Trayvon ve bizim savaşımız
Kısa bir süre Trayvon Martin’in ismi ve kaderi günlük haberlere ve on binlerce insanın hayatına etki etti. Bu olay insanları motive etti; onları harekete geçirdi ve onlara eyaletin duyarsızlığına karşı tavır alma isteği verdi.
Florida boyunca gençler okullardan çıkıp sokaklara döküldü. Bir düzine şehir eyaletin duyarsızlığına karşı tepki duydu. Neden? Çünkü birçok genç, aslında görülmeyen bir gerçeği gördü. Bu olay onların başına da gelebilirdi. Bütün bunları onların aileleri de yaşayabilirdi. Bu gençler eyaleti harekete geçmeye zorladı. Bu hareket bile, protestoların çoğalmasına ve güney güneşinde pıtrak gibi yayılmasına sebep oldu.
Siyahlara şiddeti kınayan bu protestolar yurttaşlık hakları hareketinden sonraki en büyük eylemler olarak adlandırılıyor. Bu fikir, Hukuk Profesörü Michelle Alexander’ın “Yeni Jim Crow: Renk Körlüğü Devrinde Kitlesel Hapsetme” kitabında da değindiği gibi, sessiz ve derinden kitlesel hapsedilmenin vücut bulmuş halidir. Trayvon Martin’in katilinin genelde hep olduğu gibi bir polis olmaması önemli değil. Bu olay siyahların hayatını polis gölgesinde bırakan ve şüpheyle göz altında tutan bir sistemin gayri resmi kanıtıdır.
Trayvon Martin davasının sonucu ne olursa olsun yüzeysel konuların çizgi dışında kaldığını düşünüyorum. Yeni Jim Crow kavramı siyahların günlük hayatını cehenneme çeviren, bir zamanlar hayal ettikleri geleceği yok eden bir unsur olmaktan çıkmıştır. Trayvon’un davasının bize öğrettiği şey protestonun işe yaradığıdır. Bu protestolar olmadan bir dava olmazdı. Buradan alınacak ders şudur: Hapishane endüstriyel kompleksinin büyük sosyal adaletsizliği her gün daha çok siyah adamı zincire vururken, iç savaşın şafağında köleliğin yasal olduğu zamanlarda veya bir partinin Güney Afrikalı sistemi hâlâ gündemdeyken kitlesel protestolar gerekliydi ve hep de gerekli olacaktır.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!
Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.
Evrensel'i Takip Et