Veliaht prensi kim öldürdü?
Evrensel’in Haber Müdürü “Bir Sırp, veliahtı öldürdü” diyerek ironik bir gülümsemeyle geldiğinde anlamalıydım, aslında... Olası dünya savaşının nasıl başlayacağına dair senaryoların orta yerine düştü aslında Türkiye’nin savaş uçağı...
Gayrı ne olur; göreceğiz... Zaten Suriye’ye girmeye pek meraklı, Amerika ve yörüngesindeki uydular ne yapacak? Türkiye’nin Suriye’ye “ileri demokrasi” götürmeye pek meraklı siyasi iktidarı nasıl bir tepki verecek? Çok sürmez, kokusu çıkar... Elbette, bir de Suriye ile ortak tatbikattaki Çin, Rusya, İran faktörleri de var... Haliyle düşen uçak, sırf Türkiye’nin değil, dünyanın gündemi artık... Uzun öngörüler için erken; ancak dünyayı götürmek istedikleri yer çok açık.
Biz içeriye dönelim; ve hiç gözden kaçırmayalım; meğer ne çok “savaş” isteyen varmış... Daha ilk andan itibaren, üç saat güvenlik zirvesi yapılıp, “Uçağı Suriye düşürdü” denilmemişken “savaş tamtamları” sosyal medyada yankılanmaya başladı. Kim oluyordu ki bu Suriye, uçağımızı düşürüyordu! Savaş nedeni sayılmalıydı... NATO göreve çağrılmalıydı... Falan filan...
Oysa “milli tarih” dersinde o kadar okuduk, “Bir Sırp milliyetçisinin Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun veliaht prensini öldürmesinin yarattığı sonuçları”nı... 1. Dünya Savaşı işte böyle basit bir nedenle başladı işte! Yersen... Hatta, Yavuz ve Midilli adlı Alman zırhlılarını alan Osmanlı İmparatorluğu da “katakulli” ile savaşa sokuldu. Zaten, aslında biz yenilmedik, “hükmen yenik” sayıldık! “Milli Tarih”i böyle öğrenmiş kuşakların, şimdi klavye başında “bordo bereli” kesilip, cepheye koşması manidar...
Neresini tutsan dökülür bir tezgah var orta yerde... “Muhaliflere baskı yapıyor” propagandası dünya kamuoyu, bilhassa da Rusya ve Çin açısından “yeterli neden” sayılmadığından, Esad’ı devirme operasyonuna “sağlam” bir neden lazımdı, orası kesin. ABD ve Avrupa güdümlü dünya medyasında “uçak düştü” haberinin “flaş haber” olmasının nedeni bu. Bizim medyanın sicili zaten ekrana “savaş uzmanı” çıkarma yoktan “savaş icat etme” konusunda bozuk.
Aslında, 1974’te Akdeniz’de kendi gemisini, kendi savaş uçaklarıyla vuran TSK’nin “operasyon hatası sicili” epey kabarık. Suriye’nin “Sınırı geçti, vurduk, sonra Türk uçağı olduğunu anladık” açıklamasını hangi yüzle inanmayacağız? “Sınırı kaçak geçtiler” diye çoluk çocuk 34 kişiyi bombalayıp, “özür bile dilemeyen”ler, Suriye’ye hangi yüzle diklenecek? Oralar muamma... “Operasyon hatası” deseler ya da “sınırı kaçak geçti” diye açıklasalar, diyecek
Peki ya, 1992’de göz göre göre Amerikan ordusu tarafından batırılan “Muavenet” olayını da mı hatırlamayacağız. Biz hatırlatalım; 2 Ekim 1992’de Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait “TCG
Muavenet Muhribi”, tatbikat sırasında normal seyir halindeyken iki güdümlü füze ile batırıldı. Vuran, ABD’nin “Saratoga Uçak Gemisi”ydi. 5 Türk askeri de öldü. “Kaza” deyip çıkıldı işin içinden... Sanki, “Bir garson dalgınlıkla çay dökmüş” gibi; bir asker kazara füzeleri ateşlemiş sayıldı. Yersen!
O zaman sosyal medya yoktu gerçi, ama olsaydı da, bir Allah’ın kulu çıkıp, “ABD’ye girelim, savaş ilan edelim” diye tutturmazdı orası kesin... Kimse, “Sen de kim oluyorsun”lu tehdit cümleleri kurmazdı.
Ama şimdi kuruluyor. Türkiye, göz göre göre savaşın içine çekilmeye çalışılırken, “meraklısı” da çok. “İsrail’de onarılmış uçak, onlar yönlendirmiş”, “Kürecik’ten kalkmış, Amerikan oyunu bu” gibi “komplocu” fikirler de az değil. Gerçi, yaşadığımız pek çok “gerçek”, değme komplolardan daha akıl dışı ya; neyse...
Biz gerçeğe dönelim; neden orada olduğu açıklanamayan TSK’ya ait bir savaş uçağı düşürülmüş; arama kurtarma çalışmaları ortak yürütülüyormuş...
Sadece sosyal medya mı? Hakim medya ne demiş, “Suriye düşürdü”, “Bedelini ödeyecekler”, “Ateşle oynuyor”, “Akdeniz’de gerilim” gibi manşetlerin altı, hep “savaş” imalarıyla dolu. “5. Madde” hatırlatmaları ve NATO’yu göreve çağırmalar da cabası.
Hep aynı bildik işler, bildik senaryolar kısacası... Hani, Troya Savaşı’nı anlattığı İlyada’da “İnsanları birbirine düşüren hangi Tanrı?” diye sorar ya üstat Homeros; 3. bin yılda da durum farklı değil. İnsanları birbirine düşürmekte yarışan o kadar çok “Tanrı”lar kimse, Akdeniz’de Türk savaş uçağını düşüren de o! En büyük şüpheli de üzerinde “Tanrıya inanıyoruz” yazan dolar! “Politika ekonominin yoğunlaşmış biçimi”yse eğer, savaş da politikanın yoğunlaşmış biçimi çünkü... İşin ucu gelip krizdeki kapitalizmin tanrılarına dayanıyor işte...
“Tanrı”ların hedefindeki “sıradan insan”lara düşense sadece iki sözcük: SAVAŞA HAYIR!
* * *
Dün bir yandan da hummalı bir hazırlık içindeydik. Karaborsa ekibi olarak, “Festival Karaborsa”yı “korkuya inat, neşeli sanat” sloganıyla Nişantaşı Sanat Parkı’nda gerçekleştirdik dün... Bu yazı, henüz festivale başlamadan yazıldığından “nasıl geçti, neler oldu” yazamıyoruz; ancak şurası kesin, “az bulunur kıymetler borsası” üst başlığımızdaki kadar “az” değilmişiz! Sezonu festivalle kapatmış olduk, eylülde yeniden Karaborsa ile Hayat Televizyonu ekranlarında olacağız. Dört sezondur bizi yalnız bırakmayan tüm izleyicilerimize sonsuz şükranlarımızla... Festivale destek veren sanatçılarımıza ve Şişli Belediyesine de teşekkürler...
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et