. TMY kaldırılmadan kaldırılmasıysa yeni bir kandırmacadan başka şey olmaz!
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02