24 Haziran 2012 09:10

Benim davam bitti

Benim davam bitti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Benim hikayem, benim davam bitti. Düşmanlarım cezalandı ama Fethiye’deki utanç davası hâlâ sürüyor. Sanıkları serbest, dosyası temyizde. 13 yaşındaki N.Ç.’nin davası on yıl sürdü. Sonunda tecavüzde rızası var dendi, ceza indirimi uygulandı. Sanıklar en düşük sınırdan cezaları aldılar. Diyarbakır’da zihinsel engelli E.B. tecavüze uğradı. Kabusu sırasında çığlık atmadığı için ‘rızası vardır’ dendi. Sanıklar serbest. İstanbul’da tecavüze uğrayan E.B’nin hukuk mücadelesi üç yıldır devam ediyor. İstanbul Üsküdar’daki, Beyoğlu’ndaki, Van’daki, Tunceli’deki, Siirt’teki, Ferik’teki, Gebze’deki, Samsun’daki, İzmir’deki…”
Final bölümünde mahkemeden “Çığlıklar sussun artık” diye çıkan Fatmagül, Kerim’le mutlu mesut yürürken “Anlatacakların bitti mi” sorusuna cevap verip, öyle veda etti. Son yılların kadınlar tarafından belki de en çok eleştirilen dizisi Fatmagül’ün Suçu Ne, bu mesajlarla bitti.
Kadınlara dair mesajlar veren tek dizi olmaması da ayrıca enteresan. Birkaç bölüm önce Behzat Ç.’de Suna’nın son sözleri de kadın cinayetlerine ve kadına karşı şiddete dikkat çekmeye ayrılmıştı. Şimdi Fatmagül’de tecavüz, zaten hiç dizinin gündeminden düşmeyen bir konu olmakla kalmadı, güncel, hakiki meselelerin de farkında olduklarını ve anlatılanın onlardan bağımsız olmadığını da hatırlatmış oldular.
Belki bunlara Leyla ile Mecnun’da arada yabancılaştırma efekti gibi kullanılan, başka konuların yanında kadına şiddet uygulamayı eleştiren mesaj sahnelerini eklemeli. Onun daha özel bir izleyicisi, daha incelmiş, daha ayrıntıya meraklı bir kitlesi olduğundan bu mesajı verip anlatacağı meseleye dönmesi daha bir kolay oluyor.
Öteki ikisinin, çok eleştirilen, özellikle de kadınlarla ilgili meselelerden dolayı eleştirilen diziler olması bir tesadüf olmasa gerek. Biri, Fatmagül’ün Suçu Ne, tecavüzü seyirlik haline getirmek, kadını da tecavüzcülerin yardımcısına aşık ederek aklamaya katkıda bulunmasıyla ilgili çokça yazının konusu oldu. Diğeri, Behzat Ç., her bakımdan epey mesele edildi, olmaya da devam etmesi hayırlı olur; bu bakımlardan biri, en azından mantığa aykırı olmayan bir eleştiri olarak, fazlaca testosteron yüklü, her yanından erkeksi olduğu belli olan bir anlatıya sahip olup kadın karakterleri, genelde kadınları pek etkin kılmaması şeklindeydi. Aslında Behzat Ç., testosteron oranından taviz vermeyi denemedi ama belki eleştirilen de etkisiyle, başlarda böyleyse bile epeyce kadınları edilgin konumlarından çıkaran hikayelere yer verdi, Suna da, Esra da, başkalarının yanında epey güçlü karakterler oldular. İkinci sezonun ana mevzusu olan kesik parmak cinayetleri serisi de tacizci, tecavüzcü, katil erkekleri cezalandırmaktan yola çıktığı için, basbayağı bu konu dizinin zaten sahip çıktığı, işlediği, tartıştığı bir konu oldu.
Fatmagül’ün Suçu Ne’de gördüğümüz ise, tecavüzle ilgili tutumundan ve onu toplumda tartıştırma şeklinden dolayı eleştirilere maruz kalan bir dizinin bir anlamda bunlara yanıt verme, kendini daha düzgün bir konuma çekme çabasıydı sanki. Öyle bile olsa, bu aylardır yapılan tartışmaların boşa gitmediği, bir karşılık bulduğu anlamına gelecekse bir yerde hayırlıdır.
Yine de ilginç olan, memleketten güncel verilerden somut örnekler vermek gibi bir ortak özellikleri olması. Oysa kimse dizilerden bu kadar somuta girmelerini beklemiyor, tersine girmeseler bile onlar zaten öyle tartışılıyorlar. Ötesi, sadece haber olup sosyal medyada dikkat çekmek içindir olsa olsa. Yoksa ortalama seyirci için daha işlevsel olan, mesajı dizinin genelinde anlattıklarıyla vermekten geçiyor. Öyle örneklerin artması en güzeli.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa