18 Haziran 2012 10:42

Akıllı olmak ya da olmamak

Akıllı olmak ya da olmamak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sezonun en çok didiklenen dizisi de kendisine ayrılan sürenin sonuna geldi. Hem de, kaderin cilvesine bakın, karşıtlarını en çok bağırttığı yer, aile, hikayenin de gelip en sıkı yerden düğümlendiği nokta oldu. Karısı öldü, birkaç bölüm önce ortaya çıkan ve karanlık bağlantıların merkezinde yer aldığını öğrendiğimiz annesi, kısaca, dirildi.
Behzat Ç. dizisinin önceki akşamki sezon finaliyle ilgili ilk göze çarpan, bir şeylerin ipuçlarını verip yeni çözümler ve yeni düğümler atmak yerine, birilerini öldürmek, birilerini diriltmek ve oradan yola devam etmeyi seçmiş olması. Bu, bir anlamda kolay, hani bir karakteri ortadan kaldırmanın da, kaldırmaktan vazgeçmenin de birçok başka şeye göre üstünde fazla düşünecek bir yanı olmayabilir, bir anlamda da birçok yeni olasılığa gebe elbette. Bundan sonra daha öfkeli, daha intikamcı, daha kural tanımaz bir Behzat görmek sürpriz olmayacağına göre, yeni bir sezonda bambaşka kavgalara daha sert müdahaleler görmenin yolu açılmış oldu.
Yine de sevilen bir karakteri kaybetmek sadık izleyicilerde hep bir burukluk yaratır, Savcı Esra da öyle oldu. Seyircisi de pek bağlı, tepkiler ondandır. Tek, gıyabi cenaze namazı kılıp gazete ilanı vermeyeceklerini ummalı. Finalin diğer düğümü, annenin (ve Hanımefendi’nin) aslında ölmediğini öğrenmenin böyle bir etkisi olması beklenmez, hatta böyle enteresan bağlantılara ve geri dönüşlere gebe bir ilişkinin bu kadar kısa sürede harcanması şaşırtıcı olurdu zaten.
Mesele, Behzat’ın aile ilişkilerinin bundan sonra anlatılacakların merkezine ister istemez daha çok yaklaşması, hadiselerin kişiselleşmesi, hem de kan bağıyla, “Ben seni gizli sevdim”le, “Ne de olsa benden bir parçasın”la açıklanabilir hale gelmesi. Daha dizinin en başta kızı Berna’nın ölümüyle açılması, Şule’nin onun kardeşi ve katili olduğunu açık eden ilk sezon finali de yine kahramanın kişisel ve ailevi ilişkileri üstüneydi ama onun karakterini belirleyen bunlar olmadı, tersine o düşmanlarına korku veren huysuz karakteriyle bunları çözmek üzere yola çıktı.
Anne, daha başka. En baştaki Behzat için, amirlerinin huyuna gitmediği için terfi ettirilmeyen karakter sahibi bir polis olduğunu söyleyebilirsek, şimdi de tüm çıkıntılığına rağmen anasının karanlık bağlantıları nedeniyle meslekten kovulmayan birine dönüştüğünü gördük ki, bu yeterli bir sinyaldi. Seyircinin bugüne kadar gözüyle gördüğü neyse ki bunun tersiydi, ama belli ki bundan sonra annenin daha fazla dahline tanık oldukça, bu edilgen Behzat’ı sevmek için daha çok çaba harcaması gerekecek. Daha bile gerçekçi olabilir, böyle her tarafı çetelere teslim olmuş ya da bizzat çeteleşmiş bir teşkilatta var olabilen aykırı bir polise göre, bilmeden de olsa bir çetenin himayesinde yer alması daha tutarlıdır belki ama bunun ne kadar sevilesi olduğunu mücadelenin kalanına bakarak görmek gerekecek. “Bu dünyada hiç kimseye beni sahiplensinler diye yanaşmayacaksın” da, onun sözleriydi nihayetinde.
Evlilik, herhalde karakterleri fazlasıyla benimseyen (Hatta öykünün en sarktığı, en sıktığı yerlerde onlara tutunarak diziyi takip etmeyi sürdüren) seyirci tarafından böyle bir gidişin habercisi olarak düşünülmedi hiç, RTÜK’ün ve hükümetin Behzat’ın mürüvvetindeki olası etkisini tartışmaktan. Oysa bu kadar yalnız bir karakterin, (Neyse ki şiddetli geçimsizlikle değil, ama elbet daha fenası) önünde sonunda yeniden yalnız kalmasının, neredeyse bir kural olduğu kimse için bir sır değildir. Tabii ki, Behzat’ın karısından da çok Savcı Esra’nın devreden çıkmasının işleri bir kat daha zorlaştıracağı için moral bozucu olduğu kesin.
Daha çözülmeyen çok mesele olduğuna göre, final cevaptan çok soru bıraktı ortada. Onun için, devamında seyirci daha büyük beklentiyle dizinin karşısına çıkarsa şaşırmamak gerek.
Behzat Ç. ile aynı anda izlediğimiz diğer dizide de, kimilerinin Türk polisinin kahramanlıktan kahramanlığa koşması dışındaki dizilere tahammül edemediğini gördük, son yüklü cezayla o da sezon finalini yapmıştır herhalde. “Sen kimsin la”yı hak etmek için ellerinden geleni yaptılar, bütün hak ve özgürlük düşmanı arkadaşlarıyla birlikte kafayı taktıkları televizyon dizisi de dahil olmak üzere. Aylardır içki de içmesin, küfür de etmesin, ne demekse “Türk aile yapısına” bağlı olsun diye sıkıştırmanın ardından neler diyeceklerini zamanı gelince öğreneceğiz, üç çocuk mu isteyecekler, gebeliğin gidişatına mı karışacaklar, yoksa doğum kontrolüne mi. Senaristi Ercan Mehmet Erdem’in, son bölümdeki küçük rolünde “akıllı ol”u yiyişi, sanki bunun yansımasıydı ya, varsın onlar da olmayıversin.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa